- 621 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
23 NİSAN'DA VE HER ZAMAN ÇOCUKLARIMIZ MUTLU MU?
23 NİSAN’DA VE HER ZAMAN ÇOCUKLARIMIZ MUTLU MU?
Bu hafta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlayacağız.
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI
TÜM DÜNYA ÇOCUKLARIMIZA KUTLU OLSUN.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağanı olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bütün dünya çocukları tarafından her yıl coşku ile kutlanmaktadır.
Her yıl Ülkemizdeki çocuklarımız ile birlikte Dünyanın farklı Ülkelerinden Türkiye’ye gelen minik yavrularımız ne güzel ve nasılda mutlu 23 Nisan Bayramını hep beraber kutluyorlar. Türkiye olarak bu konuklarımızı misafir etmek, ağırlamak onur vericidir. Onlara Türklerin ne kadar misafirperver olduğunu göstermek yarışında olmak ne güzel bir duygudur. Dil, din, ırk v.s. gözetmeksizin bütün dünya çocukları ile beraber bizim çocuklarımızın el ele, yürek yüreğe 23 Nisan Bayramlarını kutladıklarını görmek her yıl beni çok duygulandırır ve olağanüstü mutlu olurum. İşte o an şöyle düşünürüm ve içimden “ Keşke büyüklerde çocuklar gibi olsa, onlar gibi davranıp, onlar gibi düşünüp kim olursa olsun, asla ayırım yapmadan dostça, el ele yaşasalar” diye hayal kurarım.
Keşke büyüklerimiz, çocuklarımızı örnek alsalar işte o zaman Dünya çok daha güzel olurdu diyorum. Sevgi, saygı, dostluk, kardeşlik, bağlılık, ne güzel bir değerdir anlayana. Oysa bütün bu güzellikler varken neden dostça yaşamayı öğrenemiyoruz.?
Her yıl 23 Nisan tarihinde “ Bizim çocuklarımız mutlu mu acaba” diye düşünürüm.
Gözlemlediğim ise ne acı ki son yıllarda Çocuklarımız mutlu değiller. Eski kuşak bizlerin çocukluğumuzdaki yaşadığımız gerçek mutlulukları ne yazık ki onlar yaşamıyorlar, yaşayamıyorlar ve yaşatılmıyor üzgünüm. Çünkü:
1- PAYLAŞIM BİTTİ : Ekonomik durumu iyi olup oyuncak ve okul ihtiyacı olağanüstü fazla olan aileler, bunlara sahip olamayan çocuklarla paylaşım gereği görmedikleri gibi, üstelik kütüphaneye de bağış yapmayıp kitapları, oyuncakları,giysileri çöpe atanlar var,yazık! Olmayanlara verseler ne iyi olur.
2- Çağımız elektronik çağı oldu ama ne yazık ki aileler parçalandı. Televizyon ve Bilgisayar başta olmak üzere diğer farklı oyuncaklar nedeniyle çocuklarımız odalarında Bilgisayar başında, anne ve baba TV. karşısında kumanda ellerinde.
Aile fertleri bir araya gelemiyor, bir şey paylaşılamıyor. Böyle olunca da aileler birbirinden kopuyorlar. Kendi iç dünyalarında çocuklarımız yalnızlar.
Çocuklarımız sınav yarışında. Özel okullar ve Dershaneler öğrenci bulma yarışında. Oysa eğitim yeterli ve kaliteli olsa dershanelere gerek kalmazdı. Ama ne yazık ki şimdi dershanelerin de amacı öğrenciyi sınavlara hazırlamak değil, ekonomik olarak rant sağlamak. Başarılı öğrenciler üzerinden reklâmlarını yapıyorlar. Amaç kaliteli eğitim değil sadece çok para kazanmak. Zavallı çocuklarımızda yarış atı gibiler.
Çocuklarımız da yetersiz eğitim öğretim içinde olunca da sınav maratonu için sabahtan akşama kadar okul, akşam ders, hafta sonu dershane, hafta içi etüt
Eeee bu çocuk mutluluğu nasıl tanısın. Kendine ayıracak zaman kalıyor mu?
İnanın çocuklarımıza acıyorum ve üzülüyorum. Onlar aslında çocukluklarını yaşamıyorlar, bence mutlu değiller.
Şu an annemin bir bez parçasını pamuk ile doldurup bebek yaptığı oyuncağım geldi aklıma. Yeni oyuncağım pek olmadı. O yıllarda sadece ufak pilli radyomuz vardı.Teyp, pilak moda idi ama oda yoktu bizde. Bir gün okula giderken kasetçide Erol Büyükburç çalıyordu da dükkanın önünde durup dinlemiştim ve okula gecikmiştim hiç unutamam. Hani gençlik işte; o yıllarda onlar moda idi. Ama mutlu idim. Bizim kuşak çocukluğumuzu teknolojiden uzak yaşadık ama akşam olunca rahmetlik babam ve annemle muhabbetli içtiğim o çayın lezzeti bir başka idi. Akrabalar arası kaynaşmalar, birbirine gidip gelmeler hatta akşam yatıya kalmalar ne heyecandı ne güzellikti. Kışın tel helva çekerdi büyüklerimiz. Tel helva çeken babam ve diğer büyükler şaka olsun diye biz çocukların kulaklarına fısıldayarak annelerimizi kızdırmak için “ pırasa “ diyin derlerdi. Çünkü pırasa dediğimizde tel helva ağzımızdan etrafa dökülürdü ve annelerimiz kızardı, biz ise hem güler hem bahçeye kaçardık. Ne hoş mutluluktu bunlar.
Anlatmak istediğim yeni kuşak çocuklarımızın çoğu birçok şeye sahip ama mutlu değiller. Aileler olarak çocuklarımıza çok daha fazla zaman ayırmalıyız diye düşünüyorum.
Bence sadece çocuklara göre değil, büyük küçük herkes için mutluluk; yaşanan yer, kullandığın eşya, yediğin yemek ve oturduğun mekan değil! duyguların, sevinç ve mutlulukların, üzüntü ve sorunların paylaşılmasıdır” diyorum.
BÜTÜN ÇOCUKLARIMIZ MUTLU OLSUN, MUTLU YAŞASIN. ONLAR BİZİM HERŞEYİMİZ, GELECEĞİMİZ, CANIMIZ EN DEĞERLİ VARLIĞIMIZ.
NE OLUR ÇOCUKLARIMIZA ZAMAN AYIRALIM..!
SABİHA SERİN
,
YORUMLAR
Değerli bir yazıydı, tekrar tekrar okunması gereken...
Bu yazıyı okurken bir konuda şanşlı görüyorum kendimi; kızım henüz dokuzuncu sınıfa gidiyor ve ben biraz fazla kaptırdığım zaman bilgisayara kendimi aile içi iletişimin ne kadar önemli olduğunu anlatan nutuk dinlemek zorunda kalıyorum. Bir de bilgisayar ve televizyon başında geçireceğim zamanın ne kadar boş ve anlamsız olduğunu. (Kendisi dersleri dışında nadiren bilgisayar kullanır) Yani anne babanın vereceği öğüdü biz kızımızdan duyuyoruz...
Keşke büyüklerde çocuklar gibi olsa, onlar gibi davranıp, onlar gibi düşünüp kim olursa olsun, asla ayırım yapmadan dostça, el ele yaşasalar” diye hayal kurarım.
Keşke büyüklerimiz, çocuklarımızı örnek alsalar işte o zaman Dünya çok daha güzel olurdu diyorum. Sevgi, saygı, dostluk, kardeşlik, bağlılık, ne güzel bir değerdir anlayana. Oysa bütün bu güzellikler varken neden dostça yaşamayı öğrenemiyoruz.?
Saygıdeğer hocam,bu özel günde çok anlamlı bir yazıyla renk katmışsınız...
Ellerinize sağlık...Saygılarımla hocam...selamlar Sivas'a...