- 847 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
TRİBÜNLERİ YAKMAYALIM SENİN İÇİN ŞAMPİYONLUK GİDİNCE
TRİBÜNLERİ YAKMAYALIM SENİN İÇİN ŞAMPİYONLUK GİDİNCE
Kara trenin gecikip, dağlarda salınmasıyla bir ilgisi yok bu satırların şu zamana kalışının. 16 Mayıs gecesi mabetten çıkıp eve giderken vermiştim kararımı; “Sezonun final yazısının mürekkebi, duygu değil, mantık okkasından çıkacak kelimelerden oluşmalıydı.” Kafamı iyiden iyiye toplayıp, siz okuyuculara daha gerçekçi bir yazı okutmaktı amacım. Yani bu sefer kara trenin hiçbir suçu yok.
Sizleri fazla sıkmadan ve konuyu dağıtmadan maç öncesinden bahsederek işe başlamak istiyorum. Sonuçta bu bir dertleşme yazısıdır sevgili okur. Maçtan önceki gece kirpiğim değmemişti kirpiğime. Gözlerimde uyku yerine, dudaklarımda serseri bir tebessüm vardı. Sarı-laci yüreğim kıpır kıpırdı yatağın içinde çünkü takımım 18’inci şampiyonluğuna oldukça yakındı. Kutsal çubuklumu sırtıma geçirip, evden çıkarken “şampiyon” sesleriyle uğurlanmıştım mabede. Yolda önümü kesen bakkal Zeynel, manav Hayri ve kasap Kamil’den yükselen seslerde aynıydı; “Bu gece şampiyonuz…”
Hatta maçtan birkaç gün önce emekçi berber koltuğunda tıraş olurken istemeyerek de olsa biz çoktan şampiyon ilan edilmiştik Galatasaray ve Beşiktaş karışımından oluşan berber ahalisince. Fakat her zaman mütevazı olmam konusunda nasihatler almıştım aile büyüklerimden. Bana göre şansımız ne kadar fazla olursa olsun top yuvarlaktı ve bitiş düdüğü çalmadan neyin ne olacağı belli değildi.
Mayıs güneşiyle imece usulü gözlerime çadır kurmaya çalışan uykuyu, bir acı nescafeyle dağıtmayı başardığım maçta olan oldu. Topun şeklinin bir kere daha yuvarlak olduğu kanıtlandı. Girdiği 30 net gollük pozisyondan sadece bir tanesinden yararlanabilen takımımız, altın tepsi içine koyduğu şampiyonluk kupasını Marmara’nın karşı kıyısına biçare bir sandalla gönderdi. Yediğimiz golde akıllara zarardı hani. 90 dakika boyunca topu topu sadece 2 defa kalemize gelen rakip oyuncu Burak’ın ortası kaleye girmişti. Bir diğer pozisyon ise Alanzinho’nun direkten dönen şutuydu.
Hani bir söylem vardır ya; “Ey dost, senin derdinden kendi derdimi unuttum.” diye. İşte 16 Mayıs gecesinde de benzeri oldu maalesef. Şampiyon olduğumuza dair yapılan o bilinçsiz anons adeta bombanın pimini çekmiş oldu. Şampiyonluğu kaçırdığımızı bir kenara bırakıp, tribünleri ateşe verenleri görümce hıçkıra hıçkıra ağladığımı inkâr etmenin gereği yok. O an aklıma hemen Madımak Oteli geldi. Ben dahil, oradaki diğer renktaşlar ya o stattan çıkamayıp alevlerin arasında kaybolup gitseydik. Düşünmesi bile tüyler ürpertici öyle değil mi? Oysaki o güzelim stat ne emeklerle yapılmıştı. İnşaatında geceli-gündüzlü çalışıldığına bizzat şahidim. İnsanın değil yakmaya, bir çizik atmaya bile vicdanı el vermez.
Olaylar tabi ki stadın içinde sınırlı kalmadı. Dışarıda da kıyamet kopuyordu adeta. Hızlarını alamayan yakıcı sözde Fenerbahçeliler bu kez yıkma eylemine geçtiler. Fenerıum mağazalarının camları recim cezasına çaptırılmıştı sanki. Güç bela stattan çıkmayı başaran biz, yıkıcılara tazyikli su fışkırmaya hazırlanan panzerin hedefinden kıl payı kurtularak tekerlekli iskemlemin rotasını Bostancı’ya doğru çizmek zorunda kaldık Annemle yapılan uyarılar sonucu. Meğer otobüse bindiğimiz Kadıköy rıhtımında da durum farksızmış. Tüm İ.E.T.T. durakları kırılıp parçalanmış. Düşünüyorum da, o şuursuz anons yapılmasaydı ne bir olay çıkardı ne de yangın. En fazla ne olurdu biliyor musunuz? Takım protesto edilirdi ıslıklarla o kadar. Belki o bile olmazdı çünkü takımımızın o maçta ortaya koyduğu performans iddia ediyorum ki sezonun en güzel futboluydu. Fakat bilindiği gibi futbol kanunları gereği 3 puan güzel futbol oynayana değil, rakibine en az 1 gol üstünlük kurabilene veriliyor. Şunu bir kere daha öğrenmiş oldum ki; sezon içinde kaybedilen ve kaybedildikten sonra “Aman boş ver nasılsa telafi ederiz.” denilen tek bir puanın bile çok önemi varmış. Hele ki yitirilen bu puanlarda hakem hatalarının imzası varsa o önem bir kat daha artarak yerini isyana bırakıyor. Üstelik takımımızın bu sezon puan kaybettiği tüm maçlarda fahiş hakem hatalarına rastlamak mümkün. Ya attığımız gollerimiz verilmedi, ya da gollük ataklarımız ofsayt diye kesildi. Gasp edilircesine verilmeyen penaltılarımızda cabası. Ama tüm bunlara rağmen rakiplerimiz olan Galatasaray ve Beşiktaş’ın 10’ar puan önlerinde tamamladık ligi. Tüm planlar bu iki takımı geçebilmek adına yapılmıştı. Başkanımızın tabiriyle Bursaspor gerçeğini hesaba katmamıştık. Ve tabi ki şampiyonluğun kaçmasını yaşanan bu fahiş hakem hatalarına bağlamak yakışmaz bize. Her şeye rağmen ipler kendi elimizdeydi. Oyunda üstünlüğümüzü kabul ettirdiğimiz rakibimize yediğimiz golün bir fazlasını atabilseydik şampiyonduk. Ama olmadı işte. Çektiğimiz şutlar Kalecinin ya koluna çarpıp sekti, ya da bacaklarından dışarı çıktı. Tabir yerindeyse Tanrı istemedi 18’inci şampiyonluğumuzu…
Biliyorum, yine kağıdımı fazla kullandım fakat yazımı, sadece futbolda Türkiye Kupası ve şampiyonluğu kıl payı kaçırdıkları için ‘tu kaka’ ilan edilen yönetimimizin sezon boyunca altlarına imzalarını attıkları diğer icraatlarıyla bitirmek istiyorum.
- ERKEK BASKETBOL TAKIMI: Türkiye Ligi ve Türkiye Kupası şampiyonu.
BAYAN BASKETBOL TAKIMI: TBBL Şampiyonluğunu sezonu nağmalup şampiyon bitirerek tarihe geçti.
- ERKEK VOLEYBOL TAKIMI: Türkiye Ligi Şampiyonu.
BAYAN VOLEYBOL TAKIMI: Türkiye Ligi, Türkiye Kupası ve Süper Kupa Şampiyonu. İndesit Avrupa Şampiyonlar Ligi ikincisi.
- YÜZME: Karışık branşında Türkiye Şampiyonu
Serbest branşta Türkiye Şampiyonu.
Sırtüstü branşında Türkiye Şampiyonu.
Kurbağalama branşında Türkiye şampiyonu.
- KÜREK: Erkeklerde Anı Kupası ve Bahar Kupası Şampiyonluğu.
Bayanlarda Anı Kupası ve Genel Toplamda Şampiyonluk.
- BOKS: Türkiye Bayanlar Boks Şampiyonası Kupası.
Kulüplerarası Boks Şampiyonası Kupası.
Türkiye Ferdi Boks Şampiyonası Kupası.
- MASA TENİSİ:
1-Bayanlar Türkiye Süper Ligi Şampiyonluğu.
2-Bayanlar Türkiye Kupası Şampiyonluğu.
- YELKEN: Balkan Şampiyonası, Optimist Dalında Birincilik-
Tekno 293 Federasyon Kupası’nda Bayanlarda Birincilik.
- ATLETİZM: Bayanlar Türkiye Şampiyonluğu,
Erkekler Türkiye Şampiyonluğu ve Avrupa B Grubu Birinciliği.
Evet sevgili okur, diğer 8 branşımızdaysa hal böyle işte. Şimdi siz söyleyin. Yönetimimizin boynuna geçirilmeye çalışılan bu yağlı ilmik de neyin nesi?
YORUMLAR
YÜREKTEN KUTLARIM BEN DE BİR FENERBAHÇE TARAFTARI OLARAK ŞAMPİYON OLURUZ DÜŞÜNCESİYLE BİR MARŞ YAZMIŞTIM FAKAT BURSA ŞAMPİYON OLUNCA ŞİİRİ YAYINLAMADIM FAKAT İNŞALLAH SENEYE ŞAMPİYON OLURSAK Kİ OLACAĞIMIZA EMİNİM O ZAMAN YAYINLAYACAĞIM,TEŞEKKÜRLER,SEVGİ VE SAYGIMLA,EN BÜYÜK FENERBAHÇE...