- 1910 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Sürekli Kazıklanmak yada Aldatılmak Korkusuyla mı Yaşıyorsunuz?
Oldukça yorucu bir his olsa gerek, Karşınızdakini hem dinliyormuş gibi yapmak hemde acaba gerçekten doğruyu mu söylüyor şeklinde düşünceler arasında boğuşmak. Önceki dönemlerde pazarlama ve satış ile uğraşan kişiler sattığı ürünü toptancısından alıp mevcut alıcısına malı beğendirmeye ve istediği fiyattan vermeye ( giydirmeye) çalışıyordu. Bilginin kolayca ulaşıbildiği günümüzde özellikle (Çin faktörü ile birlikte) ucuz malların sektöre girmesi ile birlikte , herşeyin fiyatı daha belirginleşti. Bu sayede Kaliteden taviz vermemenin adı , fiyatının pahalı olması değil ürünün kolay kolay güncelliğini yitirmemesi ve servis ağının yeterli olması halini almıştır.
Toparlamak sureti ile tekrar konu başlığımıza değinecek olursam, genellikle yaptığımız bir alışveriş sonrası yalnız kaldığımızda bir pişmanlık hissedebiliriz. Çünkü malı bize tanıtan kişinin verdiği enerji kaybolmuş ve aldığımız ürün yada hizmet birden gözümüze gereksiz gözükmüştür. Peki bunun nedeni , bedensel dilimize hitap eden satıcının numaralarından biri midir? Yoksa alışveriş açlığımızı bastırmak için yapılan bir hareket midir?
Ticaret gereği birileri satacak para kazanacak, birileri de satın alacak, kullanacak ve akabinde memnun kalırsa tavsiye, kalmazsa da şikayet edecektir. Kazıklanmak yada aldatılmak için gösterilen ürün yada hizmetin yerine farklı birşey sunulması yada taahhütlerin yerine getirilmemesi durumunda oluşur. Peki müşteri kaybı pahasına da olsa bu yöntemi kullanan kişiler nasıl hala kendine yeni kurbanlar bulabilmektedir ?
Kısıtlı bir bütçe ile hayallerine kavuşmak isteyen kişiler, bu şekilde tuzaklara düşebilmekte ve bunu yapan kişilerin zaten arkasının sağlam olabileceğini düşünerek çoğu zaman gidenin sadece para olmasını savunabilmektedir.
Öncelikle alışveriş yaptığımız firma yada kişiye dair referans olabilecek bilgileri edinmemiz gerekir. Birçoğumuzun gelişigüzel yerlerden alışveriş etmek yerine kurumsal firmaları tercih etmemizin nedeni sonradan doğabilecek sorunları, hukuki bir çerçevede halledebilecek olmasına inancımızdandır. Sağlanan bu güven duygusu ile satın aldığımız hizmet yada ürüne fazladan ödedediğimizi düşünsek dahi kurumsal bir yapının zaman zaman bu tip bedelleri tekrar tarafımıza farklı bir şekilde yansıtacağını düşünerek rahat edebiliriz.
Şahıs yada küçük işletmelerde ise bu farkı, sadece kar olarak algılyarak haksız kazanç elde edildiğini düşünerek , iğneleme yöntemi ile karşı tarafın yüzünün kızarmasını sağlayacak sözler sarfedebiliriz. Aslında her iki taraf içinde ( kurumsal firma, şahıs firması ) sağlanılan gelir ticari kimlik devamlılığını sağlamak için gerekli bir maddi destektir. Kurumsal firmanın hizmet verdiği müşteri sayısının çokluğu ile elde edeceği kar çok daha fazla olacak ve bunun belirli bir kısmını müşterisine hibe yöntemi ile ( indirim, çekiliş ile ödül sunmak vb.. ) sunacaktır. Şahıs olarak yada küçük işletme için kazanılan bu bedel ise kısa bir zaman için döngü sağlayacaktır ve müşterisine dönüşü uzun vadede olacaktır.
Karşınızdaki kişinin sattığı ürüne ait elbette bilgi sahibisinizdir fakat bazı pazarlama taktikleri ile ilgi duyduğunuz ürünlerle ilgili zaaflarınızı belli ediyor olabilirsiniz. Bu gibi belirtileri bizlerde ( müşterilerde) farkeden satıcılar kendilerini daha güvende hissedebilir. Öncelikle bize anlatılan ürünü beğendiğimizi ifaden ilk belirti gözbebeklerimizin büyümesidir. İstemdışı gerçekleşen bir durum olduğu için farketmiyoruz. Daha sonra karşımızdaki kişiye karşı dönerek onu dinlememiz ve bir süre sonra benzer hareketler göstermek ( aynı anda ayak ayaküstüne ve aynı yöne atmak, vücudumuzun yönünü direk o kişiye çevirmek) sureti ile onu onayladığımızı gösteririz.
Uzun lafın kısası ; ürün yada hizmet aldığınız zaman cebinizden çıkan birkaç kuruşun hesabını yapmak hatta bunu dile getirerek hesap sorma girişimleri sadece kafanızda soru işaretleri kalmasına neden olacaktır. Güvendiğiniz, ürün yada hizmet satan satıcı kişi yada kurumlara bu tür durumlar için verdiğiniz tölerans sizin için daima bir kazanımdır. En azından kendinizi kazıklanmış hissedeceğinize, daha araştırıcı olmak için bir ders almış olduğunuzu düşünün. Kader inancı olarak, elde edilen haksız kazancın bir yere varmayacağına kanaar getiriyoruz. Öyleyse beddua okumak yada bu tip şeyleri kafaya takarak amatör düşünmenin nedeni de olmamalı. Pazarlama taktiklerine kanmadan gerçek ihtiyaçlarınız için alışveriş yapmanız dileklerimle...
Yazan : Turgay GEZİCİ | www.bilincalti.com
Facebook Sayfamız : /pages/Kisisel-Gelisim-ve-Empati-Sureci/180199977717?ref=ts
E-Bülten’e üye olun, yazıları ilk siz okuyun.
YORUMLAR
Hayır ben de "Sürekli aldatılma ve kazıklanma korusu" ile yaşamıyorum tabi ki...Ama çok nadir de olsa, kaba tabir ile kazıklandığım zamanlar olmuştur...
Az ama kaliteli almaya özen gösteririm. Hele ki Çin mallarına bakmam bile...Ama dediğiniz gibi bütçe yetersiz ve satıcı da dilbaz olunca, ucuz diye alıcı çok oluyor...
Bilgilendirici bir yazıydı...Saygı ve selam ile
yoo sürekli "aldatılmak" korkusuyla yaşamıyorum. tam tersi "aldatırım" korkusuyla yaşıyorıum:) inanın doğru söylüyorum. biri bana birşey satmak için boşa çaba sarfeder. sıfır noktasındadır satıcının etkisi br şey almamda. tek kriterim var, gerekli mi? gerekliyse kısa bir fiyat araştırması yapıp en uygununu alırım eğer gerekli değilse bedava verseler bile almam.
yani sözün özü, "baba deve bir pula bırak gel oğlum, baba deve bin pula al gel oğlum..." örneği..
dikkatimizi çektiğiniz için sağolun. bilgilendirici bir yazı. beden dilinin neleri ele verdiğini öğrendik... satış politikasının inceliklerini öğrendik...