Bir/inci tan/esi
İstiridye, kapalı ve sabit olarak hayatını sürdüren bir canlı. Bu ilginç canlı berduş kum tanelerinin saldırısına uğradığında işgalci kum tanelerini sedef salgısıyla sarar. Nadide inci taneleri bulunmayı beklemeyen bir hazinedir. Bulunmayı beklemez çünkü rahatsız edilmek istemez. Onu bulmaya çalışan dalgıç ile bu yüzden hiç anlaşamaz. Dalgıç bu çabasından dolayı istiridyenin baş düşmanı olma ihtimalini göze alır.
İstridyenin kendini değerli hissetmesinin sebebi içinde sakladığı inci tanesi değil, o inciyi üretenin kendisi olduğunu bildiğindendir. Serseri kum taneleri ile kirletilen bu canlı insanlar için değerli hale geliyor. Peki değer nedir? Elde etmeye çalışılan için efor harcama sebebi mi? Elbette az bulunan ve sıradışı olan değerlidir.
Değmek kelimesi dokunmak anlamında da kullanılıyor. Bu şekilde düşünürsek, incisinden dolayı istiridyeye dokunmak gerekir. Epeyce saçmaladığımın farkındayım. Bu yazıyıda okumaya değer bulanlar çıkar mı bilmem.
İstiridyeye soruyorum? İnci senin için ne ifade ediyor? Alacağım cevap bir şey ifade etmiyor olamaz. Çünkü kendinden birşeyler katmış ve bir sonuç ortaya koymuş. Peki kum tanesinden niye hoşnut değil peki. Değer kazanmak için zarar mı görmek gerekir ? Yok yok bu sorular iyi kafa karıştırıyor.
Doğa ile insan arasında paralellik kurmayı seven biri olarak, olaya başka bir boyut kazandırmak istiyorum.
Bir yazar düşünün hayatın kum fırtınalarına göğüs germiş. Hayat ona sürücülük ya da hobi kurslarında öğrenemeyeceği dersler vermiş. Bu derslerden elde ettiği birikimlerini inci tanesi gibi sıraladığı kelimeleri ile hazırladığı kitabını sunuyor. Sunuyor yani arz var talep var mı? Birkaç okur işte.
O bir kaç okur etkilenmişse bu kitabın güzel bir çalışma olduğunu düşünürler. Elbette düşünebilirler o birkaç insandan başka düşünme yeteneğine sahip kimse yok zaten. Etkilenmekten bahsettim. Nedir okuduğumuz bir kitapta bizi etkileyen? Öncelikle sıradışı birşeyler olması lazım. Alelade olanları çoğumuz yazıyoruz zaten. Kitap olmasada birkaç satır karalayabilen bizlerden bahsediyorum.
O kum fırtınalarına maruz kalan yazarda bizde olmayan birşeyler olmalı. Olmalı ki etkisi altına alabilsin. Biz de okuduğumuzda vay be diyebilelim.
Gelmeye çelıştığım nokta şu. Yazarın oluşturduğu değer ile istiridyenin oluşturduğu değer arasında bir paralellik var. Yok mu ? Az çaba gösterin de anlamaya çalışın biraz. Doğa ile insan arasında uzanımlar yapın, farklı açılardan bakıp farklı yorumlar getirin. Eleştirebilirsiniz de. Yapıcı bir eleştiri ise bu işime gelir . Beni geliştirmede katkıda bulunmuş olursunuz. Ama anlayarak ve bilerek eleştirin. Anlamadan eleştirirseniz benim eleştirime maruz kalırsınız. Bu da sizi geliştirir.
Aslında biraz dağıttım da toparlamaya çalışıyorum. Beni bilimle anlayın lütfen, bilimle yargılayın.
Hiç birimiz tanrı değiliz. İnsan etkilenen ve etkileyen bir varlık sonuçta. Yazdıklarımızda ve hatta düşündüklerimizde bile başkalarının katkıları var. Biz de birşeyler ekleyebiliyorsak ne mutlu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.