Uzun kirpiğin intiharı
Bir uzun kirpikli intiharın çıkmaz sokağındayım...
Köpük gözlerini bana değdirdiğinde uzayan ve bitmek bilmeyen bir yol oluşturduk aramıza seninle. Ne olarak çağırıldığını bilmediğim o bana 6 saatlik yabancı isminle. Tepeden tırnağa incelemelerin bana ayrılan zamanını daha tüketmedim. Ten rengini görsem dokunuşunu bilmiyorum. Hiç çarpışmadık ki koridordan geçerken seni hissedebileyim. 12 metrekarelik odada sadece 12 saat var geçirmemiz gereken. Ben sen ve diğer 10 tanıdık yabancılar.
Öyle özlemişim ki “hiçbir şey yok” hallerimi tam onun zirvesine ulaşmışken, bir uzun kirpikli yol almamın gerektiğini öğreniverdim küçücük ruhumda sıkıştırdığım köşemde. Baktığın anda nemle doldursam gözlerimi yine uzatır mısın kirpiklerini? Diyorum ya bir uzun kirpikli intiharın çıkmaz sokağındayım. Başlangıcı sen olan, çıkmazına savrulan ben. Uzun zaman oldu 3 harfli cümlemi yüklemeyeli kaçışan kelimelerime. Yine direnişteyim öznemi kaybolup giden geceye yazmaya. Bir yudumluk tüketecek zamanımız varken, baktıklarından kaçan ve batıp gömülen sözlerimin kafiyesiz isimsiz 3 harfli tek heceli uzak yabancısı.
Ben yine aynı sokakların çıkan köşelerinde gökkuşağıyla dans ederken, belki başka bir uzun kirpikli çalıların hüzünlerini seyredeceğim. Kaybolmak istediğim kadar kaybolup sende var olmanı beklemek için sadece susacağım. Bir değişiklik halimdir susmalarım ve ben ilk defa gündüz yazdım gecemi düşünüp. Ay’ı doğurdum sakladığım arka bahçemde. Gel ben o elma ağacı tepesinde güneşi yakalamaya çalışırken bekle ki düşmeyeyim.