- 626 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Neler İstediğinizi Boşverin, Neyi İstemediğinizi Farkedin
Adam Fawer’in "Empati" isimli kitabında şöyle bir söz vardı. " Neyi isteyeceğinizi isteyemezsiniz." Bizler her ne kadar kontrolün bizde olduğunu düşünmüş olsak da , aslında yönlendirmeler sonucunda isteklerimizi belirliyoruz. İsteklerimiz, devam eden hayatımıza paralel olarak sürekli bir değişim içerisinde devam ediyor. Her ulaşamadığımız istek , bizleri bazen demoralize ediyor yada yerini daha küçük bir isteğe bırakıyor.
Bu cümleyi sürekli tekrarlıyorum ama gerçekten önem derecesi çok yüksek. " Yaşadığınız her başarısızlık, aslında başarıya ulaşmaya ne kadar az kaldığınızın göstergesidir. Sadece bakış açınızı biraz değiştirmeyi deneyin. Bu yazımda da, sahip olmak istediğimiz herşeyin, aslında istemediklerimizin karşı tepkisinden oluştuğuna değineceğim.
Etrafınızda kiminle konuşsanız, hedeflerini ve sahip olmak istediklerini size anlattığı konuşmalara tanık olursunuz. İnsanoğlu doğası gereği sürekli sahiplenme ve yenilenme ihtiyacı duyar. Bununla birlikte de isteklerine ulaşmak için elinden geleni yapmaya gayret eder. Odaklanılan hedef, isteklerimiz ise neden bir türlü amaçlarımıza ulaşamadan kendimizi yorgun ve bitik hissediyoruz? Ne istediğimizi gayet net ve açık ifade edebiliyoruz ama bir türlü işler yoluna girmiyor ve beklenilen mutluluk gelip bizi bulmuyor.
Madalyonun bir de öbür yüzü var. İsteklerinizin üzerine düştüğünüz kadar istemediklerinizin de üzerine düşmeniz gerekiyor. Kendinizle ilgili istemediğiniz durumları yada yönlerinizi belirleyerek buna karşı çıkmanız gerekiyor. Şimdiye kadar istediklerinizin listesini yaptınız, sürekli bu hedefte yaşadınız ama isteklerinizin bir kısmı yerine geldi yada gelmedi , bu sizin için bir kazanç gibi gözükmüyor değil mi? En önemli istekleriniz hala size çok uzak gibi durmaya devam ediyor. Kaderci zihniyetle bakarsanız, "zaten bende şans yok ki" demekten başka elden gelen birşey yok. Ama kaderinizi belirleyen zaten sizin şuan ki seçimleriniz ve buna kararlı bir şekilde bağlılığınızdır.
İsterseniz , öncelikle istemediklerimizin listesini yaparak ilk adımımızı atalım. Gayet net ve açık bir şekilde kendimizde neleri istemediğimizi bir düşünelim. Örnek verecek olursak ; sigarayı bir daha kullanmak istemediğimizi, daha fazla kilo almak istemediğimizi, paranın ihtiyaçlarımıza yetecek kadar yada daha az gelmesini istemediğimizi, huzursuz birisi olmak istemediğimizi, okul yada iş çevremizde içine kapanık birisi olarak tanınmak istemediğimizi yada hiçbir zaman yanlış anlaşılmak istemediğimiz gibi maddeler halinde sıralayabiliriz. Eğer bunları farkediyor ve önemsemiyorsak, hayatımızda ters giden işlerin en önemli sebebini de görmüyoruz demektir.
Zihnimiz, istemediğimiz davranışlarımızı, ifade ediş şeklimiz yüzünden bize sürekli aynı oyunu oynar. İstemediğimiz durumlarla ilgili kullandığımız olumsuz cümleleri incelersek daha aydınlatıcı olacaktır. Örneğin : " Sigara içmek istemiyorum " cümlesini inceleyelim. Sondaki istemiyorum kelimesi olumsuz bir yüklem. Fakat zihnimizin burada anladığı yüklem değil, yüklemden önce gelen kelime grubu olan " Sigara İçmek ", yani kurtulmak istediğiniz bir durumu düşündüğümüzde bile , o durumu sürdürmeye devam ettiriyoruz.
Zihnimiz, Sigara İçmek kelimesini duyar duymaz , hemen bir sigara yakıp, keyfini sürdürmeyi düşünür ve ilk fırsatta bunu gerçekleştirir. Yani sigara içmek istemediğimizi biliyoruz fakat bunu düşünme şeklimiz yüzünden gene içmeye devam ediyoruz. Benzer örnekler ; Abur cubur yemek istemiyorum, Hızlı araba kullanmak istemiyorum, İnsanları kendime düşman etmek istemiyorum gibi çoğaltılabilir. Bir düşünsenize; Kendi kendimizi nasıl bir hayata sürüklediğimizin temellerini ne zamandan beri atıyoruz.
İşin temel noktası, söylediğimiz her cümlenin zihnimiz tarafından nasıl anlaşıldığını kavramaktan geçiyor. Diğer insanlarla, belirlenmiş dil kalıpları içerisinde çok rahat anlaşabilirsiniz ama zihninize istemediklerinizi bundan sonra daha doğru bir şekilde ifade ederseniz , kontrolün kimde olduğunu göstermiş olacaksınız. Burada bu yazıyı okuduğunuz da bana hak verdiniz yada vermediniz, bu çok önemli değil. Kendinize yapacağınız en doğru yatırım, kullandığınız olumsuz cümleleri, olumlu cümleler haline çevirerek yazmak ve bunları tekrar etmek.
Buna da örnek verelim: "Abur cubur yemek istemiyorum" dediğimizde, bu cümlenin zihnimizdeki karşılığı bizi en kısa zamanda gene abur cubur tüketmeye yönlendiriyor. Bunu kendimize olumlu anlamda çevirmeye çalışmak için cümlemizi şu şekilde düzeltmemiz gerekir."Sağlığımı tehlikeye atacak hiçbir gıdayı tüketmek istemiyorum" Bu şekilde cümlemizi, sesli olarak da ifade ettiğimizde olayın ciddiyetini daha iyi kavrarız. İstemediğiniz tüm olumsuz davranışlarınızı, bu şekilde cümlelerinizi tekrar düzenleyerek , dikkatinizi daha çok verebileceğiniz ve kontrolü elden kolay kolay bırakmayacak bir yapıya kavuşturabilirsiniz.
Şimdiye kadar isteyip de yapamadıklarınız için geçen zamanı göz önüne alın. Kendinize olan güveni asla kaybetmeden, denemekten hiçbir zaman yılmayın. Her başarısızlık, başarının adımlarıdır. Önemli olan başarıya kısa ve emin adımlarla mı ulaşacaksınız yoksa küçük ve sık adımlarla mı? Teşekkürler.
Yazan : Turgay GEZİCİ | www.bilincalti.com