- 626 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HANGİ İSLAM-4
Peygamberler tarihi incelendiğinde şu ilginç ithamlarla karşı karşıya geliriz. Özellikle egemenler, krallar, despotlar, Peygamberler’i halkın gözünden küçük düşürmek için hakaret ederler ve aşağılarlar. Sihirbaz, hokkabaz, şarlatanlıkla suçlarlar. İşin diğer ilginç yanı da bilhassa peygamberin islamlığı yaydığı dönemde, Emeviler’in önde gelenlerinden Ebu Süfyan ve taraftarları (Putperestler), islamlığı kabul edenleri etkisiz kılmak için çirkin ve asılsız karalama politikasıyla anti-propaganda yaptıkları söylenir. Bu ilginç iftira Devrimciler’e, Sosyalistlere, Aleviler’e, Kızılbaşlar’a, Komünistler’e de atılıyor. Halen bu karalama devam etmektedir. Hatta bu söylenti veya iftiralar değişik biçimlerde lanse edilir. "Mum söndü" gibi!.. Maksat, bir halka veya bir kesime iftira ederek etkisizleştirmek. Ama sonuçta Muhammedî islam alemi kazanır. Fakat Peygamber’in ölümünden sonra Putperest takımı, Peygamber soyunu soykırıma uğratmak pahasına Kerbela’da bir katliam yapar. Ama kendi soyunun tükeneceğine dair sonunu görmüş olacak ki Peygamber’in torunu ve Hz. İmam Hüseyin’in oğlu Zeynel Abidin (İmam Ali Ekber) sağ kurtulur. Her neyse sonuçta günümüzde bu Emevi soyu, bunun diyetini vermek zorunda kalır. Günümüzün insanlık davası buna dayalıdır.
İnsanlık adına ileri çıkanlar, sürekli hep bir iftira ve karalamayla, linç edilmeyle karşılaşırlar. Bu durumu bütün Peygamberler yaşar. Hz. İsa’nın çarmıha gerilişi buna örnektir. Peygamberler ve sülalesinin akibetleri hep aynı olur. Bundan dolayıdır ki günümüzde haksızlığa başkaldıranlar da hep aşağılanırlar. Eskiden Peyamberler’e "sihirbaz, şarlatan, hokkabaz "denilerek etkisizleştirilmek istenir. Haksızlığa başkaldıranlara sonradan Kızılbaş denilir. Daha sonra da Alevi denilir. Mum söndücü denilir. Devrimci denilir. Komünist denilir. Öyleki devrimcilik ve komünistlik, hatta Alevilik, islamın bir numaralı düşmanı olarak dillendirilir. Ateşlendirilir. Bilhassa geçmişte Sovyetler Birliği’nin kurulmasıyla birlikte emperyal devletler, komünizmi sürekli karaladıkları da bilinir. Komünizm, sanki islamın düşmanıymış gibi bir anti-propaganda hep geliştirilir. Bu ülkede kardeşi kardeşe bile öldürtürler. İslam ülkeleri genelinde gene islamı islama kırdırırlar. Bu alanda fakirliğin kol gezmesini fırsat bilen ABD emperyalizmi, Sovyetler Birliği’ni yıkmak için kendisine bağlı paralı islam örgütlerini kurarak Sovyetler’e karşı kullanır. Yeşil kuşak Projesi adı altında Afganistan’ı karıştırır. Bu alanda bir Taliban örgütünü yaratır.
Aklıma gelmişken bu iki ayrı karşıt sistemin icratlarına değineyim. Bu iki blok yani emperyalist ABD ve sözde sosyalist SSCB! Bu iki sistem, sürekli iki karşıt blok halinde birbirlerine karşı hep mücadele içindedirler. Dikkat edilirse ABD emperyalizmi, eski SSCB’nin burnu dibinde olan bütün islam ülkelerinde komünizm korkusunu yayıp islama düşman gibi göstererek kışkırtır. Henüz bu savaş devam etmektedir. Peki ABD emperyalizminin amacı nedir? Onun bir tek amacı var. Bu da, SSCB’nin burnu dibindeki islam ülkelerine sosyalizmin gelmemesi içindir. Eğer bu alanlara sosyalizm gelirse halk uyanır. Bu da, kendi kaybı olacağı anlamındadır. Bu durumda, bu alandaki tüm yeraltı ve yerüstü zenginlikler, yerlilerin eline geçer. ABD, dünyada tamamen tecrit duruma düşer. Onun bu alana göz dikmesinin tek bir amacı var. O da yeraltı zenginliklerdir. Ortadoğu’da petrol, Orta Asya ve Kafkasya’da doğal gaz olayıdır. O, hep kendi çıkarını düşünür. Şimdi bir de işin bir başka yönüne değinelim. SSCB ne yapar? Bu ülke de, ABD’nin burnu dibindeki ülkelere sosyalizmi götürmeye çalışır. İşte Latin Amerika ülkelerinin günümüzdeki durumları nettir. Küçücük bir ada olan Küba’da sosyalist yönetim yıllardır iktidardadır. ABD, bu ülkeye ekonomik ambargo uygular. Bu uygulama halen devam etmektedir. Neden? Sosyalist yönetim iktidarda olduğu için. Üstelik bu ülkeye ekonomik ambargo uygulayarak kendi vahşetini tüm dünya insanlığı gözleri önünde sergilemektedir. Ama ne yazık ki insanlık bunu göremiyor! Ve diğer ülkelerde gene sosyalistlerin iktidara gelmesi olayı söz konusudur. Yani açıkçası bu iki karşıt sistem, sürekli birbirlerinin burnunun dibindeki ülkelerle uğraştıkları görülür. Ama şu farkı görmek gerekir. ABD emperyalizmi, gittiği her yerde hep karışıklık yaratır, kendi sömürü ve talan biçimini dayatır. Günümüzde onun girdiği ülkelerin pratik durumu meydandadır. Hep kan, barut ve silahtır. Bu durumda her islam bireyine düşen en acil görev, onun bu çirkin politikalarını görmesi olayıdır.
Hasan DAL
Hangi İslam
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.