- 1432 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Gandi ya da Tovorish Kemal
Yıllardan beri söylediğim bir tespitim ile yazıya başlamak istiyorum: 20. yüzyılda Bolşevik Devrim’in ardından dünyayı kasıp kavuran bir Sosyalist Akım yayıldı ve dünyanın en ücra köşelerine kadar ulaştı. Bu, öyle bir akım ki rüzgâr olmaktan çıkıp kasırgalara dönüştü; halk ayaklanmalarına, devrimlere, karşı ihtilallara, askeri ve despotik yönetimlerin gelmesine sebep oldu. Yüzyılın sonlarına doğru gittikçe hız kesen bu akım; Gorbaçov’un bir fiskesiyle devrilip gitti.
Yıkılıp gitmesine gitti ama dünyanın birçok ülkesinde bu sosyalist akımın etkisiyle çok fikir adamlarının yetişmesine de sebep oldu ve/veya açıkça fırsat verdi. Ve o fikir adamları; düşünceleriyle, önerileriyle, yazdıkları kitaplarıyla ülkelerinin geleceğine yön verdiler, halklarının ufkunu açtılar.
Hayıflanarak söylüyorum: Maalesef bizde bu tür fikir adamları yetişmedi. Süslü sözlerle bol bol slogan ürettiler.
CHP Kurultayında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu; süslü sözlerle slogan atmaktan öteye gidemeyince tekrar bunları düşündüm.
İmdi, köken ve siyaseten bu akımın bir mensubu olan Tovorish Kemal (siz Tavariş olarak okuyunuz, Rusça’da Yoldaş demektir), süslü sözlerle halkın desteğine yürümek yerine: Çok sesliliğe, demokratik özlemlere, insan hak ve özgürlüklerine, dini inançlara, örtünme ve eğitim hakkına cevap verecek bir politika mı geliştirecek? Yoksa yıllar öncesinden sol çizgiyi terk edip katı ve despotik bir zemine oturtulan klasik CHP zihniyetine mi teslim olacak?
Her Doğu ziyaretinde demokratik söylemleri dile getiren Tovorish Kemal, Ankara’ya dönünce: “ Sen ne ettin Kemal, söylediklerini kulağın duyuyor mu?” diyerek susturulurken ve yüz seksen derece çark ettirilirken; şimdi başında demoklesin –pardon- Deniz’in kılıcı olmadığına göre, yeniden o söylemleri dile getirecek mi? Örneğin Onur Öymen’e “gereğini” yaptıracak mı?
Ya da bir takım medyanın verdiği gazla “biz nasıl olsa iktidara geleceğiz, çizgi değiştirmeye gerek yok” mu diyecek?
Tovorish Kemal unutmamalıdır ki tarihin koynu, medya gazıyla havalanıp uçurulan ve sonradan aynı medya tarafından tepe taklak aşağı indirilenlerle doludur.
Mavi gömleği ve köylü kasketiyle uçurulup sonradan “bir bölen” olarak linç edilen Karaoğlan örneğini mi versek…
Yoksa “sarışın güzel kadın” örneğini mi?
Tovorish Kemal 62 yaşında olduğuna göre “eski tüfek” sayılır. Eski tüfekler komitacılığın ne anlama geldiğini iyi bilirler.
İttihat ve Terakki komitacılarının son örneği İsmet İnönü ve Celal Bayar’dan sonra günümüze yansıyan en büyük komitacı Deniz Baykal’dı…
Eski CHP’de hizipçiliği ile öne çıkan, siyasi yasakların kalkması ile SHP’de genel başkanlık yarışına giren; Erdal İnönü karşısında üç defa yenilgiye uğramasına rağmen inadından ve hizipçiliğinden asla vazgeçmeyen…
Kapatılan siyasi partilerin “siyasi hayata yeniden dönmelerini sağlayan yasa” çıkar çıkmaz derhal koşup CHP tabelasını asan; CHP’yi yeniden örgütleyerek genel başkan seçilen…
Murat Karayalçın’nın temiz ve saf kişiliğinden faydalanarak, iktidar ortağı olan SHP’yi yutup ona genel başkan ve –hiçbir emek sarf etmediği halde- koalisyon iktidarından dış işleri bakanlığı koltuğunu kapan…
CHP teşkilatının tamamını kendi çizgisine göre dizayn; aykırı seslerin tamamını tasfiye eden, koca partiyi tek bir ses, tek bir nefes haline getiren…
Deniz Baykal’ın üstün komitacılığından şüphe edilebilir mi?
Pekiyi, ne oldu bu kadar üstün vasıfları olan bu komitacıya?
Uçkur düşkünlüğünün düşmanlarına altın tepsi ile sunduğu bir fırsat ile yıkıldı gitti.
Skandalın ortaya çıkmasının hemen akabinde CHP medyasındaki istifa taleplerinden vazgeçtim.
Skandalın üçüncü ya da dördüncü günü “CHP genel başkanlığına adaylığım söz konusu değildir” deyip kısa bir süre sonra da adaylığını açıklayan birinin verdiği sözlere, vaatlerine ne kadar güven olur?
Hani, bu nedenle bizzat bu komplonun aktörlerinden biri olduğunu da düşünmüyor değilim.
Kravatsız ve Ecevit şapkasıyla kurultay kürsüsünden “yokluk, yoksulluk edebiyatı” ve de “Recep Bey istihzası” yaparken; elin oğlu, giydiği gömleğin 350 TL’lik ( yazıyla da üç yüz elli Türk Liralık ) Etro marka olduğunu fotoğrafla tespit eder ve Twitter adlı sosyal paylaşım sitesinde on binlere ulaştırır. Bu satırları yazan fakir de Etro marka pahalı bir gömlek markasının varlığından haberdar olur.
Bir daha imdi, Mahatma Gandhi ile özdeş hale getirilmeye çalışılan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, en azından kurultayda siyasi rakibi için yaptığı Recep Bey istihzası; onun asla “Şiddet göstermeme, benim inancımın ilk maddesidir. Aynı zamanda o, itikadımın da son maddesidir.” diyen bir Mahatma Gandhi olamayacağının ilk belirtisidir.
Onun için en iyisi: Selefleri gibi süslü sözlerle süslü sloganlar atan bir Tovorish Kemal olmasıdır.
Hiç merak etmesin, süslü sözlere ve sloganlara alışık olan halk kesimi de oylarını ona yağdıracaktır. Sittin senedir tek başına iktidar olamamış bir siyasi görüşü iktidar yapamazsa da yerlerde sürünmekten kurtarmış olacaktır. Hele bahtına bir de koalisyon çıkarsa, yemesin de yanında yatsın…
Son söz: SSK’yı batıran Sigorta Müdiri ülkeyi de batırmaz mı?
El cevap: Batırırsa müstahak değil miyiz?
Cahit Kılıç
YORUMLAR
Sayın Cahit Bey,
Biraz acele olmadı mı eleştiriniz.Peşin hüküm her zaman insanı husrana uğratır.Unutmayınız ki bu yazıları okuyanların yaşam dereci belli.Hiçbiri burda boş değildir.Yıllardan beri ulusal nesneleri kendi çıkarları için kullanarak;iktidara gelenlerin durumlarını herkes biliyor.Yandaşlarını tirliyon sahip edenleri,soygunculuk,hileli yollarla kara parayı getirenleri, dış borcumuzu 150 milyar dolardan 500 milyar dolara ,iç borcu da bir o kadara yükseltenleri ve kiriz teğet geçti diyenleri hiç yazmadınız. Gözünüz bir gömleği giyeni mi gördü.Bu gün 200 binden fazla işsiz öğretmen,5 milyon üniversite mezunu işsiz. diğerleriyle toplam 15 milyon işsiz,yoksulluk fırtanesi ülkeyi sarmış,işçi,köylü dar gelirli perişan,memur ve emeklinin durumu belli.Hergün kepenk kapatan esnafın durumu belli.Seçim esnasında "kur'anı kerimi"kucağına alıp ev ev dolaşarak oy avcılığını yapan yine,seçim esnasında vatandaşlara gıda madeleriyle halkı kandırıp oy avcılığını yapanları hiç yazmamışsınız.Evet gerçek doğrulularda sizinle hem fikirim.Ama bu vatanın uğruna can veren binlerce şahitlerimizin evlatların arasına nifak sokarak ülkeyi bir iç savaşın eşiğine getiren zihniyeten bassetmemişsiniz.Halkın diliyle halkça konuşmak bana göre bir edebiyatçılık değildir.Umarım bu memeleket için hayırlısı ne ise inşallah hayırlısı o olacaktır.
Sevgi ve saygılarımla...
Cahit KILIÇ
Öncelikle ilginize teşekkür ederim.
Ben güncel politik olayların ışığında kendi düşüncelerimi yazıyorum. Herkes yazdıklarımdan hoşlanmak zorunda değil...
Ayrıca birilerinin hoşuna gitmeyebilir endişesiyle ben düşüncelerimi yazmaktan da vazgeçecek değilim.
Hem yazdığım altı üstü bir makaledir. Sizin bahsettiğiniz meselelerin hepsini ancak bir kitaba sığdırmak mümkün olur.
Sizin sayfalarınızı ziyaret ettim, o bahsettiklerinizi kendiniz de yazmamışsınız. Bence siz yazın bizler de gelip okuyalum ve faydalanalım.
Selam ve saygılarımla.
ustam diyorum ki bir yazıda ülkeyi batıranları yazsanız ,krizin onları nasıl teğet geçtiğini yazsanız ,villaları ve gemicikleri yazsanız ,enerji alanlarını nasıl bölüştüklerini yazsanız, dün takunyalı olup bugün ciplere binenleri yazsanız,bu memleketin hayvancılığına tarımına ne oldu onları yazsanız ,hukuktaki hukuksuzlukları yazsanız,davosta fırça atan ama israille yapılan anlaşmaları yazsanız,ülkenin onurunu yazsanız ,gençlerin işsizlik sorunlarını yazsanız,teşekkür ederim doğru yazdığınız şeyler de var yılllardır bir partinin önünde ket duran zihniyetleri yazmışsınız eleştirmişsiniz hem fikir olarak destekliyorum,ama yanlı yazmışsınız yandaş medyadaki bilgileri derleyip önümüze sunmuşsunuz ,gerçek eleştiri seçim sisteminde ve sorgulanmasında yatar ,gerçek eleştiri dokunulmazlıkların hala durdurulmasında yatar ,gerçek eleştiri korku toplumunu nelerin yarattıklarından geçer ,gerçek eleştiri partileri eleştirirken nasıl olmanı neler yapmalıdırlar ki biz seçmenler olarak doğru karar verelim ,bana eleştiri yapın ama çözüm de sunun ki yazdıklarınızı ciddiye alayım ve alkışlıyayım / saygılarımla
lacivertiğnedenlik tarafından 5/24/2010 6:02:54 PM zamanında düzenlenmiştir.
Cahit KILIÇ
Ben kendi penceremden gördüklerimi yazıyorum. O dediklerinizi de siz yazın...
Çözüm sunmayı neden benden bekliyorsunuz, iktidar adayı Gandi Kemal'dan beklemelisiniz. Ülkeyi yönetmeye talip olan o dur, ben değilim.
Hükümet yandaşı medyanın on kat daha büyüğü CHP yandaşı değil mi?Onlar her gün yazıyorlar zaten.
Her düşünceye saygılıyım.
Selam ve saygılar.
lacivertiğnedenlik
Mehtap Yıldız
495 ytl lik gömlek giyiyor adam baksanıza.... daha en sıfır noktada hiiç başlamadan hemde...
ne kadar masum ve kanaat sahibi bir insan....çözümler de göleğin fiyatına göre olacak tabi.....
lacivertiğnedenlik
Mehtap Yıldız
ve uslubüne dikkat et ayrıca....saygı göster sonra saygı bekle...
veya kim diye görüyosun karşındakini onu itiraf et? bilelim öğrenelim şu iç yüzünüzü kaplayan kinin yüzünü...
bakın bizim camilerimiz ve mescitlerimiz hepinize açık....keza islamda öyle....ama önemli olan alnı secdeye koymakta....
ayrıca zaman çook merak etmeyin...
sizede yeter bizede...bura değilse ötede. her şeyi öğresnirsiniz ama önce beklemeyi bilin!!!!
Hocam sahtekarlık, komedi adeta kapalı gişe oynuyor..
Şark kurnazlığı bu kadarmı tavan yapar pes yani..Bir figür buldular nasılda arkasına dizildiler..Partililer, basın, işadamları, uluasalcı sahtekarlar, statükocular, sırasını bekleyenler küçük bir peygamber yaratma telaşı içersinde..
Yıllardır yaptıkları sömürüyü, yaratılan biriken pislikleri bu elli kiloluk adama havale ettiler..
Zübük filmi yeniden sahnede..
Yazılarınızın, düşüncenizin takipçisiyim..Çünkü aynı şeyleri düşünüyoruz..
Saygım sonsuz, değerli Hocam...
Cahit KILIÇ
Usta kaleminiz ve akıcı üslubunuzla toplumun çeşitli kesimlerinden çarpıcı kesitleri gözler önüne seriyorsunuz.
Başarılarınızın devamını diler, gözlerinizden öperim.
Selam, sevgi ve saygılarımla.
Cahit KILIÇ
kalmenizi ve kelamınızı seviyorum...
Ülkein başına gelebileceğini sanımıyurm açıkcası ama meclise kesin gelecektir mutlaka...Bayykal olsa biraz zor ama gandi gelecek mutlaka..
ne verebilir Millete peki? yanındakiler ne veriyorsa oda onu verecek başka bir beklenti omasın yani...
körile yatan şaşı kalkar....chp ile yatan şehla bakar...
saygı ve duamla...