- 560 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Başarılarınızın karşılığını, maddi beklentilerle ölçmeyin.
Hayatımızı sürdürme çabası içerisinde koşturup duruyoruz. Yeni bir doğum haberi aldığımızda yada üzücü bir ölüm haberi aldığımız zaman, sanki o an hayat duruyor ve hayatın neresinde olduğumuzu kıyas yaparak daha iyi anlıyoruz. Yaşanılan acı ve tatlı deneyimler bizleri içten içe etkiliyor. Hayata karşı sağlam durmak ve kendimizi boşvermemek için hayata daha sıkı sarılmayı istiyoruz. Meslek yaşantımız içerisinde de bize darbe vuran olaylar oluyor. Kişisel rekabetin üst düzeyde olduğu bu ortamlarda , işyerindeki huzursuzluklara rağmen işimize karşı tutkumuzu kaybetmemek için kendimizi zorluyoruz.
Biliyoruz ki ipleri elimizden kaçırırsak artık bu iş için yeterli olmadığımızı başta kendimiz kabul edeceğiz. Bizden yayılan negatif enerjiyi de çevremizdekilere hissetirmemek elde değil. Çevrenizde her gününü işyerindeki problemler yüzünden moralsiz geçiren, kendi yaptığı hataları kapatmakla zaman kaybına yol açan ve sürekli şikayet eden birisi varsa, bu kişi kendi emeğine saygı duymuyor sadece beklentilerini düşünerek çalışıyordur.İsterseniz konuyu biraz daha açalım.
Çalışmalarımız sonucunda ortaya çıkan ürünü pazarlamak yada bir hizmetin müşterilerimize ulaşmasında aktif bir rol oynuyorsak, tüm aşamalarda kontrolümüzün olması ve aksaklık çıkmaması için uğraşırız. Aynı ortamda farklı işler yapan kişiler, ürün yada hizmetin meydana geliş aşamaları hakkında belirli bir bilgiye sahip olmazlar ise, müdahale edebilecekleri durumları da gözden kaçırıp, tüm yapılan emeğin heba olmasına da yol açabilirler. Herkesin belirlenmiş iş alanları vardır ve buradan sorumlu olmaları gerekir. Benim ifade etmek istediğim nokta, yapılan hizmetin yada ürünün bireysel bir şekilde değil aksine takım oyunu şeklinde üretim anlayışı ile sürdürülmesidir.
Çalışan kişinin gözünden kaçabilecek bir detay ileride sorun oluşturacak hale gelmeden, bu aksaklığın kurumun içinde tespit edilmesi, uyumlu bir takım halinde çalıştıklarını gösterir niteliktedir. Kişisel anlamda bu tip yardımlaşmalar , özgüven arttırıcı bir etken olacağından, verimlilik açısından çok faydalı bir adımdır. Kişisel egolarını ve sınıf ayrımlarını bir kenara iterek, sadece takım halinde düşünebilmek ve bunun sağladığı özgüveni hissedebilmektir takım oyunu.
İçinde bulunduğunuz her ortama, yapacağınız katkılarla farklılığınızı ortaya koyabilirsiniz. Birçok kişinin tenezzül etmeyeceği, beni ilgilendirmez denilen durumlar yüzünden yaşanılan kayıplar sadece isyan çığlıkları ile kendini gösteriyor. Egolarımız yüzünden, müdahale edemediğimiz bir sürü olay yaşamışısızdır. Olay iyi yada kötü sonuçlansın ,"keşke şunu deseydim, keşke şunu yapsaydım" diyerek olayı geçiştiririz. Halbuki sakinlikle ve olaya çözüm getirici bir yaklaşımla sorunu halletseydik, ne kadar farklı hissedecektik. Bizler için bu tip olaylar referans oluşturan durumlardır.
Çünkü benzeri olayları sürekli yaşıyorsanız , müdahale etmeyi kendinize uygun bulmadıkça, içinizde biriken asabiyet, çözüm getirmek yerine öfke getirmekten başka hiçbir işe yaramayacaktır. Toplum içinde kendimizi ifade etmek, yetişme çağımızdan beri çok heyecanlanmamıza yol açan bir faaliyet olsa da, bununla ilgili pratik ve alıştırmalar yapmak, size inanılmaz katkı sağlar. Üsturublu olmak ve sözünüzün dinlenmesi için şu andan itibaren bir adım daha ilerlediğinizi düşünüyorum. Orta yolu bulmak , sakin konuşulan ortamlarda hiç de zor birşey değildir. Deneyin ve deneyimlerinizi aktarın.
Yaşadığınız ortamlarda bir misafir gibi değil, çevresini gözlemleyen, düşüncelerini açıkça ifade edebilen ve yapıcı olmayı sürdürebilen bireyler olmayı hedeflemeliyiz. Yaptığımız iş, sattığımız ürün ve hizmet her ne olursa olsun, sadece bunları ifade edebileceğimiz şekilde düşünürsek, hiç bir ortam bize satış yaptığımız bir ortam kadar zevk vermeyecektir. Bir kişinin aklı ticarete çok iyi çalışabilir fakat dünya görüşü sadece ticaretten ibaretse, sadece kendisine faydası olan bir kişi olmaktan öteye gidemez. Önemli olan başarılarını , maddi örneklerden ziyade manevi örnekler ile de devam ettirebilmek. Çevresine duyarsız , sadece kendi şikayetleri için sağı solu birbirine katan bir kişi için kimse kılını kıpırdatmak istemez. Çünkü bu kişinin yaptığı davranış, beklentisini diğer insanların huzurlarını bozmakla eş değer tutmaktadır.
İlgi duyduğunuz farklı konularla da uğraşıyor ve bunun size getirdiği manevi hazzı her fırsatta dile getiriyorsunuz. Çevrenizden gelecek olan eleştiriler arasında, uğraştığınız işin maddi boyutu için endişelenenlerde olabilir. Getirisi olmayan bir iş için kendinizi geliştirmeniz yada zaman ayırmanız, günümüz toplumunda, boşa kürek çekmek gibi algılanabilir. Çünkü her uğraşın maddi karşlığı olması gerekir şeklinde sabit fikre kapılan kişiler var. Kendinizi ifade etmekle yorulmayı göze alın ve bıkmadan usanmadan yaptıklarınız hakkında konuşun. "Beni anlamıyorsunuz" diyerek, sırtınızı dönüp gitmeniz, kendi içinizde şüpheye düşmenize yol açabilir. Herkesin doğruyu söylediğini, kendinizin boş bir hayale kapıldığı gibi düşünceler sizi rahatsız edebilir. Ama unutmayın ki, herşey bir hayalle başlar. Hayalgücünüzle bunu şekillendirir ve somut bir şekilde hayata geçirirsiniz. Yeteneğinizin olduğu alanlarla (maddi karşılık beklentisi olmadan) uğraşmaktan çekinmeyin.
Çünkü ispatsız yapılan her uğraş kendi doğal sonucunu verecektir. Etrafımızda ticari kaygı güdülerek yapılan o kadar çok verimsiz ürün ve hizmet görüyoruz ki. Kendinizi bunu yapan kişilerin yerine koyun. Sadece maddi anlamda beklentilerini karşılamak için birşey yapmış olmak ne kadar fasa fiso işler. Eğer sizi mutlu ediyorsa ve bunu anlatmaktan keyif duyuyorsanız, yolunuz daima açık olacaktır. Cebinizde beş para olmasa bile kendinizi dünyanın en şanslı insanı olarak hissetmek gene sizin elinizde. Paranın gelmesi yada gelmemesi sizin elinizde. Sadece yeteneklerinizi köreltmeyin, ufkunuzu açık tutan şey , kendinize sarılmak olacaktır. Başkalarının görecesiz fikirlerine değil...
Yazan : Turgay GEZİCİ | www.bilincalti.com