- 452 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dilinde Aşk Vardı/ Yüreğinde İhanet–2 / Bir sevda Masalıydı Bizimki- Bölüm -4
Dilinde Aşk Vardı/ Yüreğinde İhanet–2
Bölüm–4 İZMİR
Şirvan altındaki lüks arabayı dikkatle kullanarak, Çağınlar holdingin bahçesine girdi. Ve arabasını binanın ön kapısına kadar sürdü.
Patronunun geldiğini gören koruma görevlisi, bulunduğu yerden ok gibi fırlayıp arabanın kapısını açarak ‘ Buyurun efendim ben arabayı parka çektiririm’’ dedi. Genç kız teşekkür ederim anlamında başını salladıktan sonra, arabadan indi ve binanın ana kapısından içeri girdi. Doğruca, sadece kendisinin kullandığı asansöre doğru yürüdü. Biraz sonra yirmi dördüncü kata doğru hızla yükselirken, güzel İzmir ayaklarının altına serilmiş bir halıya benziyordu. Seni seviyorum İzmir Hem de çok seviyorum diye düşündü.
Yirmi dördüncü kat. Holdingin beyni, yönetim yeri ve aynı zamanda kendi özel dairesinin bulunduğu kattı. Önce çalışma odasına girdi. Bu odaya büro denmesinden hiç hoşlanmıyordu. Masanın üzerinde imzalanması gereken bir yığın evrak birikmişti. Oyalanmadan çalışma odasından özel dairesine geçti. Kendisini leş gibi kirlenmiş hissediyordu. Banyoya girmek için hiç vakit kaybetmedi oldum olası antrenmanlardan sonraki bu duruma hiç alışamamıştı. Kötü bir alışkanlığı da kendi banyosundan başka hiçbir banyoyu mecbur kalmadıkça kullanmıyordu. Vücuduna çarpan soğuk su damlacıkları diri bedenine kamçı etkisi yapıyordu. Yavaş, yavaş kendime geldiğini hissetti. Banyodan çıkıp boy aynasının karşısına geçti. Çıplak vücudunu uzun, uzun seyretti. İçten içe vücuduyla barışık olduğu için kendisi ile gurur duyuyordu. Bir altmış sekiz olan boyu birkaç santim daha uzun olsaydı. Çok daha mutlu olurdu. Ama daha önemlisini başardı altmışaltı bucuk olan kilosunu altmışa düşürdü. Böylede mutluydu. Aynaya dilini çıkardı. Saçlarını kuruttuktan sonra elbise dolabından rahat bir takım seçti. Ve giyindi. Çalışma odasına geçmeden geriye dönüp bakındı. Oyalanmaya çalıştı Seyfi Babaya, arabasında bulduğu imzasız tehdit dolu mektuplarından bahsetmenin daha sırası gelmediğine karar verdi. Çalışma masasına yerleştikten sonra sade bir kahve söyledi. Banyo işe yaradı diye düşündü. Üstüne üstlük bütün gece de evde çalışmıştı. Öğleden sonraki son derece önemli toplantıya hazırdı. Öğle paydosuna kadar sıkı bir şekilde çalıştı. Avrupa da patlak veren krizden mümkün olduğunca etkilenmemeleri lazımdı. İşe biraz ara vererek iki yardımcısını da odasına çağırdı. Biraz sonra kızlar karşısındaydı.
Şirvan:
_ Kızlar şirket için büyük bir gün İşin başına geçtiğimden bu yana en büyük anlaşmamız olacak. Biz rakip şirketlerin bütün engellemelerine rağmen iyi bir ortak olacağımızı kanıtlamamız ve bu işi almamız lazım. Ben bu işi alacağımıza bütün kalbimle inanıyorum. Hiçbir aksilik olmasını istemiyorum. Eğer bu işi alırsak ikinize de bir maaş ikramiye, bana da bir hafta izin.
Nurca:
_ Bu izni fazlasıyla hak ettiniz efendim.
Şirvan:
_ Yemekten sonra son kontrollere başlıyoruz Nurcan. Şebnem sen çıkabilirsin. Sen biraz daha yanımda kal. Nurcan:
_ Yemekten sonra görüşürüz efendim. Ah Şirvan Hanım siz gelmeden biraz evvel Ekrem Bey aradı. Akşamdan beri size ulaşamıyormuş.
Şirvan:
_ Hay Allah bu gün onunla buluşup yemek yiyecektim. Unutmuşum. Hemen arayıp gönlünü alayım.
Yardımcılarımı işlerinin başına gönderdikten sonra, gözüm babamın duvardaki resmine takıldı. Sağında annemin solunda Veda ablamın resmi vardı. Gerçekleri öğreninceye kadar Veda ablamın resminin duvarda ne işi olduğunu anlayamamıştım. Babaannem anlatıncaya kadar. Ben bunları düşünürken kapı vuruldu içeri giren Seyfi Babaydı.
Şirvan:
_ Gel Seyfi Baba otur. Ne içersin.
Seyfi Baba:
_ halinden yine dertlendiğin anlaşılıyor.
Bir bardak çay içeyim.
Şirvan:
_ Tamam, Seyfi Baba çay içelim. Hiç kimseye belli etmiyorum ama çok korkuyorum. Bu iş çok büyük ve ben onlar için çok küçüğüm. Ya anlaşmayı yapamazsak. Bu kadar kişinin karşısına nasıl çıkarım. Bir de işin öbür yüzü var Necmi çağının kızı olmak bir şirkti yönetmeye yetmeyebilir.
Seyfi Baba:
_ Bak kızım sana tarih dersi verecek değilim. Ama sen bu ülkede yarınım nasıl olacak diye düşünmeden işletmesini yöneten şanslı bir neslin bireyisin. Esas zorlukları, acıları benim kuşağım çekti baban çekti, annen çekti. Kaldı ki bu iş her şeyden evvel bir takım işi yanında çalışan arkadaşlarına güven onlar da senin güvenini boşa çıkarmayacaklar.
İçi çürüyen, bizden taviz bekler hale gelen A.B topluluğuna avuç açmaktan başka bir şey yapamıyorduk. Dışardan bizi yönetmeye çalışıyorlardı. Şemsiye A.K.P.nin iktidara gelmesi ile ters dönmeye başladı. Üç dönem iktidarda kalan A.K.P çok önemli işlere imza attı. Enflasyonu iktidara gelişlerinin ikinci döneminde çok aşağı çekmeyi başardılar. Bu da liderleri T.E.na Çankayanın yolunu açtı. Bundan sonra ülkeyi bir dönem daha yönettiler. T.E nin en büyük başarısı ise bize düşman olan sınır komşularımızın büyük bir bölümüyle sorunlarımız halledilerek tamamen ortadan kalktı. 2010 da açılım pogramını uygulamaya başladı. Çok zorlu dönemlerden geçti tam olarak başarabildi mi? oda olaya bakanın bakış açısına göre değişir. Ülkeyi iyi günler bekliyordu. İki bin on sekizde İ.G.T.P iktidara geldi. O günden bu güne kadar çok güzel işler yaptılar. Ve hala yapıyorlar. Bana hatırlatırsan, son yirmi yılda Rus’un, İran’ın doğal gazına muhtaç iken, bu gün uzak denizlerde dolaşan Türk bandıralı son teknolojiyle çalışan gemilerden bahsedeyim. Şimdi yapacağın bu toplantıya yenik bir ordunun başı öne eğik komutanı gibi değil galip ordunun muzaffer komutanı gibi gir ve istediğini alıp başın dik olarak çık. Hadi bakayım göreyim seni Necmi Çağın’ın kızı.
Çaylarımızı içerken, Seyfi Baba’ya düşüncelerimin bir kısmını anlattım. Beni anlayışla karşıladı, Gitmemde bir mahzur olmadığını anlattı ama kendisinin de bazı söyleyecekleri olduğunu da söylemeyi ihmal etmedi.
Seyfi Baba:
_ Yalnız bir mesele var ki onu halletmeden gitme.
Şirvan:
_ Ne oldu bir aksilik mi var?
Seyfi Baba:
_ Konu Ekrem Bey, Onu çok ihmal ediyorsun. Adam günlerdir ve seni göremeden gidiyor.
Şirvan:
_ Bilmiyorum Seyfi Baba, yolunda gitmeyen bir şeyler var ama bende anlamıyorum. Bak Seyfi Baba bu kaçamağımdan kimsenin haberi olmayacak. Ne Ekrem’in ne de bir başkasının. Hem başımı dinleyeceğim hem de sana anlattığım konu üzerinde araştırma yapacağım.
Seyfi Baba:
_ Haklısın kızım yirmi altı yaşındasın seninle sadece kendine ait bir zamanın olmalı. Bu şirket bir hafta sensiz de yürür. Kimse nerede olduğunu bilmeyecek.
Şirvan:
_ Sen çok yaşa emi Seyfi Baba gerekirse gitmeden evvel kimsenin bilmediği bir hattım var o numarayı vereyim ben sana haberleşiriz. Hadi kalkalım. Acaba karşınızdaki bayana yemekte eşlik eder misiniz?
Seyfi Baba:
_ Seve, seve efenim. Onur duyarım. Buyurun önden siz çıkın efendim.
Kapıyı kapatıp dışarı çıkarken Necmi Çağın’ın resmine bakıp göz kırptık eski dostumun gözü arkada kalmayacak. Zira boynuz kulağı geçmek üzere.
Devamı var/ Tuğrul Ahmet Pekel/ 2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.