- 867 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞİİR VE ŞAİR
Şiir; balta girmemiş ormanlardan yakalanan dünyanın en ötücü, en güzel kuşuna benzer. Yakalamışsınız avucunuzdadır artık. Şiir kuşu kaçmak ve özgür olmak ister.
Avucunuzdan kaçmak isteyen bu kuşu; sıkarsanız ölür, elinizi gevşetirseniz kaçar. Yaşamın ve evrenin karanlıklarında yaşayan meçhulün sesidir.
Belki de bir bakışta mavi bir dumana, bir bakışta şaraba benzer. Elinize aldıkça yokluğunu görür, gözle takip etmek istedikçe başınız döner ve belki de bütününü kaybedersiniz. Yani mevcut olanı kaybetmeden arzu edilene ulaşmak ve sonuca varmaktır.
Şiir; zekanın kendini ifade etmesi, kalbin bu duruma karşı merhamet duymasıdır. Şiir en yüksek sesle müzikte duyulur. Başka bir deyimle; ruhların miracıdır. İnsan kalbi, yaşamın kendisiyle temas eder. İşte bu manevi güzelliği hiç bir şey veremez. Bu yüz den şiir ilmine ısınamayanlar çok olduğu halde şiiri sevmeyen insan pek azdır. Şiir vücuda giren sonsuzluk fikridir.Yani olmazsa olmazımızdır.
Şiiri böyle anlatınca gerçek şairin nasıl olacağını tahmin etmek kolay görünüyor olabilir. Şiiri tarif ederken aslında şairi tarif etmiş sayılırım.
Şair bir avcıdır. Kimsenin görmediğini gören ve meçhulün içinde hakikati kovala
yandır. Şair zekasını yontarak bir ok yapar ve okunu gördüğü hedefine atar. Bu ok bumerank gibidir.Çıktığı yerin cazibesinden kurtulamaz geri döner ve yumuşak
sıcak bir yere saplanır. Saplandığı yer bir kalptir. O kalbin de sahibi şairdir.
Şair, ıstırabın neşesini duyan olarak gözükebilir. Aslında neşenin ıstırabını duyandır. Şairin kalbinin hudutları olamaz. Kendinden başka tüm kainatı, canlı, cansız her bir şey ve onların acıları, neşeleri, eksikleriyle yaşar. Kendine harcaya
cak zamanı da yoktur.
Tabiidir ki; bal / dudak şairleri’ninden bahsetmiyorum. Gerçek şair hakikate
en yakın olan insandır. Toplumunun örnek insanıdır.
Herkes hata yapabilir ancak şairin hata yapma lüksü yoktur. Kötü söz söyleye
mez. Hep;Hak’ka ve halka yakındır.Haklıdan ve ezilenden yanadır.
Şair, bir deyimle ’doğrucu derviş’tir. Zira yaratılışı öyledir. Görmek ve uyarmak
zorundadır. Bu kadar zorluklar çekerek elde ettiği nimet yalnızca özgürlüktür. Şair halkının en özgür insanı ve özgürlüğün en azat kabul etmez kölesidir.
Nefsinde devrilmez bir gurur ve aynı zamanda şifa bulmaz bir melal hisseder.
Şair aykırı adam görünümünde sanılır. Ancak “doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” sözüne eştir.
Şair herkese benzemeyen ve benzemek istemeyendir. Öneririm ki, bir şairi tanımak isterseniz onu normal insanlar arasında aramayınız. Gönül adamıdır.
Şairin derdine şifayap ilaç bulunamamıştır. Toplumsal ve sosyal bütün dertlerimiz
ve de bizim söylemek isteyip de söyleyemediğimizi o söyler. Halkın sözcüsü ve gözcüsü hatta ağrı kesici ilacıdır.
Ne yazık ki yaşadığımız çevrelerde şairler fakir ve yoksul duruma düşmüş hatta deli diye taşlanmıştır. Fikirlerinde ki hakikat, vitrine oynayanlara batmıştır. Gerçek şairleri : kendini şair ve yazar zannedenler ile işine gelmeyenlerce cezalandırılmış
lardır. Namuslu olmak zordur. Şair sivri demir gibidir, çuvalda durmaz. İlla da doğruyu söyleyip yazacaktır. Duyuracaktır.
Kısaca şiir nedir anlamak isteyenler; dedikodu yapanlardan değil, bizzat şair olanlardan sormalıdır. Şair kimdir; tanımak ve şiirin zevkine ermek için onu aramalıdır. Zira ’Avrasya’da her beş kişiden, üçü şiir yazdığını sanarak, şair olduğunu anlatır.
Kısaca şöyle bir denklem kurabiliriz:
Şair + Şiiri + Karekteri = Halk Şairi = Halk Edebiyatı
İşte: yeni bir eser ve kalıcı edebiyattır diye düşünüyorum. Uygulayanlara ne mutlu Zoru seçtiğimi biliyorum. Saygılar.
15 Haziran 2009
Mustafa ERMİŞ
Şair Araştırmacı Yazar
* telif hakkı yazarına aittir. İzin alınmadan veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz.*
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.