Günbegün Notlarım 37/Namaz ve Niyaz
..........................................
Sabah ezanımı kaçırınca, kazasına kalınca huzur bulduğum ve kendimi rahar gördüğüm namazımın; huzursuz olurum sabah sabah...
Sabah sabah, mutsuz olurum, eğer ki sabah namazımı eda etmemişsem...
uyku sersemliğim çok. Uykum ağır. Top tüfek patlatılsa yanı başımda, uykum varsa, uyanmam... Uykuyu çok seviyorum anlamına gelmesin bu. Bu olsa olsa benden kaynaklanan bir durum...
Bir durum ki, içinden çıkmayı başaramadığım bir hal...
Bir hal ki, etkisine yakalanınca yakamı kurtaramadığım noktam...
Genelde geç uyurum. Geç uyuduğum zaman da, sabah uykusu tatlı geliyor bana...
Aslında buna tembelliğim de diyebilirim. Zira kafaya koymamışsan erkenden uyanmayı, namaza da, niyaza da geç kalırsın. Bu iki kere iki dört eder gibi gerçek...
Gerçeklerimi saklamak istemiyorum. Neden mi? Acılar acıtmasın diye canımı...
Canımı severim. Ve bilirim ben canıma iyi bakmazsam, kimse iyi bakamaz kanıma. Ve gene iyi bilirim ki, ben canımı sevmezsem başkalarını sevmeyi beceremem...
Peki korkak mıyım? Bu soruya tam yanıt veremeyeceğim. Zira herkesin belli belirsiz bir korkusu, korktuğu bir düşüncesi mevcut...
Korkum yoktur, çekindiğim bir konu yoktur diyen; YALAN SÖYLÜYORDUR...
Peki kendime çek-i düzen veren biri miyim?
İşte bu soruda da boğulurum ben... Ben parçalanırım bu sualde...
Yeterince dağınık, yeterince sağı solu birbirine benzemez bir insan tipiyim...
Kiplerim ise değişik...
Gelecek zamanda, maziyi yaşarım. Geçmiş vakitte, şimdiki anlarını kucaklarım... Geniş zaman ise, unuttuğum bir haber kipi...
Ve eminim ki, bu sabah, sabah namazı kılmış olsaydım saatinde, böyle bir saçma yazıyı kaleme almaz ya da gerçeklerimle yüzleşmezdim...
Yazmasaydım olmaz mıydı?..
Yok, o zaman daha da batardım...
Yazarak, kendimi açarak, hislerimi paylaşarak, duygularımı kaleme teslim ederek RAHATLADIM...
...........................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
18 Mart 2010,,,15.06
Mardin-Kızıltepe Arası
YORUMLAR
İşte sabah namazımızı kaçırınca burada ilk cümelerde anlatmak istediğimizi yüklemi özneyi karıştıarak anlatırız sonra da cümlemiz hiçbir şey anlatmıyordur lâkin sonraki satır başının ilkinin tefsiri olması isabet olmuş yoksa damlaya damlaya samanlık seyran olur demiş gibi oluruz.
Devamında da böyle cümle bozukluklarına rastlamak mümkün ama bir cümle dikkatimi çekti ve de çok anlamlı olduğunu düşünüyorum :
"Gelecek zamanda, maziyi yaşarım. Geçmiş vakitte, şimdiki anlarını kucaklarım... Geniş zaman ise, unuttuğum bir haber kipi..."
bu cümleyi kurmak demek şiir gibi olmaya adım adım ilerlemek demektir lâkin sadece "gibi" olmaya ve azim ile olunacağı inancını da taşımaktayım.
Ayrıca yazınız ciddi ciddi mizah niteliğindeydi ne bileyim başından sonuna anlam güçlüğü çekmiş olmakla birlikte tebessümle yol aldım.
Zira final de:
"Yazmasaydım olmaz mıydı?..
Yok, o zaman daha da batardım..."
güzel - son cümleyi düşünmeden ama o daha da güzel-.
Bu arada şu korku meselesi konusunda sanırım hemfikiriz; herkesin korktuğu bir şeyler vardır hiçbir şeyden korkmuyorsanız bile bir köpek kovalarsa korku ne demekmiş anlarsınız ...
Yazarken dikkatli olmalıyız en mühimi de yazdığımızı mutlaka bitirdikten sonra en az bir kere bütünüyle okumalıyız ki benim gördüğüm hataları özenle okumuş olsa idiniz kendiniz de farkederdiniz.
Sevgiler.
**Havin_** tarafından 3/18/2010 7:00:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
Mevlam her kula nasip etsin inşALLAH..Sabahın o şeffaf yüzüne varmadan ibadetin huzurunu ,verdiği güzelliği ve gerçekçiliği
hayat dönem dönem böyle vazgeçilmezlerin önüne bir çelme takar. Kimi işine geleni yaşar kimi vicdanının sesine kulak verir
sonunda bulunacak en doğru yoldur,,,,hak yolu
ve dilerim herkes ilk adımını yarına ertelemeden tamamlar
an'ı yaşayıp zamanını bir sonrasına bırakmamak çok önemli
yürek gözün açık olsun dostum...
geç kalmışlığın hiç yapmamaktan iyidir...
demek ki sabahlarda da hep beraber olacağız...
kocaman tebriklerimle .... ilk adımını atan yüreğine sonsuz saygılarımla :)
meselci
allah razı olsun
güzel yorumundan
e-mine.
ilaç gibi geldi bana seslenişin.
dualarda buluşmak dileğiyle.