Babama mektuplar-5-EVLAT MI BU?
Tedirgin bir şekilde kapının ziline uzandı elim..Ve kapıyı beli tamamen eğri genç bir adam açtı kapıyı..Ne gariptir ki ne bize siz kimsiniz diye sordu nede başka birşey kapıyı açmasıyla ardını dönüp gitmesi bir oldu.Tedirgin ,ürkek bir halde annemle içeriye girdik.Yolda otobüste gelirken koltuğun yandaki demire takılarak elbisem yırtılmış ve ola ki ablamı bulursak elbise sıkıntısı çekiyordur diye malatyada kalan onun bir kaç kıyafetini de yanımıza almıştık.Yolda ilk molada onun bir kıyafeti ile hemencik üzerimi değişmiştim.Üzerimde ablamın elbisesi vardı.
Girdiğimiz evin ortada 5 veya 6 metrekarelik bir avlusu,avlunun orta yerinde küçücük bir havuz,yanında bir dut ağacı ve ikinci kata dışardan çıkan ve terasa devam eden basamaklar vardı.evin iç planı çok tuhafıma gitmişti tüm odalar salona bakıyordu yani muhafazakar bir odası yoktu..Bir iki saniye içinde bunları idrak edebilmiştim..Annem usulca ve titrek bir ses ile kızım bu evde imiş dedi.Kimseden ses çıkmıyordu kapıyı açan adamdan başka içerde uzun boylu kıvırcık saçlı bir adam daha vardı bize oturmamızı söyledi.Annemle yanyana oturduk ve sanırım bir on dakika gecti ablamı halen görememiştik.Az sonra hemen yanımızdaki kapı açılarak üzerinde pembe sabahlık,altında gecelik,saçlarını ta tepeden toplamış şekilde ablam çıktı..İlk sözü şu olmuştu bakıyorum mirasıma konmuşsun..Bundan kastı üzerimdeki elbisesi idi.Hoşgeldin filan demedi asık bir surat ile karşıladı bizleri.Hatta neden geldiniz v.s gibi sözler sarfetti.Ben artık bu evde kalacağım diyerek bizim gitmemizi hayatına müdahale etmememizi söyledi.Annemle ikimiz mecburen ertesi sabah orayı terkettik.Çünkü ben evlendim bu adamla dedi yapacak birşey kalmamıştı.nikah filan yoktu tabi ki.Biz tekrar malatyaya döndük..
Babalığım ile annem halen ayrılardı bir taraftan da bu yüzden sorunlar yaşanıyordu.Kavgalardan artık bunalmıştım..Adeta kaçıp sığınacak bir yer bir liman arıyordum.Sevdiğim bir genç vardı ama o da henüz hayatını kazanmamış ve tek geçim kaynakları babalarından kalan emekli maaşları idi.Bir taraftan işe gidip geliyordum..Pazarları bile çalışıyordum.Erzincan işi çini bakır mağazasında çalışıyordum..Dükkan sahibinin şu anda rahmetli olan babası Hasan dayı her gün akşama kadar bana ve diğer çalışan Alaattin e nasihatlerde bulunurdu.Onu can kulağı ile dinlerdim.Bazan da Alaattin bana ben ona bakar yine başladı dercesine tebessüm ederdik.Ama güzel bir ortamımız vardı.Alımlı bir kızdım.Alaattin bile ailesini beni görmeleri için dükkana çağırmıştı ama ben hoş bakmıyordum bunlara çünkü gönlüm boş değildi...Fahrettin i çok seviyordum ve onunla geleceğe dair planlarımız vardı.Evimizde televizyonumuz filan yoktu..Arada sırada üzt kata çıkar onlarda televizyon izlerdik.O zamanın sevdaları çok saf ,çok temiz,her türlü
menfaatten,art niyetten uzaktı.Birde hayatın yükü doğuştan üzerimize yüklenmişti..Ona maddi manevi destek olurdum o da bana tabi..Ne yazık ki onu da benden aldılar..Ablası bana kardeşim seninle birdaha görüşmek istemiyor dedi.Bu söz beni yıkmıştı belki de hayatta hiç kimselerin hiç bir şeyin yıkamayacağı şekilde yıkılmıştım..Hiç unutmam babacığım bir gün onların balkonda oturmuş onun okuldan dönmesini bekliyordum.Evimiz çok işlek ve güzel bir yerde idi.Ona mercimekli çiğköfte salata ayran yapmıştım sofrası çoktan hazırdı.Birden onun geldiğini gördüm ama koşarak direk bahçe tarafına gitti çok şaşırmıştım ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.Birden eline uzun bir sopa alarak koştuğunu gördüm ve bir anda bir gençle kavga etmeye başladılar bağırarak aşağıya koştum iki genç çok kötü kavga ediyorlardı birden karşıdaki kişi cebinden çakıyı çıkartarak sevdiğim insanın boğazına vurdu bir anda sevdiğimin mavi penyesi mor olmuştu kan acayip fışkırıyordu boğazından nasıl yaptım o anda hatırlamıyorum ama hastanede idik.
Doktorlar eğer bir cm daha derin olsa imiş şu an hayatta olmazdı dediler 12 tane dikiş atıldı..O halde bana şunu söylüyordu imansızın kızı biliyorsun seni nasıl sevip kıskanıyorum sana laf attı sen balkonda iken ben bunu kaldıramadım dedi..sus diyordum ona konuşma yaralısın ama dinlemiyordu..Babacığım aklım almıyordu benim için ölümden dönen bir insan nasıl olurda ablasına beni birdaha görmek istemediğini söylemiş olabilirdi.Ama bunu o zaman hiç düşünmedim bile o kadar incinmiş o kadar derin yara almıştım ki gidip ona sormayı bile düşünemedim..Belkide bu hatam benim hayatımı kökünden değiştirecek ve bu ana kadar yaşadıklarımdan daha kötü konumlara getirecekti..
Tekrar geleceğim babacığım ,biliyormusun seninle çok ortak yanlarımız var..bende sen gibi şiir yazıyorum ve yüreğim bunca yaşananlara karşılık halen sevgi dolu bu özelliğimi senden almışım Canım babacığım.
YORUMLAR
İçten,duygulu yazılmış bir öykü...İçerik yönünden de okuyanı hemen etkiliyor...Kutlarım...Diğer bölümlerini de hemen okuyacağım...selamlar...
kader44
Teşekkürler çç