ONUN ADI DENİZ'Dİ
bugün buraya gelirken ve sana yazarken seni bulurmuyum bulmazmıyım telaşı içersine girdim...lütfen bu sözlerimi yanlış anlamayın..sizi kendime sıcak ve samimi bulduğumdan dolayı bu cümleyi sarf ettim...
kaç zamandır edebiyattı paylaşabileceğim birey ve bireylerden uzaktım...bu anlamda deniz gibi yüreği mavi olan birine rastlamam tabiki benim için büyük bir şanstı...içinde edebiyat sevgisini barındıran okumaktan ve dinlemekten zevk alan kaç insan tanıdım..belkide kendime dünyanın en zor sorusunu sordum ve cevaplamaya dair büyük bir güçlük yaşadığımı söylemeliyim..
evet deniz tadında mavi bir solukla başladı herşey...onu tanıdığım gün içimde soluklaşan mavi tekrar dirilmeye başladı..bilmiyorum ama aradığım o muydu? yoksa başka birimiydi? bu sorularla içimi renklendiriyor kendi kendime cevap vermeye çalışıyordum....çıkan yanıtlarla bir nebze olsun soluk alıyordum....tıkandığım yerde o aklıma geliyordu..bana yazdığım ve çiziktirdiğim şeylerle yol gösteriyordu...bir anlamda en iyi rehberim oydu...
evet adı denizdi...bazen rüzgar sürüklese bile kıyak bir kızdı...en zor anlarımda o bana yetişiyordu....bir perimiydi,yoksa dünyalar güzeli denizkızı mıydı? her ne olursa olsun iyilik perisi olduğu kesindi....bir ara denizin burgaçlı dalgaları ile boğuşuyordum...dümenini elimde tutuğum küçük kayığımla doksan derecelik açılarla yalpalıyordum..küçük güvertenin içine su dolmuştu...artık herşey bitme noktasındaydı..batıpta derin mavide boğulmak an meselesiydi...o anda beni de hayretler içersinde bırakan gizil bir el küçük kayığımı var gücüyle tutuyordu....alıklaşan yüzümle
etrafıma bakıyordum...nefes nefese kalmıştım..gökyüzünde esen serin esintiyi içime çekemiyor yutakta tıkışıp kalıyordu...kendime gelmem uzun sürmedi..ansızın apak bir elin kayığı var gücüyle tutuğunu sicim gibi akan gözyaşlarımın arasından farkettim...ürpertinin yerini sıcak bir tebesüm almıştı artık....tüm bedenim sevinçten hopluyordu..bir top gibi dertop olmuştum....
gövdesinin yarısına kadar su yüzeyinde duruyordu...abanoz saçları vardı....çok ince ve düzgün bir şekilde duruyordu tutamları....sanki birileri onu süsleyip taramıştı...beni görünce yanakları al al kırmızı olmuştu...hele sağ avurtlarının üstünde küçücük bir gamzesi vardı..ne de çok yakışmıştı ona....gözleri batmayan bir güneş gibi ışıldıyor devamlı tebesüm atıyordu....iyilik perisi deniz kızydı adı.....içi tertemiz sadece insanlara yapacağı iyilikleri düşünen ve hesap eden biriydi..en kötü alışkanlığı şiir okumaktı mavinin derinliklerinde...okuyupta bıkmadan,usunmadan bunu insanlara anlatan şefkatle dolu bir kalbininin olduğu kesindi...
kendimi ansızın onun sevgi dolu kolarında hissettim...beni sarıp sarmalamıştı kendine doğru...ve mavideki yolculuğumuz başlıyordu artık...nereye doğru gittiğimiz hiç önem arz etmiyordu....tüm yaşamımı yanında geçirsem umrumda bile olmazdı...çünkü ben ona o bana alışmıştı bu kısa süre içersinde....küçük kayığım çoktan denizin dibini boylamıştı...çok ta üzülmemiştim....’kendi kendime ne olacak abi,kayık be batarsa batsın,şu iyilik perisi deniz kızı geldiya gerisi yalan artık’söylenip duruyordum....
deniz’in sıcaklığını içten içe daha çok duyumsuyordum....beni bırakma diye yakarsam bile’sen artık karaya çıkmalısın çünkü sen oraya aitsin’diyordu...meyus meyus bakan gözlerimde gözyaşları yağmur olup akıyordu...ondan ayrılacağımı hiç hesap etmemiştim....neden beni bırakıyorsun dedikçe yüzünü benden alıyordu....onu da bir buhranın sardığı belliydi...ikimiz de çocuk gibi olmuştuk...evet hüzünlü iki çocuk....bu duygularla sarsılırken kendimi karada bulmam çok uzun sürmedi....beni bıraktığı gibi yok olup gitmişti....hıçkırıklarla ağladığımı hatırlıyorum....oyuncağı elinden alınmış bir bir çocuk gibiydim....günlerce orada aç susuz onu bekledim...belki bir gün gelirde onu görürüm hevesi içimde hiç tükenmedi...
yine beklediğim günlerden biriydi..ya salıydı yada çarşamba...hangi günün olduğunu kesin olarak bilmiyorum...akşam alacası yeni başlamıştı....derin düşüncelerle maviye bakıyordum...işte günlerce beklediğim o anın muştusu gelmişti....saçları bukleli,yüzü ilk anki gibi al al olan o kız karşımdaydı...tebesümle bana el salıyordu...bu anın derinliğinden kaynaklanan ağlayışlarıma engel olamıyordum...ıslak ıslak yanaklarıma buseyi kondururken ki o an bir ömür boyunca unutamadığım bir zamandı...evet onun adı denizdi..her gün aynı saate kıyıya gidiyorum,belki onu bir daha,bir daha,bir daha.........görürüm heyacanını şu an bile yaşıyorum...