- 917 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BİR KADIN...
Kuş uçmaz, kervan geçmez bir köyde doğdu. İki yaşında annesini kaybetti. Altı yaşında ilkokula başladı. Çok çalışkanmış, öyle söylüyor. Ama yoksulluk, okulun uzaklığı üçüncü sınıfa kadar okumasına fırsat veriyor ancak. On yaşından itibaren kendinden büyük iki abisine ve kendinden küçük üç kardeşine bakmak zorunda kaldı. Onbeş yaşında nışanlanıp, onyedi yaşında evlendi. Onsekiz yaşında anne oldu. Hamileliğinin dokuzuncu ayında mısır tarlasını çapalarken sancısı tutmuş, hastahaneye zorlukla yetiştirmişler.
İlk çocuğu yedi saatte dünyaya gelebilmiş ancak. Sırasıyla bir kız bir erkek çocukları daha oldu. Çocuklarını büyütmek, yetiştirmek için canla başla çalıştı çabaladı. Evlendiğinde kocası işsizdi. Köyde yaşıyordu. Mecburen o da köyde yaşamaya başladı. Yeni köyünde... köy yeri işte... inek, tavuk besledi... süt sağdı... yoğurt, peynir, yağ yaptı. Yaptığı peynirin, yağın bir kısmını pazara... kadınlar pazarına götürdü. Satmak için saatlerce bekledi. Bir- iki lira fazlaya satabilmek için belkide utanarak pazarlık yaptı. Alıcı belkide beğenmedi. Alıcının mimiklerinden yada sözlerinden ne çok üzüldü kim bilir. Ürünü bazen sattı, bazende satamadı. Satamadığında eve dönerken ne düşünürdü acaba! Satabilseydi kim bilir çocuklarına neler neler almayı planlamıştı. Sattığında (o para ile ne alabilirdi ki) almıştı birşeyler... kalem, defter, silgi. Gaz lambasının ışığında çocukları o kalemlerle defterlere yazı yazarken o, ne duygular içindeydi kim bilir. Ne zaman yemek yerdi, ne zaman uyurdu. Gezmek mi... tatil mi... günlere gitmek mi... onlarda neydi ki. Giydiği elbiselerin ne zaman alındığını kimse bilmezdi... kendi bile. Ama bazen gülebiliyor, sevinebiliyordu. Türkü, karşılama söylerdi. Sesi çok güzeldi. Bu günlerde biraz durgun... yorgun... solgun. Acaba hayatın vurduğu sillelerden mi? Herşeye rağmen; insanların gıptayla baktığı, sevdiği biri... dürüst... çalışkan... merhametli... sevgi dolu. Kim mi bu kadın? Bu kadın benim annem.
... O gün bu gündür, kadınlar pazarına yolum düştüğünde bir kenarda durur seyrederim. Bakarım o annelere. Hayallerini tahmin etmeye çalışırım. Eğer alacağım bir şey varsa hiç pazarlık etmem. Azar azar da olsa hepsinden bir şey almak isterim... birisinden incır almışsam, öbüründen üzüm. Onlar için bir şey söyleyen, sattıklarını beğenmeyen insanlara kinle bakarım.
...Çocuklarına ne mi oldu? Hepsi okudular. Erkekler üniversite, kız lise mezunu. Çocuklarının işleri, evleri, arabaları ve kendilerine yetecek kadar paraları var. O kadın... yani annem... yine peynir, yağ yapar. Temiz ve hilesiz yaptığı için herkes beğenir. Bunların çoğunu konu-komşuya dağıtıyor şimdilerde... parasız. Bazen para verenlerde oluyor. Hala, çocuklarına ve... artık torunlarına... o paralarla birşeyler alır... kalem, defter, silgi... Mutlu mudur acaba... Anne, mutlu musun?