- 704 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HIDIRELLEZ ETKİNLİĞİMİZ VE GÖZDEN KAÇANLAR
Kısa bir ayrılıktan sonra tekrar siz okuyucularımla olmanın verdiği heyecan ile bugün bir değişiklik yaparak bir özeleştiri yapmak istiyorum. Malumunuz bahar geldi ve Türk dünyası başta olmak üzere doğu Avrupa ve orta doğu’nun birçok yerinde bahar bayramları kutlanıyor.
İşte hıdırellez’de böyle bir bahar bayramıdır. Bu bayram kutlamaları için köyümdeki kutlamalara katılmak için köye gittim. Hem biraz kafa dinlemek hem de eğlenmek amaçlı gittiğim hıdırellez şenliklerinde eğlenmeye eğlendik. Sakin kafa ile düşününce nelerin değiştiğini biraz daha net görme şansını yakalamış oldum. Değişen dünya dengelerinin neleri değiştirdiğini bire bir görme fırsatı yakalamış olmakta ayrı bir şey olsa gerek ki özeleştiri yapma isteğim dürttü beni bugün yazmaya işte tespitlerim.
Sevgi saygının kaybolduğu günümüz şartlarında kaybolduğu gözlenmekte iken gençlerin kaynaşmasına tanışmasına yardımcı olan aktivitelerin çoğalması gerekiyor senede iki defa birbirlerini gören gençler birbirlerini tanıyamaz halde iken birde ufak tartışmalar ile soğumalar gözlenmektedir. Ama bunlardan önemli birkaç konu var ki bu konular üzerine konuşmak acı veriyor. Köylü tarladan ayrılalı birkaç sene olmasına rağmen tarıma özlem var. Ancak masraflar el yakıyor yürek dağlıyor. Sanki bunlar yetmiyor gibi birde bürokratik engeller ile karşılaşmaksa başka bir boyutudur. Bürokrasinin anlayışsızlığı insanları çileden çıkarmış hatta şöyle bir söz söylenir olmuş “ İçme devlet çeşmesinden su çıkarır acısını ” işte devletinden korkan bir şekle gelen köylü artık devletine bu gözle bakar olmuş. Ama biliyormusunuz hep başkalarını suçlamak adet olmuş tamam köylününde suçu var yok değil ancak bir zamanlar “Köylü milletin efendisi” iken ne oldu da bu hale geldi diye hiç sormuyoruz. Sen etini dışarıdan ihraç et buğdayını mısırını pancarını tütününü dışarıdan ihraç et kendi köylün ne yapacak diye düşünmezsen bu köylü bu duruma düşer hadi bunları geçeyim. Bu gerçekleri hiçbir siyasi görmüyormuş gibi mecliste el kaldır el indir sanki bir komutandan emir alırmışçasına davranışları insanı kara kara düşündürüyor…
Ayrıca bir çivi çakılmadan çakılmış gibi gösteren medya maalesef tepki toplamıyor da değil ne oluyor ne bitiyor diye denetleme yok bir şey yok ama köylü şikayetçi olunca bürokratik baskılar hemen başlıyor. Bir daha hizmet alamazsınız gibi tehditler hemen devreye giriyor. Birde yalakalık yapan zihniyet işin içine tuz biber ekiyor. Köylünün bir iş sahasının olmayışı yıllardan beri en ciddi sorunların başında geliyor ama bu gibi konular açılınca bazı şahısların yüzleri buruşu veriyor. Sanki bunlar sorun değilmiş gibi hiç gündeme dahi gelmiyor üstüne üstlük dışarıdaki sermaye sahibi köylülerin duyarsızlığı eklenince daha da işin içinden çıkılmaz oluyor. Şunu da eklemeden edemeyeceğim şimdimi hatırladınız köyünüzü özel ağaçlandırmadan yer almak için uğraşan şahısların durumuna acı acı gülmekten başka şey gelmiyor elimden çünkü bu bana göre bir utanmazlıktır tutarsızlıktır.
İşin siyasi partiler boyutuna hiç girmeyeceğim çünkü artık söyleye söyleye dilimde tüy bitti. Hala o kafaları görmekteyiz yani hiçbir şey değişmemiş bu denklemde onun için ümidim sadece gençliktedir. Önleri açıldığında gençlerin neler yaptığı ortada işte bu yüzden hep kendi hatalarını yanlışlarını örtmek adına yapılanlar bezdirdi. Bırakın gençleri açın önlerini bırakın tatlı koltuklarınızı meşalesi elinde bir gençlik geliyor. Aydınlığı ile karanlık eski kafaları aydınlatıyor hiç kimse kılıf dikmeye uğraşmasın güneş balçıkla sıvanmaz. Karanlığın üzerine güneş gibi doğan bir gençlik geliyor yardım etmiyorsanız bari yoldan çekilinde engelde olmayın.