- 1552 Okunma
- 24 Yorum
- 0 Beğeni
MAZİDE KALAN
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kalktığında, sabah olmuş, günün ilk ışıkları; odanın ovayı gören camından içeriye süzülmüştü. Kuşların seslerini duydu. Bahar gelmişti. Her ne kadar da romatizmasına iyi gelmese de, her baharda,az da olsa, içindeki yaşama sevinci biraz artıyordu.
Yavaşça yatağından doğruldu. Birazcık oturdu yatakta. Ağrıyan, sağ dizini ovaladı. Yerinden kalktı; camın önüne geldi. Ovaya baktı. Her taraf yemyeşildi. Bahçedeki ağaçlar, çiçeklerini açmıştı. Bir süre seyretti. Camı açtı. İçeriye, tertemiz bir hava girdi. İçine çekti havayı. Buraya bağlayan tek şey belki de bu görüntüydü. Ya da kendini bu şekilde avutuyordu.
Yetmiş küsur yıllık hayatının sonunda, yine başa dönmüştü. Tek başına, yalnız bir yaşam. Oysa, bir zamanlar, çocuklarının şen şakrak sesleri, sevgili karısının, kadife yumuşaklığındaki sesi, onun omzuna dokunuşu… Hepsi mazi olmuş, tarihin tozlu raflarındaki yerini almıştı sanki. Ne çabuk geçmiş, ne olduğunu bile anlayamamıştı.
Şadıman Hanım’ ın ona sevgiyle bakan gözleri yoktu. Omzuna dokunan elleri de. Uzun bir uykuya yatmış, o uykudan kalktığında da, rüyasına giren kahramanlar; aniden kaybolmuş gibiydi. Aradan neredeyse beş yıl geçmesine rağmen, hala unutamıyordu onu.
Yarım düzine çocuğu vardı da… Varlığına vardı da, ona hayırları yoktu. Onlar da haklıydı. Çoğu zaman, onlara hak veriyor, kendine kızıyordu. Huysuzlaşmış, her şeyi sorun haline getirir olmuştu. Yalnızlıktan olsa gerek diyordu kendi kendine. Evini özlüyor, onun için öyle davranıyordu oysa. Bir türlü yalnız oturmayı becerememiş, onlara muhtaç olmuştu. Gittiğinde de, onların kendine uyum sağlamalarını istemişti.
Onların, yüzlerinde oluşan mimiklerinden anlıyordu istenmediğini, fazlalık olarak görüldüğünü. Oğullarının yanına gitse, gelinlerinin yüzünü gözetliyor; Kızlarının yanına gittiğinde de damatlarının yüzünü gözetliyordu. Sadece, onu oralara bağlayanlar torunlarıydı.
Herkes odasına çekildiğinde, odasında; derin düşüncelere dalıyor, bir an önce Şadıman’ a kavuşmak için yalvarıyordu Allah’ a . Yine, bu gecelerden birinde, kararını verdi. Kimseye yük olmayacak, yüz gözetlemeyecekti. Çocukları, ilk başlarda ona kırılacaklar, kızacaklardı. Sonra da unutup gideceklerdi. Bunu biliyordu.
Ertesi gün, evden çıktı. Sosyal Hizmetler Kurumuna gitti. Müracaatını yaptı. Eve döndü. Kimseye bir şey söylemedi. Ertesi gün evine gitti. İçindeki eşyalardan, Şadıman’ a ait olanlardan, en değerlileri seçti. Geri kalan eşyayı, ev ile birlikte sattı. Nasılsa, bir sürü evi vardı. Bütün çocuklarına yetecek kadar.
Bir hafta sonra, kabul edildiği bildirildi. Evde, herkes uyurken, hazırladığı valizini alarak, bir taksiye bindi ve kaldığı yere geldi. Odasını girer girmez, çok sevmişti. Hele o pencereyi…
Baş ucuna Şadıman’ ın resmini koydu. Onun, küçük ayaklı aynasını yerleştirdi. Camın önüne de, ölümünden bu yana her yere taşıdığı, mor menekşeyi, özenle yerleştirdi. Elleriyle, yapraklarını sevdi. Tıpkı Şadıman’ ı sever gibi.
“ Günaydın Ahmet Bey. Nereye daldın böyle. “
Kamil Bey’ in sesiyle kendine geldi. Can ciğer dostu Kamil. Kader arkadaşı, yoldaşı, sırdaşı…
“ Günaydın azizim. Dalmışım işte. Haydi ! Kahvaltıya inelim dostum. Sonra da , biraz yürüyüş yaparız seninle. Dönüşte de, tavla ! Bugün ben yeneceğim.
“ Zar ne derse o olur dostum “
YORUMLAR
Bir nanne ve baba on tane çocuğuna bakabilirken, günümüzde on tane çocuk bir anne va babasına bakamaz duruma geldi. Biz mi değerlerimizi yetirdik, yoksa değerlerimizi yitirmemiz için var gücümüzle mücadele mi ettik diye sormaktan asla kendimi alamıyorum.
Evet sevgili Eser hanım da söylemiş. Para yaşlılıkta gerek gençlikte değil, kimseye muhteçe olmamak için. Güne gelmeyi hakeden bir yazı idi sevgili Nermin hanım. Dün bir mayıs bahar bayramı idi ve bizler o bayramı var gücümüzle kutladık Sinop'ta onun için biraz geç kaldım galiba yazınıza.
Sevgiler yüreğinize
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar
Ne kadar güzel bir anlatım dı.
Ne yazık ki, maddeleşen düzen içinde artık doğal gelmeye başladı. Değerlerimizin yitirilişi. Duyarsızlaşmamız. Bakalım bizler ne olacağız? Para gençlikte lazım derler ama yanlış. Para, yaşlılıkta lazım. Kimseye muhtaç etmeyecek kadar. Evlada bile.
Güne düşmeyi fazlasıyla hak eden bir yazıymış. Kutluyorum Nermin. Sevgilerimle.
Nermin Kaçar
“ Zar ne derse o olur dostum “
Gerçekten zarlar mı belirledi acaba hayatlarımızı ?
Rastlantıya bakın ; hiç de bilmem iyi zar atmasını.
Günün yazısına ve değerli yazarına tebrikler.
Nermin Kaçar
Nermin kardeşim. Bazen takipte zorlanıyorum. işte...Ama geçte olsa içim sızlıyorak okudum yazınızı. Ben yalnızlığın nemenem bir illet olduğunu çok iyi bilirim... Kalemine yüreğine sağlıkkk...
Nermin Kaçar
BU YAZIYA COK SEY DENEBILIR,ONCELIKLE ANNE VE BABA OLARAK EVLATLAR ,BIR AILEDE BIREYLERIN BIRBIRLERINE OLAN
SORUMLULUKLARI,ONCE ANNE BABA EVLATLARI BUYUTURKEN SORUMLULUKLARI GEREGI HER SEYI ELLERINDEN GELDIGINCE YAPMAKTALAR,EKSIKSIZ,SEVGI,ILE BUYUTTUKLERI COCUKLARININ BIR DEDIKLERINI IKI ETMIYORLAR IMKANLARI OLCUSUNDE
DERKEN,EVLATLAR BUYUYOR ONLAR EVLAT SAHIBI OLUYOR AMA,NEDENSE EVLATLARA ANNE BABA YUK OLUYOR DUSUNCESI DOGUYOR EVLATLAR BU SEKILDE DAVRANMAYA BASLIYORLAR,OYSA DUSUNSELER SIMDIYE KADAR ONLAR BAKTI BUYUTTU BIR MESLEK SAHIBI YAPTI VE EVLENDILER COCUKLARI OLDU,BU ZINCIR BOYLE GIDIYOR.AMA EVLATLARANNE VE BABAIN OZVERI VE
SEVGILERINE KARSILIK ONLARIN ANNE BABAYA DAVRANISI FARKLI OLUYOR ISTENMEYEN DURUMUNDA OLUYORLAR.ANNE BABALAR
EVLATLARINA BAKTIKLARI YETMIYORMUS GIBI BIR DE TORUNLARINA BAKIYORLAR,AMA BUNCA OZVERIYE SEVGIYE RAGMEN EVLATLAR HALA ISTEMEZ DURUMDA OLUYORLAR.BEN KENDI AILEM DE YASAMADIM AMA CEVREMDEKILERDE GORDUM BU DURUMU VE EVLATLATRI AYIPLADIM,MEVKI MAKAM SAHIBI OLDUKLARINDAN BURUNLARI BUYUYOR DIYECEGIM,BIRSEY OLDUM OLUYORLAR,KISILIKLERINE BURNU BUYUYEN EVLAT BIR HAVADAKI ANA BABAYI BEGENMEZ SANI ONLARDAN DOGMAMIS
TANIMA GORMEZ DURUMA GELIYOR.INSANOGLUNUN NANKORLUGU KISILIKLERINDE DEGISIME UGRAYANLAR ACABA DUSUNUYORLARMI,KENDILERI DE EVLAT SAHIBILER O EVLATLAR AYNI DAVRANISI ONLARA YAPARSA ,NASIL HISSEDECEKLER
DAVRANIS DAVRANISI BELIRLER ORENEK ALIR AYNI DRUMA GEIRLER.BIR SOZ VARDIR NE EKERSENIZ ONU BICERSINIZ DIYE.
BU SOZ GUZEL BIR SOZDUR,VE ASLINDA BU SOZU HERKES DUVARINA ASMALI EVLATLAR O SOZE BAKARAK DAVRANISLARINI GORMELILER VE BASLARINA GELDIGINDEDE AKLILLARI BASLARINA GELIRSE NEN NE YAPTIM DIYE DUSUNURLER,NERDE NE HATA YAPTIGINI DAHA IYI GORURLER.GOZLEMLER ,CEVREDEN DERSLER,DAVRANIS SEKILLERINI VE INCELEMELI VE KENDILERINE AYNA TUTMALILARKI,ILERIDE BASLARINA GELEN AYNI OLAYI GORDUKLERINDE O ZAMNKI PISMANLIKLARI YASAMASINLAR,BEN NE ETTIM ZAMANINDA BEN DE BUNU YAPMISTIM OLMASINLAR.BU DURUMDA OLAN YASLILAR EGER
DURUMLARI IYI ISE SOSYAL HIZMETLER KURUMUNA GIDIYORLAR,DARULACEZE GIBI KURUMLARA GIDIYORLAR,AMA BIR DE DURUMLARI IYI OLMAYANLAR DA KATLANMAK ZORUNDA KALIYORLAR EVLATLARIN DAVRANISLARINA.NE EKERSEN ONU BICERSIN.SOZU HER ZAMAN HERKESIN KULAGINA KUPE OLMALI.
Nermin Kaçar
Öyle hassas bir konu ki, içim acıdı...Hayat işte dedirtiyor...
Kutluyorum böyle bir konuyu kaleminize aldığınız için ve güne gelişinden ötürü tebrikler...
Nermin Kaçar
GÜNE DÜŞEN YAZINDAN DOLAYI SENİ TEBRİK EDİYORUM NERMİN KARDEŞİM...SELAMLAR...
Nermin Kaçar
Canım benim, günün yazısını ve yazan yüreği tebrik ederim...
Kucak dolusu sevgilerimle...
Nermin Kaçar
Sevgi Salman
Nermin Kaçar
Ne kadar önlemini, tedbirini alırsan al yaşanması gerekiyorsa yaşanıyor bazı şeyler. Hiç bitmeyecek sandığımız para, pul, mal, mülk, eş, dost, çoluk, çocuk öyle zaman geliyor ki bir tanesi bile kalmıyor, bir bakıyorsun.
Bir yerlerde yanlış yapıyoruz da nerede, acaba yanlış tedbirler mi alıyoruz yoksa.İnsan hayatı ne kadar ilginç değil mi. Hiçbir şeyin garantisi yok, hiçbir şeyin. Belki bu yüzden ilginç.
Bir yaşlı karı-koca tanırdım çok eskiden. Çok severdiler birbirlerini. Sohbetlerinde sıklıkla birbirlerine hep “Allah senin ölmeni bana göstermesin, önce ben öleyim” derlerdi. Çook sonraları öldüklerini öğrendim bir arkadaştan, soramadım hangisi önce ölmüş diye, soramadım işte.
Saygılar, selamlar
Nermin Kaçar
Nermin'ciğim canım benim, okurken bir tuhaf oldum...İçim ezildi...Birden kendimi Ahmet beyin yerine koydum...Adım adım yaklaşmaktayız...Yarınlar ne gösterir bilinmez...
Allah herkese iyi günler göstersin...Anne, babasına bakmaktan yüksünen insanlara da Allah merhamet, vicdan versin...
Sevgilerimle
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar
Bir ana baba bir çok çocuğu bakar büyütür, onlar bir babayı sığdıramadılar hayatlarına üzmeden, incitmeden.Maalesef günümüzde çokça olup da olmaması gereken bir konuyu, objektif olarak işlemişsiniz.Evet belki insanlar yaşlanınca,
huysuzlaşıp, benim dediğim olsun derler, onları incitmeden gönüllerini hoş etmeliyiz.
Sevgilerimle, değerli kardeşim...
Nermin Kaçar
Hayatın içinden gerçek bir kesitti. Maalesef yaşlılığını eşini kaybetmiş olarak geçirmek zorunda kalan bir çok insanın yaşadığı bir durumdu. Allah herkese hayırlı evlat nasip etsin. Bu arada etkili anlatımınızdan dolayı sizi gerçekten tebrik etmek isterim. Berrak ve akıcı bir üsluptu.
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar
zaman sessiz bir testeredir...... kırpıldıkça hergün.... ilahi adalet tecelli edecek...birgün......ne kadar sevip sevilebiliyorsak..... yettiğinde sağlıklı yaşıyorsak bu kar değilmidir..... güzel bir konu kalem harika işlemiş saygılar
Nermin Kaçar
bundan sonraki sayıları kullanmayacağım :)))))))) Teşekkür ederim abiciğim. Saygım sonsuz
Hayat bu işte demekten insan kendini alamıyor Nermin. Ben yalnızlıktan değil de, elden ayaktan düşmek istemiyorum. Allah hepimize sağlık sıhat versin. Hayatı iki kişi tamamlayan yok. Yazın hayatı anlatıyordu. Çok dokunaklı geldi bana. kutlarım...sevgilerimle...
Nermin Kaçar
HAYAT BÖYLE İŞTE NARMİN KARDEŞ...NE YAZIK Kİ KAÇINILMAZ SONA YAKLAŞMAKTAYIZ...
iNSANIN EŞİ ÖLDĞÜNDE DÜNYANIN YARISI BATARMIŞ DERLER YA DOĞRU...ARTIN NE YAPARSIN NE EDERSİN...kIZLARIN VE OĞLANLARIN BİLE SANA EL OLUR, DEĞİL Mİ...
VALLA BU YAZIN BANA ÇOK DOKUNDU HA...GÖZLERİM YAŞARDI(YAŞLANDIK MI NE)
ELLERİNE SAĞLIK...SEVGİLERİMLE YAZAR KARDEŞİM...