- 1393 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Olmazsa Olmaz Bir Öğün...Kahvaltı!
Güneş sımsıcak ışıklarını odanın perdesinden içeri gönderiyordu. Sabah kahvaltıyı hazırlamak için çay suyunu ocağın üzerine koyarken, sitenin bahçesinden zayıf bir ses çalındı kulağıma:
-Simit gevrek, çıtır çıtır…
Ara sıra alan olur düşüncesiyle, site girişine gelen orta yaşlı simitçinin sesini tanıdım. Tatil günlerinde, çocukların bizde olduğu günlerde, bizim de favorimiz olan, çay sofralarımızın olmazsa olmazı simit, fırından yeni çıkmış, çıtır çıtır…
Yoğun çalışma hayatının kaybettirdiği, önemli öğünlerimizden biridir kahvaltı.Bütün ailenin masa başında toplandığı, işe gidecek olanlarla, okula giden çocukların sabahın ilk saatlerinde buluşma noktası..Biraz daha fazla uyuyayım diyerek, bir çok ailede, hafta araları uzun zamandan beri terk edilmiş, aslında güne zinde, daha enerjik başlamanın, en önemli kuralı.
Çocuklarımın okul yıllarında, onların kahvaltı yapmadan evden çıkmalarına asla müsaade etmediğimi, gülümseyerek hatırladım. İkisi evlenip de kendi evlerinde yaşamaya başlayınca, yarım saat fazla uyuyabilmek için, hemen terk ettikleri önemli öğün.
Belki bir çoğumuzun, önemsemeyerek, kuru bir poğaça ile geçiştirdiğimiz, bazen de:
-Aman kilo almam, boş ver diye atladığımız bu kahvaltının önemini, şu özlü söz ne güzel anlatıyor:
-Sabahları kral gibi ye, öğlenleri memur gibi, akşamları fakir gibi ye.
Bizler, Türk millet olarak bunun tam tersini yapıyoruz.
Sabahları, peynir zeytin yumurta, salatalık, domates gibi, gün içinde, vücudun çok gereksinim duyduğu, önemli protein kaynaklarını, boş vererek, kuru bir poğaça gibi yağ ve karbonhidrat yönünden zengin tek tip, sağlıksız bir öğünle, çocuklarımızdan okulda başarı, kendimizden de güzel verim almayı umuyoruz.
Sabahları okula giden çocuklarımıza içireceğimiz bir bardak süt ile, bir kaşık balın, hem kemikleri, vücut sağlıkları için, hem de derslerdeki başarıları için ne denli önemli olduğunu uzmanlar vurgulayarak anlatıyor.
Osmanlılar döneminde, sabahları kahve içme alışkanlığı ileri derecede yaygındı. Mideye dokunmaması açısından, kahveden önce peynir zeytin, gibi şarküteri ürünleriyle sabah yemeği yenir, bunun adına da kahveden önce anlamında, kahvealtı denirdi. Konuşa konuşa zamanla, kahvealtı, yuvarlanarak kahvaltı haline dönüştü.
Sabah, kendimiz hazırlanırken onbeş yirmi dakikada demlenecek bir çay ile, birkaç lokmayla da olsa yiyeceğimiz kahvaltının, eşlerin ve çocukların, o masa başında buluşmasının, aile olmanın güzelliklerini de çok güzel yansıttığı, aradaki sevgiyi pekiştirdiği kanısındayım.
Ben sabahın hangi saatinde de olursa olsun, bu öğünü atlamadan, hazırlayıp, beraber bir çay içmenin keyfini hiçbir şeye değişmem.
Herkese, mutlu, huzurlu, aile birlikteliği içinde huzurlu çay sofraları diliyorum
YORUMLAR
handan akbaş
:)))
çok güzel ve doğru tespitler...
ama benim bu konuda içim rahat...
küçük oğlum sabahçı... dolayısı ile çok erken kalkıyorum onu okula hazırlamak için... hafta içi hergün 5 te...
hergün mutfakta pencere önündeki masaya mutlaka kahvaltısını hazırlarım... hatta şipşak poğaçasını kekini bile yaptığım olur... hem kahvaltıda yer taze taze hem de beslenme çantasına koyarım...
maalesef dediğiniz gibi günümüz ailleri yoğun tempodan mıdır nedir sabah kahvaltılarını hep atlarlar ... aman canım nolcak ki dışardan bi simit alıp yeriz (yerler)....
benim miiğim salatalık ve domatese bayılır kahvaltıda... hatta taze biber bile yer ama acı olmayacak... :)) beyaz peynir... sütü pek sevmiyor ama onunda kolayını buldum çeşitli aromalarla sevdirmeye başladım...
yazınızı çok beğendim... akıcı duru sade bir anlatım diliniz var...tşk ederim sevgilerimle...
handan akbaş
Harika bir yazıydı. Hem bilgilendirici hem de sofra kültürünün önemine dikkat çeken bir yazıydı. Ailenin birarada yemek yemesi kadar güzel bir şey yok doğru söylüyorsunuz. Tebrik ediyorum. Keyifliydi.. Sevgilerimle...
handan akbaş
Ben haftanın altı günü hiç şaşırmam saat 07:10'da kalkarım.Ancak huyum kurusun sabahları çok zor kahvaltı ediyorum.;Uykudan uyanmak değil sorunum.Kolay uyanıyorum ancak pek bir şey yiyemiyorum.Bir delim ekmek peynir reçel vs anca yiyebiliyorum.
Sabahın çok erken saatlerinde sağlam bir kahvaltı yapamıyor maalesef benim bünyem.Ve biliyorum ki kahvaltı en önemli öğün aslında.
Güzel bir anlatımdı Handan abla.Sevgiyle kalın.ERen
handan akbaş
Canım benim kızım sabahları, o kadar ısrar etmeme rağmen çoğu kez kahvaltı etmeden gider... O yüzden haftasonlarını iple çekerim...Haftasonu kahvaltı demek, evimizde ihtişam demektir...Simitler, poğaçalar, kızartmalar vs. evde ne varsa kızımla keyfine vararak kahvaltı ederiz. Ama bugün sabah erkenden okula gitti, mastes yapıyor ve laboratuvardan çıkamıyor...Bugün yine kızımsız kahvaltı ettim... Yarın da erken gidecek...Ama ne yapıp ne edip bir yudum dahi olsa yedireceğim...
Yazın iştahımı kabarttı, dur ben bir mutfağa gidip geleyim:)))
Sevgilerimle
handan akbaş
Sabahları eşime ve kızıma kahvaltı hazırladığım halde kendim işe aç geliyorum. Senin de dediğin gibi ihmalkârlık ve biraz daha uyuyayım çabası. En kötüsü de önemini bile bile ihmal etmek.
Mesaimin bitimine az bir zaman kala hem bilgilendiren, hem de acıktıran yazı için teşekkürler. :))
Sevgilerimle...
handan akbaş
kahvaltı bizim evde en çok sevilen öğündür.....güzel bir kahvaltıyla güne başlamak.....verimi artırır...iştah açan yazınızla yarın ilk işim o çıtır simitlerden almak olacaktır...buyurun beraber yiyelim.... samimi ve çok hoş bir yazı kutluyorum...