- 993 Okunma
- 16 Yorum
- 0 Beğeni
IHLAMUR YAPRAĞI (BÖLÜM-3 HAYATA YENİDEN DÖNÜŞ)
Sabah uyandığında; sanki 18 katlı bir binanın asansöründeyken aşağı çakılmış kadar kötü hissediyordu..
Artık zemini unutup, 10’uncu kattan yeniden yükselebilmeliydi. Kendi kendine söz verdi. "Artık ruhunun asansörünü sadece çıkışlar için kullanmalıydı. Önünde gireceği mühim bir sınav ve başardığı takdirde güzel bir geleceği olacaktı.
Silkinmeliydi ve kafasındaki; öfke, acı, merak, kızgınlık, affetmek ve affetmemek arası duyguları yolculamalı, yerine umudu konuk etmeliydi. Aslında en çok da sevgiye muhtaçtı.
Allaha dua ederek, ona yardımcı olmasını ve beynini kemiren geçmiş hesaplaşmasından kendisini kurtarmasını istedi. Sonra "amin" diyerek içi huzur doldu.
Dershanesi vardı bugün.. Kahvaltı hazırlamak için içeri girdiğinde annesinin yine donuk bakışlarla masada oturduğunu gördü.
İçinden geldi birden onu iki yanağından öptü. Annesi de şaşırmıştı..
- Söyle bakalım bugün nasılsın anacığım, tamam artık gül biraz, dün seni üzdüm galiba. Tamam söz bir daha yüksek sesle müzik dinlemek yok. Bak sınavım da yakın bana dua et olur mu?
Sanki bu sözler annesini memnun etmişti. Tebüssümle baktı ve kafasını salladı.
Biraz birşeyler atıştırıp masadan kalktı. Hadi anne, ben çıkıyorum bir şey diyor musun? diye sordu. Hayır anlamındaki kafa sallama hareketinden sonra çarçabucak giyinerek dershanenin yolunu tuttu.
Dershaneye geldiğinde herkesin yüzünde sınav gerginliğini görmüştü. Evet, sınav yaklaştıkça kendisi gibi herkesin yüzüne o garip endişeli ifade yerleşmişti. Ama kendine güveni tamdı. O kadar çok çalışmıştı ki.. Yapacağından yüreği emindi. Ama tabiki şansa da bırakamazdı bu işi... Çalışacaktı son güne kadar ..
Ders bitip çıktığı esnada birden kafasında tek hedefim diye belirlediği mühendislik mesleğinin yerine psikiyatri konusunda eğitim almak fikri düştü. Nasıl düşünememişti bunu daha önce.. Hem annesi hastaydı. Ona da faydası dokunabilirdi. Her nekadar onu doğuran annesi olmasa bile yıllarca kendisinin başında durmuş ve kol kanat germişti. Gerçi sevgi görmemişti ama bir evinin olması da güzeldi aslında... Artık pozitif düşünmek zorunda hissediyordu kendisini.. Çünkü güçlü olmalıydı. Hem sınavı yaklaşıyordu. Sınav arifesi olumsuz düşüncelerle kafasını doldurmamalıydı.
Tam otobüs durağına yaklaşmak üzereydi ki arkasından Onur diye seslenen sınıf arkadaşının sesini duydu. Kafasını çevirdiğinde sesin Neşe’ye ait olduğunu gördü ve "hayırdır" diye düşündü. Ama Neşe’nin elinde kendisine ait polar vardı. Neşe nefes nefese kalmıştı.
- "Onur unutmuşsun polarını, koştum yetiştirdim sana".
- "Teşekkür ederim Neşe. Çok naziksin. Sınav yaklaştıkça unutkanlıklar çoğalıyor inşallah kafamızdaki bilgiler de uçmaz" diye espri yaptı.
Neşe şaşırmıştı. Sınıfta ne kadar sessizdi. Derslerde sınav sonuçları en üst derecedeydi ama hiç söz alıp, konuşma ortamına girmezdi. Onun kendisiyle böyle sıcak konuşması hoşuna gitmişti. Aslında; Onur’un arkasından koşmasındaki tek faktör polar değildi. Aynı zamanda Onur’dan aşırı derecede hoşlanıyordu. Ama Onur hiç farkında bile değildi..
DEVAM EDECEK
21.05.2010
YORUMLAR
akıcı güzel bir dille birleşmiş yazılırken..yazan kalemi sevgiyle slmlıyorum...begeni ile takip ediyorum...
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Onur kendi ayakları üzerinde durup, pozitif düşünmeye başladı. Bir de kız arkadaşı olacak. Olayları kaleminden takipteyim.
sevgilerimle...
Aysel AKSÜMER
kutluyorum yüreğini ve kalemini düz yazıda da şiir kadar başarılısın...
sevgiyle
Aysel AKSÜMER
ıhlamur yaprağı 2 ve 3 belli bir düzen içinde gelişerek gidiyor. öykü "neşe" ile nasıl bir açılım kazanacak ilerde göreceiz. sade temiz akıcı bir anlatım. pisikolojisi de etkili. atmosferi de. tebrikler...
yalnız sanırım dünkü yorumumdan dolayı hafif sıkıntılar var. bu nedenle özür diliyorum. kimseyi tanımıyorum. güncelde olan birkaç yazıyı okudum. birbirine yakın gelince ve hepsindeki yorumlar da "tebrikler" olunca düşümdüklerimi söylemek istedim. o da tam sizin öykünüze denk geldi...
aslında bana göre yorum yapılan bir yazı "aksamalar olsa bile" yorum yapmaya değer "iyi bir yazı"dır. aksi takdirde hiç bir edebi değeri olmayan bir yazıya neden yorum yapalım ki?
nezaketiniz için tekrar teşekkür ederim...
saygılarımla...
Aysel AKSÜMER
Ben şu anda inanın mutluyum. Çünkü gerçekten emek vererek, ilk serinin sadeliğinden kurtarabilmek için gösterdiğim çabanın sonucunda aldığım motive edici sözler beni diğer bölüm için resmen zorlayacak.
Paylaşım güzel bir şey. Saygı ve selamlarımla....
Yazı dizini henüz okuma fırsatım oldu bu üçüncü yazı dizin hadi bakalım Hayırlı olsun.
Uzun öykü yazmak oldukça meşekkâtli ve zordur. Bunu göze alıp yeni bir seriye başlaman senin cesaretini gösteriyor. Bu artı avantajın.
Teknik konuda ise yorum yaparak canını sıkmak istemiyorum çünkü bu tür yorumlar insanın yazma şevkini bir anda kırabiliyor.
Kim ne derse desin, olumlu eleştirileri dikkate alıp ve kendini geliştirip daha iyi, daha güzel yazacağına yürekten inanıyorum. Çünkü sende o azim var.
İlgiyle okuyacağım devamını.
Sevgilerimle....
Aysel AKSÜMER
Bana inananların olduğunu bilmek, kuvvet veriyor. Sevgilerimle...
Aysel hanımcığım, yazını sabah okumama rağmen yorum yazamamıştım, bir türlü iyileşemedim.Doktora gittim yeniden,
bronşit teşhisi koydu, yeterince antibiotik kullandığım için, ilaçlı hava püskürten bir ilaç düzeneği almam gerekti.Onu alıp tekrar tarif etmasi için doktora geri gittim.
Yazı serin çok güzel devam ediyor, tebrikler, yorumlarda gecikirsem kusura bakma, oldukça rahatsızım.
Her zamanki gibi beğenerek okuyorum, sevgilerimle.
Aysel AKSÜMER
handan akbaş
Diğer bölümleri okuma fırsatım olmadı. Ama bu bölümü ilgiyle okudum. Anlatım diliniz oldukça etkili. Öykülücükte başarı dolu günler sizi bekliyor. Tebrik ederim.
Aysel AKSÜMER
Öncelikle unutmadan + 10 puanımı vereyim.Daha önceki bölümde demiştim:"İstemek başarmanın yarısıdır " diye.Öyküde taşlar yerine oturdu olarak kabul ediyorum.Eleştirilerin gelmesi her zaman iyidir.Yeter ki eleştiri gelsin.
Biz yazarlar için;gelen yorumların :
--Yüreğine sağlık
--Kalemin daim olsun
---Ellerin dert görmesin
---Bizim mahallede de böyle olaylar olmuştu
---Çocukluğumda ben de böyle olaylar yaşamıştım...Gibi ifadeleri pek doyurucu bulmuyorum,nedense...
Önemli olan olayın merkezine kilitlenip;giriş,gelişme ve sonuca doğru kahramanların ruh halleri, işleniyor , kahramanlar arasında kopukluk olmuyorsa, yaşanan olaylar zaman dilimine yayılıyorsa;öykü az çok ayakları üzerinde duruyor demektir...
Burada Onur'un dünyası oldukça ustalıkla işlenmiş.Annesinin ikinci planda kalması oldukça normal.Zamanla anne oğul arasındaki ilişkiler,pozitif ve negatif yönleri ile işlenmek suretiyle anlatım kıvamını bulacak ve almış olduğu istikamette ilerleyecektir...
Bu durumlara,düşe kalka geldik.Hala da eksiklerimizi tamamlamaya çalışan dostlarımızla birlikteyiz...
Aysel hanım,dedim ya :sen bu işi çok güzel götürürsün diye.Olmuş işte.Bundan iyisi can sağlığı...
Sen yaz,bizler de zevkle okuyalım...
Selam,saygı ve sevgilerimle...
ayhansarıkaya tarafından 5/21/2010 2:44:18 PM zamanında düzenlenmiştir.
ayhansarıkaya tarafından 5/21/2010 2:47:03 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aysel AKSÜMER
Ben bu bölümü ve ikinci bölümü gerçekten özenerek yazmaya çalıştım. Profesyonel değilim belki çok muhteşem olmuyor ama gayret ediyorum.
Ben biraz felsefe ile Onur'un ruhun derinliklerine inerek psikoloji ağırlıklı bir öykü yazmaya çalıştım. Anne zaten ruh sağlığı yerinde değil onu o yönüyle ele aldım. Çok güzel, ideal bir anne tipi olsa. Onu prenses haline dönüştürebilirdim. Ben özellikle onu silik bırakıyorum.
Ama sizin eleştirileriniz kırmadan ve yapıcı yönde oluyor.
Şu cümleyi komple kaldır deseniz inanın kaldırırım. Çünkü yaptıklarınız ve eserlerinizin güzelliği ortada. Ben bilmem kaç adım sizden geriyim. Bunun farkındayım.
Ama siz gerçekten iyi bir öğretmen olurmuşsunuz. Sizin dersinize girenler çalışkan olmak için yarışırlardı herhalde.
Baksanıza bana bile öykü yazdırıyorsunuz. Sizin teşviklerinizle bu kadar yol alıyorum.
Herşey için çok çok teşekkür ederim. Eksiklerimi gidererek daha iyi olmaya çalışacağım.,
Saygı ve selamlarımla...
ayhansarıkaya
Selamlar...
Her bölümde bir başka yöne gidiyor hikaye.Ümit vadeden gelişmelerde cabası.Tebrik ederim sevgilerimle.:)
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Beğenmen benim için moral oldu. Dördüncü bölümde bitirmeyi düşünüyorum.
Sevgilerimle...
Yazıda olması gereken tasvirler yok.Anne herzamanki gibi dağnık saçları eski püskü entarisi? veya tam tersi.Neşe kısa ve zayıf sempatik ama çirkin gibi.Kahramanları hayal edemediğimizde duygu eksik kalıyor.Madem Neşe sizin karakteriniz onu bizim tahayyülümüze bırakmayın derim.Akıcılık henüz yok kısa olması okunmada hakikaten etkin olsada kendini okutan yazılar insana zaman mevhumunu unutturur.Merak la devamını bekliyorum.Kaleminize kuvvet sevgi ve selam.
Aysel AKSÜMER
İkinci bölümde her türlü bilgiye verdim. Fazla okuyan olmadı.
Bu bölümü kendi içime çok sinerek yazdım. Özellikle Onur karakteri üzerinde durdum. Öyküm daha çok psikoloji üzerine... O yüzden annesinin saçıının, kıyafetinin üzerinde durmadım. Ama Onurun düşünce ve duygularını tam verdiğimi düşünüyorum.
Teşekkür ederim, Neşe için yazacaklarımı üçüncü bölüme saklamıştım oysa ki... Şu anda notlarımda zaten saçının rengi, boyu ve karakteri var.
Teşekkür ederim. Saygı ve selamlarımla..
Güzelllllllll. Gittikçe güzelleşiyor. Anlatımınız çok akıcı Aysel Hanım. Ve yormuyor. Kısa olduğu zaman daha fazla okunuyor. Güzel bir paylaşımdı. Teşekkür ediyorum. Sevgilerimle