TAHTA BACAKLI KAHRAMAN
TAHTA BACAKLI KAHRAMAN
Soğuk bir kış gecesiydi.Soğuktan sular donmuş,saçaklar buz tutmuştu.Dışarıdan kurt ulu-
maları ve köpeğimiz Gümüş’ün havlama sesi duyuluyordu.Gümüş’ün havlaması gittikçe faz-
lalaştı.Biraz sonrada kapıda bir nal sesi ile birlikte at kişnemesi duyuldu.Pencereden baktım.Gelen rahmetli babamın askerlik arkadaşı Mehmet Onbaşı idi.
Hemen dışarı çıktım.Atı ahıra götürüp bağladım.Mehmet Onbaşı’yıda eve buyur ettim.
O zaman rahmetli baba annem doksan yaşındaydı. Mehmet Onbaşı’yı görünce hüngür
hüngür ağlamaya başladı.
Mehmet Onbaşı ,beni göstererek baba annemi teselli edecek birkaç söz söyledi.Ondan
sonra baba annem ağlamasını kesti.
Mehmet Onbaşı,Kurtuluş Savaşı’nda babamla aynı cephede Sakarya Meydan Muharebesinde savaşmışlar.Babam o savaşta şehit olmuş.
Mehmet Onbaşı,hoş sohbet bir adamdı.Savaş anılarını anlatırken gözyaşlarını tutamazdı.
Mehmet Onbaşı’dan yatmaya gitmeden önce Kurtuluş Savaşı anılarından birini daha anlatmasını istedim.İçini çekti. Gözleri dolu dolu oldu ve anlatmaya başladı:
-Kurtuluş Savaşı bütün şiddetiyle devam ediyordu.Az olan yiyecek,giyecek ve cephanemiz daha da azalmıştı. Genç,ihtiyar kadınlarımız, ninelerimizin bazen sırtlarında bazen kağnılarıyla cepheye cephane taşıyorlardı.
Bir gün cepheye doğru gelen bir kafileyle karşılaştım.Ne getirdiklerini kontrol ederken
yaşlı ninelerin arasında genç bir delikanlının olduğunu fark ettim.Hemen dört sandık
yüklü hayvanla kafileye karışmış olan gencin yanına gittim.Uzun boylu,geniş omuzlu,
gürbüz olan bu gencin bir bacağının tahtadan olduğunu gördüm.Yüreğim cız etti.Eğilip
sessizce bacağına ne olduğunu sordum:
-Onbaşım!Bacağımı Çanakkale’de bir hücum sırasında bir top mermisi alıp götürdü.
Hastahanede tedavi edildikten sonra köyüme döndüm.Kurtuluş Savaşı başlayınca cepheye
gitmek istedim.Ancak sakat olduğum için savaş meydanına götürmediler. Ben de kendime
tahtadan bir bacak yaptım.Tahta bacağımın da desteğiyle cepheye cephane taşımaya karar verdim.O hain düşman taşıdığım bu güllelerle yok olup gidecek.Bazıları sakatsın,
yürüyemezsin,düşmandan kaçamaqzsın gelme dediler.Hiç öyle şey olur mu?Bir Türk
genci olarak bunu kabul edebilir miyim?Türk ulusu doğuştan askerdir. Kutsal olan asker-
lik görevini hiç ihmal edebilir miyim? Şu analara.bacılara,ninelere bak.Yemeden,içmeden
yalın ayak,başları açık olarak canları pahasına buralara kadar gelmişler.Onlar cephede iken ben evde nasıl otururum? Canım bu vatana feda olsun!Vatanım olmadan,semalarda
al bayrak dalgalanmadan canım sağ olsa ne çıkar ki!
Onbaşım,fazla konuştum galiba.Gazi paşamın askerleri yolumu gözlüyor.Karanlık basmadan cepheye varmalıyım.Haydi kal sağlıcakla,ded.Sonra da tek bacaklı oluşuna aldırmadan yanımdan kuş gibi uçup gitti.
Mehmet Onbaşının bu anısı beni çok duygulandırdı..Demek ki Kurtuluş Savaşı tahta
bacaklı kahramanların ,Alilerin,Velilerin,Ayşelerin,Fatmaların canları pahasına ,egemenlik
uğruna yurdumuzu savunmaları ve yurt sevgileri ile kazanılmıştır.Çok şükür ki
aşağıdaki şiirde de belirtildiği gibi egemenlik ulusumuzundur.
EGEMENLİK
Kurtuluş Savaşı unutulamaz.
Vatan bir bütündür parçalanamaz.
Özgür Türk ulusu tutsak olamaz.
Egemenlik ulusumun hakkıdır.
Özgürlüğün sayesinde coşarız.
Kadın erkek onur ile yaşarız.
Bayrak sevgisiyle çağlar taşarız.
Egemenlik ulusumun hakkıdır.
Laiklik ulusun özgür sesidir.
Yaşama açılan can perdesidir.
Ulusun arzusu demokrasidir.
Egemenlik ulusumun hakkıdır.
İrade ulusun kayıtsız,şartsız.
Bu vatan değildir artık sahipsiz.
Can verir de kalamayız vatansız.
Egemenlik ulusumun hakkıdır.
Cennet yurdum dünyalardan üstündür.
Doğu,batı bölünmez bir bütündür.
İyi kötü her ne varsa Türkündür.
Egemenlik ulusumun hakkıdır.
Müfit AKSAKAL
(Üzülme Öğretmenim,İstanbul 1998)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.