- 1363 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
GERÇEK ÖĞRETMENLERE
Eğitim ile Öğretimin farkını bilmeyen öğretmenlerimizin zamanımızda çoğaldığını üzülerek belirtmek istiyorum...
Bir çocuk/birey kapasitesi doğrultusunda eğitilebilir. Ama her yaratılmış; özel bir zeka sorunu yoksa öğrenebilir. Gerçek anlamda öğretebilen, öğretme yetisine sahip olan; öğretir/öğretebilir.
Eğitim öncelikle çekirdek aileden başlar ve sürer gider... Arkadaşlar etkendir , okul ve yakın çevre... Ne yazık ki; her çocuk aynı ortam ve imkanlara sahip değil... Onlar şekil verilmemiş bir hamur gidi doğmaktalar. Ustalık şekil veren/verecek ellerde. Ama ne çare; fatura çocuğa kesiliyor çoklukla... Bunu en çok da önce aile sonra öğretmenler yapıyor. Bunu üzülerek söylüyorum. Alınmasın gerçek öğretmenler... Ben de öğretmen kızıyım. Çok küçüktüm babamı yitirdiğimde. Ama yine de öyle silinmeyecek anılar var ki içerimde.
Mesela; köyden kasabaya yürüyerek gelen öğrencileri vardı babamın. Azıksız yufka olurdu torbalarında öğlen yemeği olarak. hafta da en az bir gün anneme bolca yemek hazırlamasını söylerdi babam ve o gün mutfağımız şenlenirdi bir çok taze fidanla. O zamanlar bana göre, kocaman ablalar abilerdi hepsi. Çok severdim masamızda sıkış tepiş yediğimiz o öğle yemeklerini... Öyle severdim ki; unutamadım, babam gibi hatırladım çoğu zaman...
Türkçe/edebiyat öğretmeniydi babam... Öğrencilerinin sınav kağıtlarını okurken bazen bir tek kağıtla saatlerce uğraşırdı. Sıkılır sabırsızlanırdım, bitse de bana yine şiir okusa saçlarımı okşasa uyuturken diye. Ama dakikalarca başını kaldırmazdı o bir tek kağıttan. O zamanlar anlamıyordum, sonradan annem anlattığında daha da çok sevdim babamı, zamansız gittiğine çok kızıyorken...
Öğrencisinin kağıdında not verebileceği bir virgülü bile ararmış benim canım babam...
Eğitime öğretime katkı; okula konan bilgisayarla, yollanan birkaç kitapla bir damlacık olsa bile; bence asıl katkı GERÇEK ÖĞRETMENLERİ YETİŞTİREBİLMEKTE...
Sevgiler ÖZ’ den...
YORUMLAR
Forumda okumuştum yazdıklarınızı.Yorum yazmak buraya düştü.Yazınızdan etkilendim bir öğretmen olarak . Meslektaşlarımı kötülemek (doğru bile olsa söyledikleriniz) meslek ahlakı açısından tasvip ettiğim bir durum değil.Eğitim maalesef günümüzde bir "hizmet sektörü " haline geldi.Bana daha fazlasını vermiyorlarsa niye daha fazla emek vereyim anlayışı gelişti öğretmenlerde . Lise öğrencisine dersanelerden pompalanan "Orası önemli değil,ne yapın edin geçer notu alın.Asıl önemli olan burası." düşüncesi öğretmenlerle öğrenciler arasına girdi bir gulyabani gibi.Velinin de yaklaşımı aynı şekilde olunca umursanmazlık durumuyla karşı karşıya kaldı öğretmenler."Memleketin çocuğu,bırakmayın geçsin " ya da bıraktığımızda bize ne faydası olacak,zamanında bizi de aynı şekilde geçirmediler mi?" ara gazıyla idealizm giderek öldü öğretmenlerin içinde.Dünyadaki en önemli duygu önemsenmektir dost,takdir edilmektir.Öğrencisi ve velisi tarafından önemsenmeyen ,bir yerlerden emeğine saygı saygı gösterilmeden "geçirin" baskısıyla karşı karşıya kalan öğretmenlerimizin (elbette pek çok başka sebep eklenebilir)
mesleki tüm tatmin vasıtaları alındı ellerinden . Ve bananecilik başladı öğretmenlerde.Rahmetli babanızı takdir etmemek elde değil.Ama bu tatminsizlik durumuyla içindeki öğretmenlik aşkını sürdürme de kolay değil.Bu yazıyı okuyacak oolanların şöyle dediğini işitir gibi oluyorum." o" zaman yapmasınlar bu mesleği,tatmin olacakları başka bir mesleğe geçsinler."İşte bu hiç de kolay değil onlar için.Böyle diyecek olanlar bilmeliler ki öğretmenlik bir sevdadır.En büyük sevdadan daha büyük bir sevda.Böyle olacağını söylemediki kimse onlara bu mesleğe girerken. "Anadolunun her yerinde size ihtiyacı olanlar var.Unutmayın bazı öğrencilerin tek şansı sizsiniz.Siz gitmezseniz pörsüyüp gidecekler." dendi onlara okullara gönderilirken.Sonra öğrendiler ki hayal başka gerçek başkaymış.Okuluma il dışı tayinle gelen arkadaşlara soruyorum .Olaylar aşağı yukarı hep aynı.Mesleğe yeni başlayacakl arkadaşlara tavsiyem şu:Zaman değişmiş. Meleki tatmin arıyorsanız yolun başındayken özel sektöre atın kapağı.Başlarda biraz maddi olarak sıkıntı çekersiniz . Ama sonra düzelir. Ama başka türlü hedefleriniz varsa o başka.O zaman buyrun gelin . Yazınız için tebrik ederim . Benimki de uzun oldu biraz. Selamlar.
Rahmet olsun babanıza ve onun gibi tüm gerçek öğretmenlerimize. Bu bir gönül işidir. Hep öyle düşünmüşümdür. Öğretmenin akşam evde yiyecek yemeği olmasa da, yetişecek yatacak taksiti olduğu halde parası olmasa da, o yetiştireceği fidanları düşünmeli. Aklını tamamen onlara yönlendirmeli. Öğretmenlik, kendinden geçebilmektir bence evlatları için.
çok doğru tesbitler,
öğretmenlere değer verilmeli ki,
o da öğrencisine değer versin,
öğrenciye değer verilmeli ki,
öğrenciliğini bilsin..
konuşmaya başlasak uzar gider bu konu,
hasta bir sistem,
hasta bireyler..
bu içimizde bir yaradır.
babacığınızın mekanı cennet olsun ,
nurla dolsun iyi yürekli örnek öğretmen.
sevgilerimle..