- 591 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
8 Şey
8 Şey
Baş örtmekle, namaz kılmakla, oruç tutmakla, hacca gitmek ve zekat vermekle Müslüman olduğumuzu söyleyebiliriz. Ama her şey bu kadarla bitmiyor. Belki her şey tam bu kadar dediğimiz noktada başlıyor.
Namaz, vaktinde ve dosdoğru kılındığında dünyevi ve uhrevi bilgilere aklen ve kalben ulaşarak ahlaki güzelliği elde eden olgun birer Müslüman olmamızı yani “kemalatımızı” sağlar. Oruç, hac ve zekat ibadetlerinde de uygulamalarımız sırasında sıhhatine mani olan pek çok yanlışlar yapıyoruz bilerek veya bilmeyerek.Kısacası Müslüman olmak kolaydır ama ruhumuza Müslümanlığın inceliklerini taşımak zordur. Kalıbımız Müslüman görünse de ruhumuzda harmanlayamadığımız Müslümanlık kolay olan her şey gibidir. Tatsızdır, tuzsuzdur, sevgisizdir, aşksızdır.
Günlük hayatımızda “namazı yaşamak” yerine, namaz arasında “hayatı yaşama”nın bir yolunu bulamadıkça da bu böyle olacaktır. Namaz direğini atalarımızdan gelerek, takliden de olsa yaşamaya gayret gösterdiğimiz “din” in tam ortasına dikmediğimiz müddetçe Müslümanlığımız hep risk altında olacak.
Başörtüsü konusunda da yıllardır başını örten birisi olarak kendi tespitlerim doğrultusunda birkaç şey paylaşmak istiyorum. Başımızı örtebiliriz ama örtmeyenleri yargılayamayız. İnsanların başörtüyü hayatlarına geçirirken keşfedeceği aşamalara engel olacak söz ve davranışlardan kaçınmalıyız. Başörtüsü her insanın geldiği iman noktasında kendi kişisel tercihidir. Zorla, hile ile ya da dayatma ile yapılan baş örtme eylemleri zamanla amacından sapar sadece görüntüde Müslüman olmak sonucunu doğurur. Bu istenmeyen sonuç (mazallah) insanı münafık olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakır. Bu anlamda iyi niyetli ama asla kur’an ve sünnet kaynaklı olmayan yanlış taktikler yüzünden direkten dönen Müslümanlar olduğumuzu söyleyebiliriz.
İmam Şafii hazretlerinin dert ettiği, kendi hayatına geçirmeye gayret ettiği “8 şey” var. Bu 8 şey aslında bir Müslüman olarak hepimizin bildiği, hatta inandığı buna rağmen hayatına geçiremediği şeyler. Eğer bugün her insan aynı dert ve gayret içerisinde olsaydı herhalde bambaşka bir manzaramız olurdu milletçe. Yine de ümitsiz olmaya gerek yok. Ümitsizliğe düşmek de bütün müslümanca eylemlerimizin sonu olacağından, en büyük günahlardan sayılıyor inancımıza göre biliyoruz ki.
İmam Şafii’nin kıssası aynen şöyle: “İmam-ı Şafii Hazretleri bir sabah namazdan sonra evine dönerken yolda birine rastlar . Adam önce selam verir , iyi dilek ve duada bulunduktan sonra da “hayırlı sabahlar” manasında “nasıl sabahladın?” Der . Hazret-i imam nasıl sabahladığını şöyle anlatır: “Sekiz tane şeyin benden istendiğini düşünerek sabahladım! “
Adam şaşırır :”Ya imam kim sizden 8 tane şey isteyebilir ? Sizin kimseyle takışık bir işiniz yoktur ki ? Hazreti İmam tebessüm ederek meseleyi açar: “Bak benden her sabah kimler neler istiyorlar” der ve şöyle izah eder:
1)Rabbim benden farzını istiyor
2)Resulullah benden sünnetini istiyor
3)Aile çoluk çocuk günlük masrafını istiyor
4)Nefis kendine tabi olmamı istiyor
5)Şeytan arkasından gitmemi istiyor
6)Kiramen kâtibin melekleri iyi şey yazdırmamı istiyor
7)Geçen günler ihtiyarlamamı istiyor
8)Son olarak da Hazreti Azrail hazır olmamı istiyor…
İşte ben bütün bu isteklerin muhatabı olarak sabahlamış bulunuyorum. Her sabah bu sualler cevap bekliyor. Hazret-i Şafii’yi dinleyen adam düşünmeye başlar.Bir kaç saniyelik tefekkürden sonra sorar: “ Ya imam bu saydığın şeyler sadece senden mi isteniyor yoksa benden de isteniyor mu ? “ İmam tebessüm eder : “ Orasını ben diyemem sen düşün !.. “
Biz de düşünelim inşaallah …
15 Nisan 2010
8 Şey Yazısına Yorum Yap
"8 Şey" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.