İlacı Getirin Diye Haykırdık
İlacı getirin diye haykırdık.
Zaman…
Bizler zamanın en hakikatli ilaç olduğunu düşünürüz. Yanıldık galiba bu kez. Geçmişimizin hep geleceğimiz olduğunu bilemedik.
Oldu, bitti ve gitti. Bu kadar hazin bir son değildir her şey. Silmeye çalıştığımız, sünger çektiğimiz, yok varsaydığımız her bir şey geçmişimiz. Zaman dediğimiz de yalnızca uyuşturucu.
Klişeleşmiş sözcükleri zikredip duruyoruz aynı durumlarda. Özlüyorum, hatırlıyorum, iyi ki vardın, olması gereken oldu, vesaire.
Zamandır sebebi, bilir miydiniz?
Dönüşler de olsa, nafile artık. İstesek de istemesek de sonuçlarına katlanıyoruz değil mi? Pişmanlıklar çepeçevre sarsa da, gözyaşları durmadan aksa da uyuşmuş bedenlerimiz yenik düşmedi mi?
Şair ne de güzel söylemiş; geçmiş zaman anımsanıyorsa, şimdidir. O zaman her şey çok açık.
Biz kehribar hüzünlerini, savruk mutlulukları ve uyuşmuş ruhlarımızı –miş’li değil –di’li zamanlar da yaşıyoruz.
Aksi, ispat edilene kadar zaman karinem budur.