- 624 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
EMEVİ SÜNNİ İSLAM TUZAĞI-1
Osmanlı dönemi ve TC devleti sınırları içinde asırlardan beri, bir iç çatışmanın olduğu söz konusudur. Bu durumun günümüze kadar devam etmesiyle, toplumda tamamen bir iç başkalaşım yaşanıyor. Anadolu toprakları üzerinde yaşayan bir halkın yaşam ve inanç değerleriyle oynayan egemen sünni islam devleti, bu son zamanlarda daha da azgınlaşarak bir Alevi soykırımı içindedir. Bütün hile ve entrikalarla Anadolu halkını sürekli birbirinden uzaklaştırmak için devlet, elinden gelen her türlü imkânlarını hâlâ denemektedir. Özellikle son zamanlarda gelişen Kürt hareketinin siyasal boyutunun uluslararası duruma taşırılması da, bu devleti telaşlandırıyor. Bu bakımdan ezelden beri varolan Alevi kimliğinin de gelişim göstermesi söz konusudur. Üstelik gelişen Kürt hareketine karşılık, devlet bilinçli olarak Aleviliği destekleyip Cem Evleri’nin kurulmasında yardımcı rolünü oynuyor. Bu durumda bile kutsal saydığı Anayasayı hiçe sayıp tekke ve zeviyler kanununa ters bir rota izlemektedir. Yani istediği zaman kanunu uygular, istediği zaman da kanunu çiğner geçer. Bunun asıl sebebi Aleviler’i, gelişen Kürt ulusal mücadelesine kaymasını önlemek olmuştur.
Öte yandan da sinsi bir şekilde, binbir hile ve oyunlarla emperyal ABD ve İngilter’e devletleri aracılığıyla gerici, dinci parti AKP iktidara getirildi. Bu parti aracılığıyla Aleviler üzerinde sinsi oyunlar oynanıyor. Bugünkü iktidar, kendi bütün sorunlarını dolaylı olarak Aleviler ve Kürtler üzerinde, gizli bahanelerini bir bir gerçekleştirmek amacındadır. Demokratik açılım bahanesiyle adeta tilki kurnazlığıyla devlet kurumlarına hakim olmaya çabalamaktadır. Şunu unutmamak gerekir;
Gerici dinciler asla reformdan, devrimden yana olamazlar. Bu anlamda bunlardan medet beklemek büyük bir yanılgıdır. Tarihlerde gericilerin değil devrim, reform bile yaptıkları görülmemiştir. Bu, onların karakterine ters düşer. Bu, ancak bağlı bulundukları emperyal efendilerinin talimatlarıyla olabilir. Fakat bu da makyajlıdır!
Bu ülkede bir iktidar kavgası var. Bu iktidar kavgası, egemenlerin, kendi arasında da had safhaya ulaşmış durumdadır. Şu anda faşist, ırkçı MHP- CHP, devletçi kemalist askerî iktidar ile gerici dinciler arasındadır. Peki Aleviler, bu kavganın neresindedirler? Buna bakmak gerekir. Aleviler, Kürt mücadelesi karşısında sıkışan ve uluslararasında prestiji sarsılan devlete karşı, zorlayıcı rolünü doğru yönde oynamadıkları da bir gerçektir. Ayrıca devlet, sadece Aleviler’in ağzına bir parmak bal çalarak kısmî ve değersiz şeylerle oyalayıp duruyor. Aynı zamanda Aleviler içinde sıyrılan bazı devşirmeleri de satın alarak, bunlar vasıtasıyla Alevi hareketlerini denetim altında tutmaktadır. Devlet, Alevilik felsefesi üzerinde bazı yazarları satın alıp bilgi kirliliğiyle beyinleri yanıltma taktiğini de uygulama çabasındadır. Bazı tuzaklar kurarak islam camisine ve namazına davet kapısını da sürekli açık bırakmıştır. "Biz de Ali’yi severiz" gibi gönül okşayıcı ve yanıltıcı cümleler sarfederek adeta Aleviler içerisinde ikilik yaratmayı da başarmış durumdadır. Emevi Sünni devlet, bütün bu stratejik ve taktik oyunlarının yanında, Aleviler içinde Türk ırkçılığını da uyandırmayı eksik etmemiştir. Bu da bağlı olduğu emperyalden sürekli aldığı talimatlar doğrultusundadır.
Şu anda Hacı Bektaş Dernekleri’ni oluşturan azınlık bir kesim, Türk gömleğini giymiş durumdadır. Bu da Aleviler içinde başgösteren çok yanlış bir hatadır. Bu, bölünme temelinde tamamen bir tuzak olup Sünni devletin bir taktiğidir. Bir yandan devlet, "Aleviler islamın içinde mi, dışında mı?" gibi taktik bir ayrışma poltikasına başvurarak kuyuya bir taş atar. Hacı Bektaş Dernekleri’ni oluşturan azınlık bir kesim de bu tuzağa düşerek bunu tasdikler. Egemen Sünni devlet, nihayet bu taktiğinde başarılı olduğu da görülmektedir. İşte bu anlamda, Aleviler içinde hızla yayılan bu deyim, bugün ne yazık ki Aleviliğin bütünlüğüne vurulmuş bir darbedir. Aslında Aleviler bu tuzağa düşmemeliydiler.
YORUMLAR
"....Aleviler, Kürt mücadelesi karşısında sıkışan ve uluslararasında prestiji sarsılan devlete karşı, zorlayıcı rolünü doğru yönde oynamadıkları bir gerçektir. Ayrıca devlet, sadece Aleviler’in ağzına bir parmak bal çalarak kısmî ve değersiz şeylerle oyalamıştır. Aynı zamanda Aleviler içinde sıyrılan bazı devşirmeleri da satın alarak, bunlar vasıtasıyla Alevi hareketlerini denetim altında tutmuştur. Devlet, Alevilik felsefesi üzerinde bazı yazarları satın alıp bilgi kirliliğiyle beyinleri yanıltma taktiğini de uygulamıştır.
bugün ne yazık ki Aleviliğin bütünlüğüne vurulmuş bir darbedir. Aslında Aleviler bu tuzağa düşmemeliydiler. ..."
teşhis doğru..tedavi yolları gelecek yazılara bırakılmış..!
herkes kendince doğrusunu ve engüzelini tuzaklarken bu oyunlara gelenlerin de yapması gerekenler var demektir..!
gerçekler acıdır derler ya..!
doğruları ve acıları yazmak acıları artırıyor..doğrulara da kapılar açıyor aslında .!
yazı belgesel nitelikte ama..çok beğendim..!
teşekkürler
Dünyanın hiç bir ülkesinde devletin dini olduğu söylemez, devletin değil, bireylerin dini olur oysa ülkemizde osmanlıdan bu yana T.C.D. bir dini vardır oda sunniliktir ve bu bir dayatma olarak yıllardır devam etmektedir, bizlerin sırtından siyaset yapanlar Alevilere yapılan haksızlık ve zülumler karşısında seyirci kalmışlardır, son zamanlar A.B.T. dayatmaların olsa gerek insanların ağızlarına bal çalarak, hak ve hukuktan bahsediyorlar oysa bunların hepsi göz boyama ve oyalama politikasıdır...
Gerçekleri yazan toprağım, kanayan bir yara parmak bastığınız için çok teşekkürler, kaleminiz daim ve keskin olsun saygılar....
UMUT ve DOSTCA
cemil
Bu sebeple kimin ne dediği o kadar önemli olmamakla beraber bir takım dayatmalarla sırf böyle olduğum için benim önümü de kesmeye çalışırlarsa ölümüne şahan kesileceğimi de bilmeliler kendileri.
Saygılar sunuyorum can arkadaşıma. Güzel bir yorum görünce sizin yüreğinizin attığı yere yazmak istedim.
Sevgiyle kalınız.