- 510 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
özlersin... belki?
Yalnızlığın direnişi, bulutların duruşunda saklı. Bir bilmecedir belki duran şu halimiz, sen bende gizli; bense dudakların arasında saklı. Bir yasak... bir oyun... Kuralsız oynanır mı hiç? Duygularımızı paylaştığımız içimizde saklı o masum oyun!
Meçhuldur şu halimiz, yalandır belki konuştuğumuz o mutlu sözcükler, derinlerde yosun tutmuş acınası bakışlarımız... Bir ızdırap yankılanır gözlerde, duvarların arkasına sürüklenir sana olan bütün düşüncelerim. Benliğim yitiktir!
Her bir adım devrimdir aslında yine yeniden hülyalara dalmanın.
Adım adım ilerleyiştir bir bebeğin ilk adımındaki heyecan gibi.
Bir sirkeleniştir... Bir yanıştır uykudan parlayan güneşli bir sabahta.
Esir alınmış şu bedenim senin topraklarında. Alışamamış daha sözlerim senin mevsimine, üşür her bir harfi , anlatamaz ’sende var olmanın...’
Oysa ne masumiyettir hisstiklerimiz; ama ne hançerdir! Büyür içimde mevsimin en güzel tohumları hesaba katılmamış dikenleriyle birlikte. Acıtır yüreğimi ’Sevmek ölüme dokunmak mıdır?’
Beklerken en güzel yarınları daha güneşi görmeden durmuş karşıma siyahi bulutlar. Bir çığlık... Bir gözyaşı... Yüreğim yanar!
Viranedir halim. Ruhum tanımaz olmuş bedenimi korkar gözlerim aklımın almadıklarına. Bir yabancı gibi yarın bana; dünüm beni de al yanına! Değişmez artık hikayelerim.
Başlar yeniden her gün uyanışlar; gülün, sümbülün, lalenin... Tekrarlanır her bir sözler yeni satrlarda. Gün biter, vakit dolmuştur. Başlar ’gitmeler...’
Yine de sen beni eski bir defter arasında bir fotografta sakla! Özlersin belki gözlerimin rengini...
btl...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.