- 660 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Labirent Çıkmazı (3. Bölüm)
Adım Tunca, ben yaşlı adamın söylediklerini dinlemeye başlamıştım ki kendimi büyülenmiş gibi hissetmeye başladım, oda adeta küçülüyordu zaman öyle donuklaştıki bir an bana yıllar gibi gelmeye başladı tam o anda kendimi…
Bölüm Üç
Tanrı Merhameti.
Bir anda kendimi daha önce hiç görmediğim yüksekçe bir binanın başında buldum, hafif bir rüzgâr esintisi vardı ve sokaklardan geçen arabaları izledim boş gözlerle, insanların hayat kaygılarını görüyordum sanki. O binanın üstünde kendimi Tanrı gibi hissettim bir an, her şey elimin altındaymış gibi geldi bana, öylece bu duygunun tadını çıkarırken arkamdan bir ses işittim yardım isteyen bir ses, sesin olduğu tarafa yöneldim biraz çevreme bakınıp sesin geldiği yönü ararken aşağıya doğru sarkmış birinin parmaklarını gördüm, hızlıca gittim elinden yakaladım. Senin ne işin var burada demeye kalmadı ki bu adamın yıllar önce sevdiğim kadına arabasıyla çarpıp kaçan adam olduğunu anımsadım. Elleri ellerimdeydi ve elleri gibi hayatıda elimdeydi, nefret ve intikam damarlarımda hızlıca akarken ellerim çözülür gibi oldu öylece yere çarpıp o lanet olası beynin parçalanışını hayvani bir arzuyla izlemek istedim. Çünkü o sevdiğim kadının canına mal olmuştu ve gerekli cezayı almamıştı. Birinin hayatını elimde tutmak gururumu okşuyordu kendimi gerçekten Tanrı gibi hissettim ama bu duygumu bastırdım ve bir cana kıyamayacağıma hükmettim, tüm öfkemle o lanet olası pisliği yukarı çektim aldım. Öylece yığıldım olduğum yere ağlıyordum sinirimden ve öfkemden.
Sonra tekrar bu lanet olası dört duvarın arasında açtım gözlerimi.
Tunca başından başından geçenleri bitirince sıra Liva’ya geldi.
Bende zamanın yavaşladığını hissettim ve kendimi bir hastanede buldum doğum yapmak üzereydim doktor bu doğumun riskli olacağını söylüyordu belkide ölebilirmişim diyordu, çocuğu sezaryenle alması halindeyse çocuğun yaşayamayacağını söylüyordu.
Bir karar vermem gerekmişti bende basitçe bir karar verdim, ben öldükten sonra dünyada kalacak bir çocuğum olsun istemedim açıkçası ve annesiz bir hayata atmak istemedim çocuğumu, yaşamayı tercih ettim. Bu rezil hayata tamamen savunmasız bir çocuk getirmek istemedim.
Liva konuştukça hepimizin gerçekten ne ağır sınavlardan geçtiğimizi düşünüyordum ve tüm bunları yaşarken içinde bulunduğumuz labirenti yaşlı adamın öğütlerini ve bize açılacak olan kapıları hatırlamıyorduk. Yaşadığımız her şey, bu dört tarafı dört farklı tabloyla çevrili olan tuhaf oda, yaşlı adamın boynundaki dört anahtar ve bu anahtarların açılacağı kapılar ve bu kapıları geçince karşılaşacağımız sonlarımızı unutuyorduk. Tüm sınavlarımızı çelişkilerle ve ikilemlerde kalarak veriyorduk.
O odada olmayı hiç istemiyordum yaşlı adamın düşürdüğü kalem elimdeydi bu anı yaşadığımı hatırlamak için cebimdeki not defterine aklımda kalan her şeyi yazıyordum. Merak ediyordum bu kalem kaderimi nasıl etkileyecekti.
Ben kendi karmaşalarıma dalmışken odadaki dört kişiden biri olan Aktan’da başından geçenleri anlatmaya başlamıştı, oda ikilem arasında kalmıştı onun sınavın dada serveti ve gururu arasında tercih yapması gerekmişti yaşlı adamın bizlere söylediği her şeyden habersiz bir şekilde kararlar verdiğimiz için Aktan gurunu ayaklar altına alarak kendi sınavında servetini kurtarmanın telaşına düşmüş ve tekrar bu lanet olası odada uyandığını anlatıyordu.
Kendi aramızda verdiğimiz bu zor sınavları tartışırken sağ tarafımdan yaşlı adamın ayak seslerini tekrar duymaya başladık, o adımlar öyle sarsıcı geliyordu ki içim sallanıyordu, bize doğru yaklaştıkça zihnimi korku kaplıyordu ve yaşlı adam yanımızdaydı artık. Öylece gülümser tavırla yüzlerimize baktı tek tek bizlerle göz göze geliyordu.Yaşlı adamın gözlerine bakmak cesaretimi kırıyordu, bir an önce yaptığımız tercihlerin sonucunu ve gideceğimiz yerleri öğrenmek istiyordum.
Yaşlı adam söze başladı Ve o Tanrı ki sonsuz merhamet sahibidir. Siz nefsi levvame sahipleri, sizler dünya nimetlerine öyle daldınızki Yaratıcınızdan bir haber yaşadınız yıllarca ve o Tanrı ki her şeye muktedirdir, sizi ikilemlerde kalacağınız sınavlara tabi tutmak istedi ve bu yüzden buradasınız sınavlarınızı verirken hepiniz hesaba çekileceğinizin bilincinde olmadan direk kendi nefislerinizle kararlar verdiniz.
Yaşlı adam sınavlara çekildiniz dediğinde kafamda şimşekler çakmaya başladı biz sadece birer sınava çekildiğimizi hatırlıyorduk oysa sınavlar demişti. Zihnimi zorladıkça bir şeyler anımsamaya başladım. Evet daha öncede yaşadığımız ikilemlere benzer sınavlara tabi olmuştuk ve bana cennetin anahtarı verilmişti, hatırlıyordum yaşlı adam konuşmaya devam ederken zihnimi iyice toparlayıp diğer anahtarları da anımsamaya başlamıştım, içimizdeki tek bayan olan Liva’ya hiçbir şey hatırlamayacağı ve dünyadaki hayatına kaldığı yerden devam etmesini sağlayacak olan kapının anahtarı verilmişti, Tunca’ya ise verdiği karardan dolayı hiç var olmamış olmanın açılacağı kapının anahtarı verilmişti, Aktan ise verdiği karar yüzünden Cehenneme gidecek olan kapının anahtarını almıştı. Hatırlıyordum biz daha önceden de sınavlara tabi olmuştuk. Adeta kanım dondu kaç kere bunlarla yüzyüze kalmıştık ve her defasında hangi ikilemlerle karşılaştık, tekrar tekrar nasıl sınavlarla yüzleştik.
Bu labirent adeta içinden çıkılmaz bir hal aldı yaşlı adam konuşmaya devam ederken sözünü kestim ve neler olduğunu anlatmasını istedim.
Yaşlı adam biraz duraksadıktan sonra olayları en başından anlatmaya başladı. Tiyatroyu andıran ve yüksekçe duvarları olan bu odaya ilk geldimizde hepimizin gerektiği şekilde sınavlara tabi tutulduğunu ve boynunda asılı olan dört anahtarıda göstererek aslında bu anahtarların daha ilk sınavlarda dağıtıldığını ve Cehenneme gidecek olan Aktan’ı kurtarmak için tekrar topluca sınava çekildiğimizi anlattı.
Adeta şaşkınlıktan kekeliyordum duramadım ve sabırsızlık ruhuma işlemişti artık bir nihayete ersin istiyordum bu labirentin ve çıkmazlarının ve her şeyin bir mantığa dökülmesini istiyordum.Yaşlı adama dönerek, iyide kurallar açık değil miydi? Sen bize hepimizin sınavlara çekileceğini ve bu sınavlar sonucunda bize vaat edilen kapılardan hak ettiğimiz yerlere gideceğimizi söylemedin mi? Bizlerden birini Cennetle, birimizi Cehennemle birimizi var olmamış olmakla ve son olarak içimizden birinide hayatına kaldığı yerden devam etmekle sonuçlandırmayacak mıydın bu sınavı? Neden tekrar Aktan Cehenneme gitmesin diye topluca bir sınava tabi olduk? Söyler misin neden?
Yaşlı adam gülümseyen tavrını takınarak size ilk anda şunu demiştim ve hep şu kelimeyi söyledim; o Tanrı ki sonsuz merhamet sahibidir. Tanrı hepinize merhamet etti ve tekrar sınava tabi olmaya siz karar verdiniz ve bizde sizi basit bir sınava tabi tuttuk ama karşılığında sizden bir şey istedik.
Yaşlı adam ne söylese aklım iyice karışıyordu evet bende hatırlıyorum gönlümüz razı olmamıştı içimizden birinin göz göre göre Cehenneme gitmesine ve bir şans daha istemiştik Tanrı’dan ve o da bize bu şansı vermişti dördümüz ünde içinde olduğu bir sınava tabi olmuştuk.
Devamı Gelecek...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.