- 989 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
hayata dair yorum yapmıyorum artık
Ölüm hiç de ürkütücü değil,ölümle burun buruna gelmedikçe yani ölüm karşında somutlaşmadıkça ölüme pek aldırmıyorsun,hemde hiç aldırmıyorsun tatmıyorsun ölümü.ama ölümle karşı karşıya kalınca işte ozaman garip bir hüzün başlıyor;böyle bir duyguyla ilk ne zaman karşılaştım biliyormusun?Garip hüzün yüklü bir korkuydu hayata atılınca yaşadım bu korkuyu,daha öncede buna benzer bir duyguya kapılmıştım ama daha değişikti o!ilk kez ölüm korkusunu 1976 yılında ölümle karşı karşıya kaldığımda yaşamıştım…evet büyük bir acının başlangıcına gidiyor bu aldığım ilk nefes,ama biliyormusun pekte korkunç gelmiyor sana…umut mu! Umut her zaman var umutsuzluk diye bir şey yok,en azından kaçabilirim kurtulabilir diye düşünüyorsun.ama bir şey söyleyeyim mi çıkarılacak,doğabilecek farklı bir günü düşünmüyorum o yok işte;bir tanımlanamayan ve anlaşılamayan insanın yaşamın boşluğuna nasıl gideceğini;inan bunda hiçbir çekincem yok.O sahneyi çok iyi somutladım ölümümün çeyreğinde o en sevdiğim kokumu süreceğim ve en sevdiğim sıradan elbiselerimi giyeceğim,beyaz ölüm gömleğini giydirmek isteyecekler,giymeyeceğim…kesin direneceğim,vasiyet edeceğim ve giymeyeceğim.varlığımda hiçe sayanları yanıbaşımda boynu eğik hallerini izleyeceğim,çünkü benden sonrakilere ve benim durumumda olanlara belki bir umut verecek bu sahne…ve burada ölümümün sona varış anını izleyenlere diyeceğim ki;burada ölen yalnızca bedenimdir ki zaten ölümlüydü ölecekti;ama düşüncemi,içimdeki bir ömür kanayan yarayı öldüremeyecek,dindiremeyeceksiniz.düşüncem yaşayacak akıllarda somut bir hatıra olarak kalacak(hoşça kal tadını alamadığım hayat hoşça kal…