- 1676 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
EN UZAK MESAFE İKİ KAFA ARASINDAKİ MESAFEDİR
BİRECİK İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
EN UZAK MESAFE İKİ KAFA ARASINDAKİ MESAFEDİR
Liderlik bence ,çok önemsenmesi gereken bir özelliktir.Toplum içinde bu vasfı ile çok işler başaranlar, bu özelliklerinden dolayı başarılı olurlar. Bir bakış ile yığınları harekete geçirip, bir tatlı nida ile coştururlar. Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Müdürü böyle bir özelliği dolayısıyla ,bir proje geliştirdi.
Bu projenin en cazip özelliği ise fiziki mesafelerin çok da önemli olmadığı; kafalarda oluşan uzaklıların daha önemli olması idi.Sayın İlçe Milli Eğitim Müdürümüzün özdeyişi, bu konuyu daha iyi anlatıyor:’En uzak mesafe,iki kafa arasındaki mesafedir.’
Bu sllogan üzerine kuruldu projemiz..Eskiden haberleşmede kullanılan güvercinler misali ,önceden uçuruldu, kitaplarımız. Ulaştı sevincin kaynağına, heyecan yarattı. Kahve köpüğü misali çoğaldı, çağladı ;Fırat gibi gönüllere aktı.Ardından harekete geçen ekibimiz yola düştü. Kayseri ne güzel şehir.Bağ evleri, heybetli ve başı dumanlı Erciyes hele... Bir de varsa perdeli pilav, değme keyfine artık.Hızla akıp giden çift geliş gidişli yollar,bizi alıp götürüyor.
Her saat ,her dakika biraz daha yaklaştırıyor Maraş’a .Maraş’ın tanınmış, kendisini ispat etmiş bir pastahanesi; tabii tadıyla, içindeki tarihi eşyalarıyla ün yapmış ’Yaşar Pastahanesi’.
Bir soluk aldık ,dizildik yollara .Yollar gidiyor, biz peşinden koşuyoruz .’Yetişmek ne mümkün.’
derken, bir kamyona yetişiyoruz .Arkasına yazmış ’Ömür biter ,yol bitmez,’. Anladım ki hiç durmadan yürüsek yine bitmeyecek.
Yeşillikler arasında kıvrım kıvrım giderken ,birden bir söz duyuldu : ’İşte şu karşı tepe. Muhsin beyin helikopterinin düştüğü tepe!’ denildi. İçimde bir üzüntü duydum, güzel insana karşı. Ama kader de, ömür de , ne dersen de.işte öyle bir şey.
Derken Antep bütün ihtişamıyla dikildi karşımıza.
Dolaştık sokaklarında. Ne güzel ülkem, ne güzel şehirleri ! Yorgunduk ama heyecan bizi durdurmuyor .Düştük yollara ’Urfa ’nın etrafı, dumanlı dağlar.’ nağmeleri duyuldu arkadaşlardan. Vardık tabi ama yol mu dayanır Anadolu yiğidine. Ulaştı istediği yere; bavullar taşındı otele . İkişer kişilik odalara yerleştik. Kaldığımız otel, turizm ticeret meslek lisesinin uygulama oteliydi .Yeni hizmete başlamış ama yinede güzel bir hizmet vardı.Arkadaşlarımızdan birisinin görev alanı Siverek’ti. Biraz korksa da bizim şakalarımızdan, kendini cesaretli göstermeye çalıştı..Bir ileri iki geri gitti görev yerine ,ama dönüşü muhteşemdi.Aramızda hediye ile dönen tek kişi idi.
Kitaplarımızı ulaştırdığımız kaymakamlık ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinden dönen arkadaşlarımız ,zafer kazanmış edasıyla geldiler bir bir. Haksız da sayılmazlar hani. Sıcak bir karşılama , muhabbetle bakan ve arkadan hoşnut el salllayışı ile uğurlama.Dönüşte Şanlıurfa Valisi ile bir randevulu görüşme yapıldı.Akşam ’S I R A GECESİ’ne katıldık .Ama çok muhteşemdi ama tabii bir kurban olması gerekirdi,Sağolsun arkadaşlar davulun önüne bizi attılar .Sizin anlayacağınız ’ağa’ seçildik.Güzel bir akşamdı .O akşamın en en cazip yanı ’mırra’ içimi idi ,Kazasız onu da atlattık çok şükür.Ertesi günün sabahı, Halil İbrahim Peygamber’in ateşe atıldığı camiye gidildi. İnancın ikliminde manevi bir hava , boyunlar bükülmüş, rabbine tevazu eden güzel insanlar .Daha sonra meşhur çorba ’ tirit ’içilmesi.
Ve zaman geldi artık. Yola dizildik , ver elini Adana. Oradan başı bükülmez Toroslar’ı geçerek ,hoş görünün şehri Konya ve nihayet Eskişehir. Bakın kısa bir mesafe, esas uzaklık iki kafa arasıymış . Bunu bildik vesselam!
Mehmet Talip BİLGİL