- 1060 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
KÜSKÜN BEGONVİL(2)
Arda uyanmıştı işte. Apar topar çıktı duştan bornozunu giydi. Oğlunun yanına gittiğinde
Arda kömür karası gözleriyle ona öyle tatlı bakıyordu ki; kollarını açmış’’ Al beni
kucağına .’’diyordu gözleriyle. Gitti, kucakladı onu:
-Off arda artık koca adam oldun vallahi taşıyamıyorum seni…
Elleriyle, kollarıyla öyle bir yapıştı ki Arda annesinin ince bedenine ‘’Benim prenses annem,
güzel annem’’ diyerek sulu ve kocaman bir öpücük kondurdu annesinin yanağına…
Birlikte üst kattaki mutfağa çıktılar.
Zeynep Arda’yı salondaki büyük koltuğun üzerİne bıraktı:
-Hadi bakalım, sen çizgi film izlerken ben de sütünü ısıtayım ama kahvaltı da yapacağız
birlikte olur mu?
Mutfağa girdi, pencereyi açtı. Manzara muhteşemdi, denizin mavisi, güneşin sarısı öyle
bir kucaklaşmıştı ki, derin derin nefes aldı Zeynep. Mutluydu, kocasını seviyordu,
Arda’sını seviyordu. Uzaktaki yelkenli gemilere ve içindekilere selamlar gönderdi
yüreğinden. Yaşamayı seviyordu Zeynep…
Üç kişilik masaya, buzdolabından çıkardığı kahvaltılıkları yerleştirmeye başladı. Bu arada
oğlunun sütünü de ısıtmıştı, en sevdiği porselen kupaya doldurdu ve oğluna götürdü:
-Al canım hadi iç sütünü.
Arda koca koltukta sırt üstü yatmış bacaklarını da bir biri üstüne atmıştı. Doğruldu,
bağdaş kurdu bu sefer, aldı sütünü büyük yudumlarla bitiriverdi bir çırpıda.
-Aferin benim aslan oğluma, hadi gel şimdi kahvaltımızı yapalım.
-Anne kucak anne kucak, dedi arda şımarıkça…
-Kucak ha! Seni küçük maymun!
Gıdıklamaya başladı Zeynep oğlunu. Kıkırdaşmaları salonu doldurmuştu. Kapının ziliyle
ayrıldılar birbirlerinden.
-Hah işte baban da geldi. Koş Arda kapıyı aç hadi!
Arda koşarak seke seke indi merdivenleri. Kapıyı açtı.
-Babacımmm!
Diye atladı Kemal’in boynuna. Kemal ellerindeki poşetleri ayaklarının dibine bırakıp güçlü
kollarıyla aldı, havaya kaldırdı oğlunu, bir tur attı kendi çevresinde, Arda çığlık çığlığa:
-Uçak oldum uçak oldum diye kahkahalar atıyordu.
Sonra neşe içinde baba oğul üst kata çıktılar.
Zeynep en güzel tebessümünü takındı yüzüne .
-Hoş geldin hayatım .Gecen nasıl geçti?
-N’olsun be aşkım , uğraştık gene sarhoş turistlerle.Ya adamın biri pazarlık etti bindi
arabaya, taksimetreyi bile açmadım. Gidecekleri yere gelince demez mi sen beni
dolaştırdın. Al başına belayı. Neyse ki karısı ayıktı da fazla sorun olmadı, aldım paramı. Zil
zurna sarhoş adam.Yoruldum be Zeynebim bişeyler yiyip bir kaç saat uyuyup tekrar
çıkıcam, iş iyiydi ama uykusuz olmuyor be canısı… Hem biliyor musun seni de bir özledim
ki…
-Aman Kemal sanki aylardır görmüyorsun.
-Kız öyle deme vallahi özlüyorum seni.
DEVAM EDECEK
YORUMLAR
Hicran Aydın Akçakaya
Hicran Aydın Akçakaya
Ne olursunuz kötü günler hemen başlamasın? Ne güzel mutlu olmak, ne güzel bir aile...
Dilerim başlarına çok kötü şeyler gelmez...
Sevgilerimle
Hicran Aydın Akçakaya
ama hayat her zaman bu sayfa gibi pespembe olmuyor...sürprizlere hazırlıklı olun:)
sevgilerimle...
çok güzel keyifli bir bölüm okudum
inşallah devamıda güzel gelir
kutladım kardeşim diğer bölümlerde görüşmek üzere
her dem saygılar
Hicran Aydın Akçakaya
Hicran hanım, yazı seriniz hayırlı olsun.İki bölümü beraber okudum.Anlatımınız akıcı, bu öyküyü ben çok tutacağıma inanıyorum.Size kolay gelsin, devamını merakla bekliyorum,sevgiler.
Hicran Aydın Akçakaya
umarın devamını da beğenirsin... sevgilerimle...
Harikasın. Çok zevkle okudum. Hatta bana benimkilerin küçüklüklerini hatırlattı Arda... Çok güzeldi anlatımın tebrikler. Sevgilerimle...
AYSEL AKSÜMER tarafından 5/28/2010 12:57:12 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hicran Aydın Akçakaya
sevgilerimle...
Ne güzel bir aile saadeti tabiki senin anlatımınla daha bir güzelleşiyor arkadaşım.
Yüreğine sağlık.3.bölümde görüşürüz.sevgiyle kal.:)