İNSANLIK MI DEDİNİZ?

• 10 Haziran 2010 Perşembe 00:06:55

İnsanlık mı dediniz? Bu konuda ilk önce kendinizi sorgulayınız sonra dışarıyı suçlayınız. Öyle eleştiri ve yerinde söylemler yapmalısınız ki karşınızdakinin eline koz verme durumuna düşmiyesiniz. Aksi taktirde kendinizi beş para edersiniz.
Sermaye faşizminin dünyaya hakim olduğu günümüzde bile, insanlık aramak da suç olmuştur. Onun için uluslararası diplomasideki söylemlere çok dikkat etmek gerekir. Bu dünyada öyle dayıvarî hareketlerle asla çözüme varılmaz.
Her şeyden önce, uluslararası alanda hiçbir devletin, insanlık vicdanı karşısında temiz olmadığını belirteyim. Kimse kendisini kandırmasın. Politika mı dediniz? Buna ucuz politika derler! Aşağıda sadece birkaç temel çelişkileri sıralamakla yetineceğim. Gerisi beni hiç mi hiç ilgilendirmez? Doğru söyleyenin düşmanı çok olur muş, olsun!
1- İslam dini altına sığınan AKP hükümeti, o kadar masum ki bir anda "One Minut!" la meşhur oldu! Bu yanlış davranışın sonucu, bugün ortadadır. AKP, bu sonuca katlanabilecek mi? Görüp bakalım. Başbakan R.T. Erdoğan, İsrail’de "siz çocukları öldürmeyi çok iyi bilirsiniz" deyimini ikiyüzlülükle kullandı. Peki İsrail de, bu hükümet döneminde Türkiye’de çocukların öldürüldüğünü bilmiyor muydu acaba? Gayet iyi biliyordu ama!... Türkiye’de şu anda yaşları 12-13 olan 425 ve fazlası çocuklar halen cezaevinde yatmaktadırlar. İmha edilen çocukların sayısı da oldukça kabarıktır. Bu durum, Türkiye’nin imajını karalıyor! AİHM, bu konuda haberlidir.
2- Bu parti, PKK’yı İsrail’in taşeronu diye suçluyor. Peki kendisi kimin taşeronudur? Bir ayağı AB’de, bir ayağı ABD’de olan bu parti değil mi?
3- Konya’da İsrail’le ortak tatbikatları yapan gene AKP döneminde olmadı mı? Konya’da eğitim uçuşları yapan herhangi bir örgütün pilotları değil, İsrail pilotlarıdır.
4- Son dönemde 10 adet insansız savaş uçağını Türkiye’ye satan İsrail’in kendisidir.
5- Peki bu iktidar sürekli Gazzeyi diline doluyor da Kürdistan’daki açlığı neden göremiyor? Neden bu savaşı durduramıyor? Hani ülkeye demokrasi getiriyordu? Ne oldu Kürt açılımına? Gericiler ne zaman demokrasi getirmiş ki AKP de getirsin? Aslında bazı sol örgütler de dahil hata, bu partiden medet bekleyenlerdendir.
6- Peki sürekli halkın dini yönünü rencide eden bu iktidar neden kardeş kanını dökmeye devam ediyor? Dersim’de ufacık bir alanda bir baraj değil, sekiz barajın yapım planlamasını ve bu alanı balçık alanına dönüştürmüş olmasıyla hangi mantığa hizmet ediyor? Peki asıl amaç nedir, onu bilelim? Bu, bir doğa katliamı değil mi?
7- Peki ne oldu da birden bire İsrail’le Türkiye’nin arası açıldı? Aslında İran ve Hamas bu iktidarı kullanıyor. İç siyasette tükenen bu hükümet kendisini dış siyasetle ayakta tutmaya çalışıyor. Kimileri diyor ki Türkiye İranlılaşıyor? Kaz’ın ayağı hiç de öyle değil. Türkiye, İran ve Hamas tarafından balonlaştırılıyor! AKP, iç siyaset pilinin bitmesinden dolayı bu ipe sarılmıştır.
8- Diğer bir husus da AKP, Haması direniş örgütü olarak değerlendiriyor. Ama Kürt örgütünü büyük bir ikiyüzlülükle terörist örgüt olarak değerlendiriyor. Bu, çok büyük bir çelişki ve ikiyüzlülüktür. Hamas, AKP’nin kardeş ve yandaş aşırı dinci örgütüdür. Bundan dolayı direnişçi oluyor. Bunu esirgememek gerekir. Kim kendi yoğurduna ekşi demiş ki?
9- Bu son zamanlarda bir curcuna yaşanıyor. Türkiye-İsrail savaşının çıkacağından bahsediyor. Herkes bir şeyler kusuyor ama öylesine! Peki nasıl oldu da ipler iki ikizkardeş ülke arasında kopma düzeyine geldi? Bunun bir sebebi olmalıdır.
10- Türkiye’de sözde islamî bir parti iktidardadır ama bu iktidar sözde islamdır. En çok bu iktidar döneminde İsrail’le her türlü siyasi, askeri, ekonomik ilişkiler geliştirilmiştir. En son insansız uçak bu iktidar döneminde satın alınmıştır.
11- Ayrıca "Mavi Marmara" adlı insanî yardım konusunda izlenilen politikaya Fethullah Gülen bile karşı çıkmıştır. Türk medyası oldukça bunu dillendirdi. Bu konuda da kimlerin kime çalıştığı da meçhuldur? Türk medyasının diline doladığı PKK, İsrail’in taşeronudur vs... gibi söylemlere karşı Yeni özgür Politika yazarı Serhat Bucak şöyle yazar;
"İsrail 1982 yılında Lübnanı işgal ettiğinde Hebron kalesinde kendisine direnerek şehit düşenlerin, esir alınanların Kürt olduklarını, PKK’li olduklarını hiç bir zaman unutmadı. Kürt özgürlük militanlarının Bekaa’da eğitim gördüklerini de unutmadı."
Türk ve Kürt devrimci hareketinin İsrail siyonizmine karşı verdiği tarihi mücadelesine asla kimsenin dil uzatmasına hakkı yoktur. Türkiye devrimci hareketi, bu topraklar üzerinde kimlerin emperyalistler ve siyonistlerle işbirliği halinde olduğunu çok iyi bilir. İbrahimler’in, Mahirler’in ve Denizler’in, egemenlere karşı takındıkları tavırları da nettir.
Bu yazımın sonunu 09 Haziran 2010 tarihli Milliyet’te yayınlanan "Castro İsrail’den endişeli" adlı haberi aşağıya aktarıyorum.
"Küba lideri Fidel Castro, İsrail’deki hükümetin İran’a nükleer saldırı düzenleyeceğinden endişe ettiğini yazdı. Yerel basınla internetteki Cubadebate.cu adresinde yayımlanan yazısında Castro, İran’a yeni yaptırımları oylaması beklenen BM’nin "olayların akışını değiştiremeyeceğini" ifade etti ve "çok kısa bir süre sonra İsrail’i yöneten aşırı gericiler İran’ın direnişine çarpacak. İsrail de, ABD tarafından yaratılan dikkate değer nükleer gücünü bağımsızca harekete geçirmek ve kullanmaktan çekinmeyecek. Başka türlü düşünmek gerçeği inkardır" ifadesini kullandı.
İsraillilerin, "İran’ın uranyumun bir kısmını zenginleştirdiği tesisleri yıkmayı deneyeceklerinin açık olduğunu" söyleyen Castro, "İsrail’in Gazze’ye yardım götüren insani yardım filosuna saldırdığı zamanki gibi, yani her zamanki gibi, faşist fanatizmle hareket edeceği açıktır" dedi."
Faşizmle yatıp kalkan faşist olur! Herkes varsın bu yerkürede insanlığın izini arasın, bakalım bulabilecek mi?

Hasan DAL
Ortadoğu’nun kalbi Kürdistan