- 562 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TIRNAĞIMI ISIRDIM SEVİNCİMDEN
Bilahâre aklıma Ayşe’nin oturduğu sokaktaki iri yarı bir kadının ayak bileklerinin kalınlığındaki genç kayın ağacının gövdesi geldi.O ağacın gövdesinin şuan üşüdüğünü,soğuk soğuk esen kış rüzgarının çıplak dallarını acımasızca sallandığını,Ayşe’nin bu soğuk kış gecelerinde uykusu gelmeyince kayın ağacının soğuktan titreyen gövdesini,rüzgarın salladığı çıplak dallarını duygusal bir yüz ifadesiyle seyrettiği,ara ara ıssız sokakta beni aradığı,bulamayınca kalpten hüzünlendiği hissine kaptırdım kendimi.Duygusal duygusal kayın ağacını seyreden Ayşe,benim için hüzünlenen Ayşe,kayın ağacını seyretmeyi seven Ayşe ve yaklaşık iri yarı bir kadının ayak bileklerinin kalınlığındaki o gövde ve çıplak dalları için hüzünlendim, kederlendim. Keşke Ayşe ve kayın ağacı hüzünlenmeseydi,acı çekmeseydi! Biraz zaman geçince Ayşe’nin o genç kayın ağacının belediye işçileri tarafından dikildiği zamanı hatırladığını,kayın, daha ufacık bir fidanken Ayşe’ye gülümsemeye başladığını geçirdim içinden.Herhalde Ayşe geçen sonbahar kayının yeni filiz vermiş dalından yumuşak bir atlayışla sarı bir yaprak bile koparmıştı!
Bu hayal o kadar hoşuma gitti ki sevincimden ne yapacağımı şaşırdığım için sağ elimin şahadet parmağını hafifçe ısırdım ve kayın ağacının gövdesine en kısa zamanda iki tane A harfi yazmaya karar verdim aniden.İki A harfini kalp içine almanın gereksiz,hatta aptalca bir düşünce olduğunu kalbimden geçirmem zihnimi berraklaştırdı.Kimselerin aşkı düşünmesini istemiyordum iki A harfini okuyunca.Onun için harfleri kalp içine almamalıydım.Belki kayının gövdesini kazıdıktan sonra o sokağa on yıl boyunca hiç gitmemeliydim.Ellerime bakıp,"Oraya o harfleri yazdığını farz et! Tazecik ağaca zarar vermek olmaz! Oraya bir şey kazıma!On yıl sonra gider gönlüne kazıdığın harflerin olmayan izlerini kayının gövdesinde ararsın!" dedim.Amacımdan vazgeçtim,tekrar ’hoşuma gitme’ üzerinde yoğunlaştım. Az önce söylediklerim o kadar çok hoşuma gitti ki ne yapacağımı şaşırdım,aptal aptal sabit bir noktaya baktım,tırnaklarımı ısırdım,Ayşe’yi hayali olarak süzdüm,güldüm kısık sesle...Aşkı bir yere kazıdıktan sonra bırakıp gitmek olmazdı.En güvenli yer gönüldü.Derken gönül,kayın,Ayşe ve iz ile ilgili düşüncelerimin,fikirlerimin lüzumsuz ve sıradan olduğunu ruhumun derinliklerine kadar hissettim.
Ne Ayşe’nin sevgisi ne de kayın ağacı önemliydi.Tek önemli şey ’âşk’tı ve Ayşe ’âşk’tı.’Âşk’ hem Ayşe,hem de ’sen’di.’Ben’ yok,’sen’ vardı.Ve âşk tek kişilikti.Ayrıca âşk takıntı demekti.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.