- 717 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yalnızlık
Hergeçen gün kalbimin küçüldüğünü hissediyorum birşeylere nazire eder gibi. Ben küçüldüm, artık kimse için fazladan yerim yok der gibi. Herkese zamanında fütursuzca kapılarını açtı, aylarca, senelerce hatta bir ömür boyu misafirler ağırladı baş köşelerde. Her ayrılan konuk birşeyler götürdü umarsızca. Şimdi yalnız, ne kapısını çalan, ne de götürdüklerini yerine koyan kimse yok. Kalbim alışmalı artık herşeyin yarım olduğuna, anlamalı ki paylaşılamayan herşeyin yarım olduğunu. Yastığa tek koyulan başa alışmalı, masada ki tek bardağa alışmalı, terk edilmeye alışmalı, zifiri karanlıkta birşeyler karalamaya alışmalı, kısaca alışmalı kalbim bu ne olduğunu tasvir edemediğim hüzünlü melodiye.
Yalnızlık, yıllar sonra baba evine dönüş gibidir. Önce herşey sana yabancı gelir, dokunduğun eşyalar, hatıraların sana yabancıdır. Sonra yavaş yavaş alışmaya başlarsın, onlarda sana alışır, sonunda kendini en temiz, en masum halinle tekrar bulursun ve bunları yalnızlığına katarak bir ömür boyu avunursun.
Yalnızlık, yürümektir koşar adım bilinmezliğe, hınca hınç dolu mahşeri kalabalıklarda kimseye dokunmadan, aralarından kayarak, hiç bir iz bırakmadan. Esirgemektir bedenini yalan ellerin sıcaklığından. Sakınmaktır işleyeceğin günahlardan kendini. Bağlanmaktır kendi özüne bir başkasının herşeyi olmak yerine. Taşınabilmektir kendine bir daha dışarı çıkmamacasına. Kaldırabilmektir kadehini sessizliğin şerefine.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.