- 704 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AVARA MU / ARDAHAN ÖYK. 93
Raj Kapor’a yastatıyordu nameleri.
Avara Mu kısmını vurgulayan da bölge okulunun salon yıkıldı.
Bir daha dikildi.
AVARA MU...
Düğün yeri çökecek.
Millet nakarat geldi mi muharrik oluyor.
- Dunyaaaaaaa!..
Şaban Arıkan hocanın düğünü, cemaat az ferahlanır gibi...
Cavit Polat hareki kıvamına getirdiği izleyici... çoşturdu.
Avara Muuuu....
- Kağh ola çıkah. Bura uçacah!
" - awaara hoon, ya gardish mein hoon
aasman ka tara hoon
awaara hoon…
- AVAREYİM
GÖKYÜZÜNDE BİR YILDIZIM
EVSİZİM
SEVENİM YOK.
Fransızca öğretmeni Şaban Bey Artvinlilerden evlenmişti. Melih’in ablasıyla anlaşarak; nişan ve evlilik gelip çattıydı.
Yakışıklı, krem (gran) tuvalet giyinirdi. Kundurasını dahi takıma uydururdu. Fransızcası iyiydi. Birinde pipo içtiğini görmüşlerdi. Kısa saçları sarı ve dalgalıydı. Sarkozy’nin saçları gibi arkaya dalgalı saçlarını tarardı.
Siyah saçların beyaz yüzlü gelini, kısa minyon boylu ama çok güzel bir gelinlik giymiş ayın ondördü bir kız.
Şaban Beyin kollarında dansederken seyrediyoruz.
Kaç can? İzliyoruz?
Tıklım tıklım salon.
Bölge okulunun kapısı, pencereler insan yığını.
Milletin eğlencesi ne gezerdi.
Gidilecek yer, geçirilecek vakit ne arar?
Bölge okulu düğün ve cemiyetlerde vatandaşın imdadına yetişirdi. Okul, eğitim kışın barınmanın yanında Ardahanın başka bir yurdu, yuvası yokmuşta burayı herkes konuşur, herkes çinterirdi. Çünkü yemişli ağacı taşlarlar!..
"- ghar baar nahin sansar nahin
mujhse kisi ko pyaar nahin
us paar kisise milne ka iqraar nahin
mujhse kisi ko pyaar nahin
anjaan nagar sunsan dagar ka pyara hoon
awaara hoon…"
Millet kırıldı, Vallahi tillahi...
Mikrofonu o ki ağzına götürüpte Hintli Kapoorun şarkıyı yekine yekine meletmiyor muydu.
" Ezemin goru! "
Düğün salonu balon gibi üfle üfle aynı: ŞÜŞÜK.
- Bommmmmm!....
Nağmelerle tahrik olan duygular sallana sallana salonu nefes alır adam haline çevirmişti. Az gayret: Salon da bommmmlayacak!...
Nüansları bezemesi fevkalede. Vurgular. Sazları müziği fon tutarak aksan, tonlaması kırk yıllık Hintli sanki.
Lise de katipti. Teatral yeteneği allah vergisiydi. Skeç sunumu, parodiyi harika becerir taklit ederdi. Şaban Beyi sevdiğinden geceye renk katdı. Ama ne katmaklığı bey kardeşim?
- abaad nahin barbaad sahi
gata hoon khushi ke geet magar
zakhmon se bhara seena hai mera
hansti hai magar yeh mast nazar
duniya maein tere teer ka
ya taqdeer ka maara hoon
awaara hoon…
- Birisini sevmek gibi bir niyetim hiç yok
sevdiğim yalnız bir şehir, bilinmeyen bir yoldur
hiç muvaffak olamadım ama mutluluğun şarkısını hep söylerim
kalbim yaralarla dolu ama yüzüm gülümser
dünya, dünya ya keder oklarınla vurdun beni, ya da kaderimle...
Akşamdan kafayı demleyen gençler de burada:
- Heyttttt! Ulan... Ardahanın bağlarındaaaa!
Ey gerisi, gerisi yok.
Söyleyen: Cavit gibi olur. Düğün cemaatını hop hoplatıyor.
" Vuran oğul ataya bakar mı?"
"Torbada bişey varsa var; yoksa yok."
Dunyaaaaaaaaaa!
Ayağa kalkan yürüyor pist ana baba günü:
At kaçtı torba düştü:
Hint müziğiyle millet halay çekiyor.
Allahıma, dinime!
Yeminlen söylüyorum!
Hiç beis teşkil ettirmeden bir güzel halay başının elinde kırmızı mendil; salla kurban salla, gene mi gelcez dünyaya?
" - Hopppaaa! "
" - Teyyyyyy! "
" - Hey! Naree! Hey!.."
Salonu enine uzununa gezerek dolduruyor Ardahanın Raj Kapooru. Başına yırtık fötürü takmış essah olsun diye:
- Avara Muuuuu!
- Ardahanın bağlarında
" Bir kız sevdim ..."
- Medet Abi bu getmedi!
- Açık vermeyin ola, eskidikçe şarkı oturur!
- Ele mi?
- Ele tabiii.
Gelin, güveyin yanına geldi. Cavit Abi ara nameleri uzattıkça uzatıyor. Yirmi dakikadır söylüyor. Ritim ve ezgi güzel ya, kimse de annamıyor...
Saz heyeti sanki Erzurumlu Emrahtan kayde vuruyor.
Sözler de: Duniyaa, Avara Mu, arada, derede bir iki kelime...
Takılar takıldı.
Molanın arkasından "Nerede kalmıştık? " diyalektiği.
Duniyaaaaaaa!
Aaaa Aaaa!...
"Çok güzel hareketler isimli " televizyon dizisinde Pelin tipi "tamam" kelimesini tombul vücudundan şişkoluğuna uydurarak çıkarıyor sanki.
Balon gibi kafasına asılı iki tane örük, havuçun püskülü... "tamam" diyemiyor:
- TAAM MI? diyor.
Erkek arkadaşı BOĞAÇ da aynı:
- TAAM MI?
Bu tip " Tamam mı? " söyleşenler varmış. Ama bunu gözleyip resim çizer gibi yansıtmak yetenek işi.
Sanat formasıyla yetenekli kişiler şekille, dramayla, nağmeyle nesneleri işaretleyip yansıtırlar.
Ardahandan göç edip gidecekken Cavit Polat sırrını ifşa etti.
- Avara Mu’yu hep uydurdum. Her söylerken ana ezginin etrafında araru mumumu. Dunyaaaaa, hansing, mansing gibi Hintçenin doku karakteristiğinden bezerdim.
UUUU, MUUU hansing, GH çok bu yapı da vire, vire uydurdum.
Daha zor olanı... Hiç yere... sıfırdan kurmak.
Yeteneğin bir yaratımı böyle doğdu, söylendik, eğlendik...
Verana kalan göç neleri götürmedi ki,
Cavit Polat’ı da alan, göçüren göç!..
Canlar sağolsun!......
17-03-2010
yalçıner yılmaz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.