Kızsal muhabbetler(50).............
Günler geçti.Geçti de ne oldu?Tam sekiz gün oldu.Kaldı yirmi iki.
-Tamam Vedat bir ay görmeyelim birbirimizi o zaman.
-Saçmalama Leyla.Elin adamı sana çiçek gönderiyor ,buna tepki veriyorum diye görüşmeyeceğiz öyle mi?Benimle inatlaşma Leyla.
-İnatlaşmıyorum.Aşkımı kurtarmaya çalışıyorum.Tükenmekten ,örselenmekten ,basitleşmekten kurtarmak istiyorum.Bir ay görüşmeyeceğiz.Mektuplaşacağız.
-Leyla lütfen mantıklı ol.Karşı karşıya oturuyoruz.Bir ay boyu mektuplaşmak da ne menem bişey?
-Kararım bu Vedat.Anlamanı değil saygı duymanı bekliyorum.
-Tamam deli kız.Tamam.
Bu işten en karlı çıkan şüphesiz geçen gün Leylaların kapısına gelen çelimsiz çocuk oldu.Vedat abisinin verdiği harçlıkları biriktirmekte.Kendini kargocu rolüne alıştırdı.Karşılıklı iki apartman arası gidip gelen mektuplar.....
Leylanın Vedata yazdığı dört sayfalık mektubun ikinci sayfasında yazanlar:
Seni seviyorum.Nasıl mı?Ne kadar mı?Söylesem de bilemezsin.Hem söyleyemem de zaten.Sevgi söyleniyor da derecesi söylenemiyor.
Başım omuzunda olsa şimdi.Arada bir kaldırıp gözlerine baksam.Eminim o an alnımdan öpersin beni(aslında ben dudaktan ateşli bir öpüşmeyi tercih ederim ama neyse)Ben de sarılırım sana.Bir gölün okyanusla buluşması kadar heyecan verici bir duygu bu.Seni sevmek kelimelere dökülmüyor.
Ben sana bunları yazarken güzel bir türkü çalmaya başladı radyoda.Senin bana türkü söyleyişin geldi aklıma.Hele Acem kızını ne güzel söylüyorsun.Öyle sıcacık,öyle içten ki....
Geçen gün burç uyumumuza baktım.Zıt burçlarmışız.Ne yapalım?Bir ömür benimle çekişeceksin artık.Korkma ,korkma!Tatlı çekişmeler olur.
Bak türküde ne diyor:
’’Onulmaz bu yüreğimin yarasına’’
Benim sana olan hasretim gibi....(daha 22 gün var)
Canım aşkım çay aldım kendime.Beraber içeceğimiz günlerin hayaliyle yudumluyorum.Sabah kahvaltıda Enver Paşayı anlatan bir program izledim.Edirne Fatihi ve Sarıkamış Felaketçisi diye iki zıt sloganla anılan Enver Paşa.En çok hangi yönünü sevdim biliyor musun?Naciye Sultana olan aşkını.Cephede Ona devamlı mektup yazışını.İki binin üzerinde mektup.Düşünebiliyor musun?İki bin...
Oysa benim sana sadece üçüncü yazışım(Sen daha ikidesin unutma)
Enver Paşa mektuplarına ’’Naciyem,efendiciğim,birtanem’’diye başlarmış.Aşkım dikkat ettin mi, eskiler ne kadar saygılı.
Şimdi ben başlıyorum
Vedatım,paşazadem,bir tanem....
Ne dersiniz?İletişim olanaklarının muazzam olduğu bu çağda ,aşklar mektupla tükenmekten kurtulur mu?Bu satırları okuyan kişi!Bu soru sanadır bilesin.....
YORUMLAR
Çok güzel bir konu Şükran bu aralar ben de bunu yapıyorum uzakta veya yakında olan dostlarıma mektuplar yazıyorum. Gece olunca mumum ipliğine kibritin alevlerini dokundurup o kızıllıkta yazıyorum yalnızlığımdan arta kalanları. Bu arada sana da üç tane mektup yazmıştım; fakat öylece duruyor. Sadece öylece duruyor bazan okuyorum eklemeler yapıyorum anlayacağın sana yazdığım mektuplara bir türlü nokta koyamıyorum.