- 973 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MUHAMMED AŞIĞI YAHUDİ PADİŞAH KISSASI
Peygamber Efendimizin doğumundan yaklaşık 700 sene evvel Malik bin Milhan isimli
Yemen` li bir yahudi padişah, Tevratta Hz. Peygamber Efendimizin geleceğini ve O` nun üstün meziyetlerini öğrenmiş, O` nun dinini Medine`de anlatıp yayacağını tespit edince ordusuyla Medine` yi fethetmiştir.
Belki O Kutlu Resule yetişirim ve O` nun ümmeti olabilme şerefine erişirim ümidiyle,
O` na hizmet etmek amacıyla iki katlı bir ev yaptırmış ve beklemeye koyulmuştur.
Fakat ömrünün vefa etmeyeceğini anlayınca, içli, iman alevi yangınlı bir mektup yazıp mührüyle mühürlemiş ve son Peygambere verilmek üzere evlatlarına emanet bırakmıştır. Onların yetişemememsi durumunda da torunlarına verilerek nesilden nesile aktarılmasını, Resulullah`a ulaştırılmasını vasiyet etmiştir.
Mektubunda:
"Ey Allah`ın Resulü,
Ben seni görmeden sana iman ettim ve Allah` ın en son ve en büyük Peygamberi olduğunu kitaplardan okudum. Sana yetişebilseydim her türlü emrini bir lütuf bilip
baş üstüne yapardım. Bu mektup sana ulaşırsa ne olur beni ümmetlüiğe kabul et."
diye yazmıştır.
Efendimiz türlü işkenceler ve ambargolar sonucunda Allah` ın emriyle Medine` ye hicret edince tüm ensarların evine misafir edebilmek için yarıştığı sırada Efendimiz devesi Kusva` yı işaret ederek :
" Deve bu gün memurdur, onu serbest bırakın." buyurmuşlar ve devenin çöktüğü yerdeki eve misafir olacağını bildirmişlerdir.
Deve Medine sokaklarını koklaya koklaya tam 700 sene önce Son peygambere hizmet amacıyla inşa edilmiş, tuğlaları aşk ateşiyle örülmüş olan bu evin önüne çökmüştür.Bu ev zamanla el değiştirerek Ebu Eyyub el Ensari` ye geçmiştir.
Bu mektubu elinde emane tolarak bulunduran kişi koşarak gidip, ipek sargılar içindeki
mektubu getirmiş ve
"Ya Muhammed! vallahi sen Allah`ın Resulüsün" demişti.
Efendimiz de:
" Evet ben Allah` ın Resulüyüm. Sana bu şahitliği yaptıran şey nedir?" diye sorunca,
adam olayı anlatmış ve mektubu Efendimize takdim etmiştir.
Efendimiz hz. Ali` ye mektubu okumasını emretmiş ve mektubun içeriği duyulunca
tüm medine tekbirlerle sarsılmış ve duyan herkes gözyaşlarına boğulmuştur.
Bu olay Efendimizi asırlar ama asırlar önce büyük bir iman ve aşk ateşiyle bekleyenlerin olduğunun delilidir.
YORUMLAR
Ne mutlu Resulullah efendimizi görmeden iman edenlere..!!
Hüseyin kardeşim, yıllarca o gül kokulumu düşünürken hep
"keşke ben de onun zamanında yaşasa idim,
keşke ben de ayağını bastığı yolun bir tozu olabilseydim,
başını kaldırdığında baktığı buluttan süzülen bir damla,
yahut hurmasını yediği ağacın bir dalı olsaydım" diye keşkelerle boğuşurdum.
Hayallerimde yaşatmaya çalışırdım o mukaddes atmosferi.....
Bir gün ben de bir kıssa okudum.
Resulullah efendimiz yanındakilerle bir mezarlığın yanından geçiyormuş. gözleri dolmuş ve durmuş. sormuşlar yanındakiler
"ne oldu neden burda durdunuz ve neden duygulandınız " diye
cevap vermiş efendimiz:
"kardeşlerimi özledim"
şaşırmış orada bulunanlar
nasıl yani, biz senin kardeşlerin değil miyiz
"hayır" demiş Resulullah efendimiz. "sizler benim ashabımsınız
sizler beni görüyorsunuz yaşıyorsunuz.
Kardeşlerim beni görmeden bana iman edecekler ve ümmetim olmayı dileyecekler..
işte onlardır ki benim kardeşlerimdir...
Değerli Gazi kardeşim;
bundan daha güzel bir mutluluk olabilir mi
ha 700 sene evvel
ha bin sene sonra
onu görmeden ona iman edenler
ona sevdalananlar
onun hasretiyle yanıp tutuşanlar
kardeşleri oluyor ise
ne mutlu bize
ne mutlu
Rabbim sizden de razı olsun sevdiklerinizden de
Ve bu mübarek ay bütün şefkati ve merhameti ile ruhunuzu okşasın