- 654 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DEVRİMCİ KOLEKTİF
DEVRİMCİ KOLEKTİF
Bugün en geri demokrasiler dahil ,hemen hemen bütün demokrasilerde çok çeşitli insan örgütlenmeleri mevcuttur.Bu örgütlenmeler çok yönlü ve çok amaçlıdır.Bunları politik siyasi örgütlenmeler,çıkar amaçlı örgütlenmeler,inanç örgütlenmeleri,hizmet örgütlenmeleri,kültürel ve sanatsal örgütlenmeler,ekonomik finansal örgütlenmeler,sendikalar,odalar,kooperatifler vs...
Bütün bu oluşumlarda belirleyici olan insan unsurudur, kadrodur.Kadro bütün örgütlü geçmiş toplumların temel sorunu olmuştur.Bütün bu faaliyetler insan türünün aktif işlevselliğindendir.Bilgi bütün bu pratikler üzerinden şekillenir, gelişir ve bu alan sonsuzdur.İnsan, bilinçli faaliyetiyle birlikte,bilinmezlikleri bilgiye dönüştüren muazzam bir işlev görmektedir.Bilinmezleri bilgiye dönüştüren insandaki sır aktif işlevselliğindendir.
Ancak kapitalist toplumla birlikte insan,kendisine ve ürettiğine hızla yabancılaşarak,bir nevi kendisini inkar etti. Kapitalist toplum, insanın kendisine ve ürettiğine yabancılaşması sürecinde bir zirvedir. Kapitalist çürüme tam da bu noktada başlamıştır.Değişimin manivelesı ve dünyayı ayağa kaldıracak olan insanın kendisi olacaktır.Ancak değişim ve devrim, dünyayı ayağa kaldıracak çalışan ve üreten emekçilerin işidir.
Dünya ve Türkiye devriminin teorik analizi üzerinde yaşadığımız,ayak bastığımız zeminlerin doğru analiz edilmesinden çıkar.Geleceğin toplumu,kapitalizmin bütün ideolojik kompleks ve yönlendirmeleri ötesinde,bütün yıkıcı ve yokedici şiddetine rağmen esasta tarihsel hegemonyayla hesaplaşmanın devrim olmanın etiğidir.Sınıf hareketi bu ideolojik inşa ve bilinç üzerine bina edilmelidir.Bu bir sorumluluktur.Burada temel sorun,bu zorunluluğu bütün insanlığın ortak eylemine dönüştürebilmektir.Herkes elini verirse dünyayı değiştirmek çok zor olmayacaktır, sorun bugünki inanç filtrelerinin dışına çıkabilmektir.
Kafalarda oluşturulmuş inanç filtreleriyle mücadele edilmeden,yeniyi yaratmak,yeniyi inşa etmek neredeyse olanaksız.Kör bir koşuda ,kör bir yürüyüşte ısrar etmenin hiç bir değeri yoktur.Bütün vicdanları ortaya koyarak,yeni bir manifesto neden yazılmasın ki?...Dünya kolektifinin toplamda bütün teori ve pratiği yeni bir manifesto yazacak kadar zengindir.Geçmiş zaman ve mekanın insanı gibi düşünmek ve davranmak bugünün vicdanı olamaz.
İşte biz bugün özünde tarihin bu boşluğunu doldurmaya ve onu değiştirmeye niyet ediyoruz ve bunun için çalışıyoruz.Temel sorun bunu bütün insanlığın ortak eylemine dönüştürebilmektir.Ankara’daki Tekel işçileri eylemi böyle değerlendirilmelidir.Eylem devrimcidir,inadına devrimcidir...Küçük burjuva mülkiyetçi,yarı anarşizan,
liberal,kendiliğindenci, dogmatik,revizynist, reformist bir zihniyetin vicdanı geleceğin vicdanı olamaz!
İkinci enternasyonal, ilk büyük revizyonist saldırı olarak Avrupa ve dünya devrimci hareketinin (DÜNYA KOLEKTİFİNİN) ve işçi sınıfının bilincinde müthiş tahribatlar yaratarak,uzun süre etkili olmuştur.Lenin önderliğinde ikinci enternasyonal döneklerine karşı verilen mücadele, sınıf bilincini yeniden ayağa kaldırarak birçok ülkede devrimin muzaffer olmasına yol açmıştır.
Dünya devrimci hareketi Kuruşçev,Brejnev ve en son olarak Çin’deki hain şahsiyet, Deng Şiao Ping le birlikte yeni bir ideolojik saldırı ve yozlaşmayla ve gerçeklerden uzaklaşma tehdidiyle yüzyüze geldi.Bu defa revizyonizm, sosyalist kaleleri kuşatarak onları tamamen tahrip ederek sosyalist iktidarları ele geçirmişti.İkinci revizyonist saldırı dalgası bugün hala devam etmektedir.Bugün,en genel anlamıyla revizyonizm,reformizm,salt dünya devrimci hareketi saflarında değil,toplamda bütün insanlığın bilincinde büyük çürümelere yol açmıştır.
Ancak bütün bu olumsuzluklara rağmen,bütün bu karşıdan saldırılara rağmen insan, ilerlemek ve gerçeğe daha fazla yaklaşmak için çabalamaktadır.İnsanlığın derin bilgi birikimi,derin bilgi mirası revizyonizmden gelen,hayattan kopma,dogmatik,gerçeklerden kopma ve çürüme tehdidine karşı,insanlık tarihini derinden etkileyecek büyük sıçramalarla bu son saldırıları da bertaraf ederek kesintisiz bir biçimde uzun yürüyüşüne devam edecektir.
Revizyonizm gibi dogmatizmde dünya devrimci hareketinde,sınıf hareketinde müthiş tahribatlar yaratarak, teoriyi pratikle, gerçekle buluşturmanın,gerçek zeminlerde hareket etmenin aracı olmaktan çıkararak,devrimci teoriyi tersyüz etmiştir.En genel anlamıyla bugün,bilimsel olmayan önyargılardan kurtularak,gerçeği olgularda aramaya,toplumsal pratikten ve sınıf mücadelesinden öğrenmeye,gerçeği bir zaman kesitine hapsederek değil,olay ve olguları derinlemesine incelemeye irdelemeye ihtiyaç vardır.
Pratik yaşam bugünün insanının önüne farklı yaşam biçimlerini,farklı şekillerde koymuştur.Bugünün insanı dumaksızın bilgisini pratik faaliyetiyle birlikte derinleştirerek,her geçen gün daha fazla realiteye yaklaşmaktadır.Kapitalizmin ayaklarıyla yürüyerek geleceği fethetmenin olanaksızlığını her devrimci bilir.Her devrimci bugünün dünyasından geleceğin dünyasını yaratmak için mücadele eder.
Bugün bütün teorik emek ve çabamızı,kapitalizmin doğa ve insan toıplulukları üzerinde yarattığı tahribatlar- yıkımlar üzerinde yoğunlaştırmalıyız.Tarisel süreç bugün tüm şiddetiyle,en keskin biçimiyle bu sorumluluğu bugünün insanının önüne koymuştur.Burada belirleyici olan tarihsel süreçlerdeki sürekliliktir.Geçmiş bütün insanlı toplumlarda kendisini gerçekleştirecek bir toplumsal süreçtir yaşadığımız.
İdeolojik olarak çok çiddi açmazların yaşandığı dünyamızda,yeni ideolojik çıkışların her geçen gün daha çok zemini oluşmaktadır.Bugün sol olarak dayatılan reformizm tarihsel ve toplumsal olarak ileriyi temsil etmiyor,geridir,geriyi temsil ediyor,geleceği değil.Sınıf uzlaşmacıdır,devrimin ruhuna ve karekterine uygun davranmamaktadır.Küresel sermayenin toplumda yarattığı ideolojik rehabilitasyon,her türden gericiliği ve sistem içi arayışları meşrulaştırarak bireyi adeta nesneleştirdi.
Çünkü kapitalist sistem bireyin nesneleşmiş, bireyselliğini kaybetmiş halini kutsar,bireyden yığın yaratarak,onların özne karekterlerini silikleştirir.O nedenle geleceğin toplumunu,salt kapitalizmin barbarlığıyla ve onun acımasız sömürüsüyle ifade etmeye çalışan bir mantığın özgürlük projesi olsa olsa kapitalizmden biraz daha analitik olur,ama daha özgürlükçü asla değil.
ERDOĞAN ATEŞİN
YORUMLAR
Çünkü kapitalist sistem bireyin nesneleşmiş, bireyselliğini kaybetmiş halini kutsar,bireyden yığın yaratarak,onların özne karekterlerini silikleştirir.O nedenle geleceğin toplumunu,salt kapitalizmin barbarlığıyla ve onun acımasız sömürüsüyle ifade etmeye çalışan bir mantığın özgürlük projesi olsa olsa kapitalizmden biraz daha analitik olur,ama daha özgürlükçü asla değil.
Tebrikler hocam..Yazdıklarınıza hak veriyorum...Siyasi açıdan çok değerli konuya parmak basmışsnız....
Selamalr...