- 1229 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ASIL CENNET BENİM VATANIM
“Acaba cennet nasıl bir yer, gerçekten cennet var mı?” diye düşünürüm kimi zaman…
Asıl cennet benim VATANIM da…
Bir dostum Avrupa’nın göbeğinde bir ülkeye ait doğa harikalarının diasını göndermiş. İzlerken sanki bir cennetteydim. Dia, gerçekten fotoğraf sanatçısının usta parmakları dokunmuş denklanşöre…Görüntüde 16 göl muhteşem güzelliği ile ışıldıyorken, bunları birbirine bağlayan şelaleler ve pek çok dereye bölünmelerle muhteşem bir doğa harikası içmişti gözlerim. Bu manzaraya sahip ülke nerede biliyor musunuz? Hırvatistan’ın başkenti Zagreb ile kıyıdaki Zadar arasında olan tamamen dağlık Lika bölgesinde bulunuyor.
Gölleri çevreleyen bu milli park alanı bir kuş cenneti adeta. 120 çeşit kuş, geyikler, kurtlar ve ayılar yaşamakta bu cennette.
Unesco Dünya Mirası listesine 1979 senesinde yerini almış.
Şimdi aklımı gelen bir soru ile avundum, nedense…
Neden Türkiye-miz de bir dünya mirası olmasın?
Türkiye’nin nesi eksik?
Türkiye’de hele bir vadi var ki, adı “Kelebekler Vadisi” ve dünyada eşi benzeri olmayan bir görsel doğa şöleni yaşanır o muhteşem vadide…
Kısacası;
Türkiye’nin aslında artıları var-eksileri olmayan mistik doğası ve tarihi ile mitolojideki esatirleri ile, hatta Kaz Dağlarından atmosfere saldığı%70 “oksijen arterinin” ülkemizde oluşu ile dünyanın en nadide mirasıdır.
Bu oksijen cennetini dünya insanı korumalı.
Hele ki şimdi bir de “siyanürlü altın” arama çalışmaları başlamış ve asırlık ardıçlar-göknarların kıyımı da yapılıyorken, 250 çeşit Kaz dağı bitki çeşidinin olduğu toprak dokusu siyanüre bulanmak üzere olurken, Türkiye değil sadece DÜNYA buna birDUR!..demeli…Zira kısa bir süre bölgede yaşayan insanların kefen giyerek eylem yapmaları ile çalışmalara ara veren yabancı altın arama şirketleri, eylül 2009 dana beri yeniden kazmaya ve geceleri de asırlık ağaçları sökmeye başlamışlar.Altın madeninde işe başlayan 25′e yakın köylülerden biri bakın bizi nasıl aydınlatıyor:
“Bu arama çalışmaları zararlı olsa, o zaman devlet buna izin vermez. Demek ki arama çalışmalarının bir zararı yok” diyerek 30 TL yevmiye ile çalıştıkları şirketleri savunmaları da bir ayrı handikap. Muratlar Köyünde yaşayan İsa Korkmaz’ın bu konuda tepkisi boyun eğme olmuş.
“Biz bu işe başından beri karşıyız. Ama yapacağımız bir şey yok. Gerekli izin almışlar. Ama biz yine de tepkimizi gösteriyoruz. Çünkü arama çalışmasıyla birlikte sularımız çamurlu akmaya başladı”
Bakın bir köy çobanı olan Raşit ne demiş Radikal Gazetesi Muhabirine;
(*) “Bunlar aylardır sessiz sedasız çalışıyordu. Ne yaptıklarını tam bilmiyorduk. Bizim suyun başını da kazmışlar. Bir gün su bulandı. ‘Ne oldu’ diye sorduk. ‘Zararsız, önemli değil’ dediler. Her taraf kazılıyor, kuyular açılıyor. En vahimi de ağaçlar kesiliyor.”
Çoban Raşit, tek tek sondaj yapılan yerleri tespit etmiş:
“Bu dağları, suyumuzu yok etmeye izin vermeyiz. Bunun için ne gerekiyorsa yaparız.”
Sondaj için açılan yolların kenarlarında kurumuş çamlar göze çarpıyor. Birçoğu yol açmak için ağır iş makinalelerinin altında kalmış. Büyük olanlar ise kesilip yol kenarına yığılmış.
Bayramiç Belediye Başkanı İsmail Sakin Tuncer de, toprağın altından üç beş kişinin zengin olacağını, oysa binlerce insanın toprağın üstünden geçimini sağladığını anlatarak,
“Buna isyan etmemek elde değil” dedikten sonra ekliyor;
“Bayramiç’in sadece Evciler Köyü’nde tonlarca elma üretiliyor. 50 milyon YTL’lik bir geliri var. Diğer bölgelerde de domates yetiştiriliyor, hayvancılık var. Sadece bu bölgeye ait tonlarca tüysüz şeftali yetiştiriliyor. 250 ton altın için bunları feda etmeye değer mi? Siyanür geldiğinde Bayramiç Barajı da etkilenecek.”
Kazdağlarının eteklerinde 1,5 milyon insan yaşamaktadır. Bu insanların yürek seslerii tekbir gibi gönül topraklarımızda depremlerle sarsmaktadır.
“Kazdağlarının asıl altını zeytindir. “
“Kazdağlarının altı değil üstü altındır.”
Buranın halkı kefen giyerek KAZ DAĞLARINDA siyanürle altın arama çalışmalarını durdurmaya çalışmaktadır, ama nafiledir nafile!
Neden mi?
Çünkü Türk İnsanı Atatürk öldüğünden beri yetim ve öksüz şimdi.
İşte bu nedenledir ki;
Türk insanının eli de kolu da ayağı da ve dili de bağlanmış ve kimsesiz şimdi…
O yüce insanı düşündüm…
Yarının ne kadar önemli bir gün olduğunu düşündüm.
18 Mart ve Çanakkale…Aklıma yine şehit olan binlerce Mehmetçik, 57. Alay ve bayrağı geldi…
Ardından boğazıma doğru bir hıçkırık yükseldi…
Yutkundum…
Gözlerim ıslandı…
Ne de doğru söylemişti Lord Byron;
"İçimizdeki cehennemin çektirdiği acıları ne kulak duyabilir, ne de dil söyleyebilir."
Ve bakışlarım uzandı, tam karşımda yükselmiş;
Mavi kıyıları ile öpüşen, zümrüt yeşili kadife gibi bitki örtüsüyle, gökyüzünü delercesine yükselen göknarlara…
Sonra da Kaz Dağlarının eteklerinden, zirvelerinde ”gelin duvağına” benzeyen beyaz bulutların altındaki Sarı Kız Tepesine takılı kaldı. Geçen yaz bu tepeden Edremit Körfezine uzanmıştı bakışlarım. Yanımda bir yazar dostum sevgili Ayşe Yamaç vardı ve ona;
“Eğer Orhan Veli Gemli’ğe değil de Sabahattin Ali’nin gönül bağladığı bu dağlardan Edremit Körfezi’ne uzansaydı bakışları, eminim Gemliğe değil de bu körfeze aşık olacaktı.” diye hayranlıkla mavi kıyıları seyre dalmıştık.
Şimdi ise dudaklarımda yüreğimi ince ince bir sızıyla acıtan Mustafa Yıldızdoğan’ın o bas sesine eşlik etmekte ;
“Irmağının akışına ölürüm Türkiyem…Ölürüm Türkiyem…Hey…Heyy!..”
Sevgi ve ışıkla
Emine Pişiren/Edremit-Akçay
17.Mart.2010
www.vidivodo.com/325364/olurum-turkiyem
Kaynak: (*) www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=235732
YORUMLAR
Çok doğru sevgili arkadaşım.
Bu yorumundan sonra bende iki soru oluştu:
Dünyada en fakir ülke hangi ülke?
Yanıt: Afrika
Peki, dünyanın elmas ve altın kaynakları en çok hangi ülkede çıkmakta?
Yanıt= Afrika
Hadi üçüncü soruyu da siz sorun bana?
Teşekkürler yorum yazan arkadaşlarıma...
Sevgi ve ışıkla
Altın ve benzeri için doğayı ve onun verdiği nimetleri yok edenler bir gün karınlarını doyurmak istediklerinde o madenleri ısırmak ve midelerine indirmek zorunda kalacaklardır.
emine pisiren
Bu yorumundan sonra bende iki soru oluştu:
Dünyada en fakir ülke hangi ülke?
Yanıt: Afrika
Peki, dünyanın elmas ve altın kaynakları en çok hangi ülkede çıkmakta?
Yanıt= Afrika
Hadi üçüncü soruyu da siz sorun bana?
Yorumunuz mutlu etti beni.
Teşekkür ederim gönül dostu.
Sevgi ve ışıkla