Günbegün Notlarım 32/ Sevda
....................................
Sevda, yakaladı mı adamı; bağını, sağını, ağını hemen kendine çeken bulaşıcı hastalıktır...
Sevda, uğradı mı gönüle; ruhu, bedeni kendine aşık eyleyen güldür...
Kişiyi, sol yanından vuran ama öldürmeyen kurşundur sevda...
Sevda aslında davadır, tutunduğumuz, tutunmak istediğimiz daldır; yürümek istediğimiz yoldur...
Bitmez isteklerimizin yer aldığı bize has dünyadır. Rüyasını tekrar tekrar görmeyi umduğumuz muradımızdır...
Dilediğimizdir, her ağaca kumaşımızı astığımız...
Arzumuzdur, ona ulaşmak için verdiğimiz mücadelenin emeğidir...
Ulaşılması zor olsa da adresi, sesinde ve nefesinde olmak istediğimiz terdir sevda...
Varlığı acı verse de bize, yakınlığından uzaklara gitmek istemediğimiz canımızdır. Canımızdan çok sevdiğimiz, bizimle olmasından rahatsız olmadığımız rüzgardır...
Estikçe, esmesini istediğimiz diğer ayağımızdır sevda...
Sevda yapışmak ister duygularımıza. Hislerimizi kendine ç-almak, düşüncelerimizi kendi emelleri için kullanmak, yarınlarımızı kendi geleceği için ipotek altına almak ister...
İster tüm benliğimizi uğruna serelim...
İster tüm gücümüzü onun için kullanalım...
İster penceremize dolan güneş o olsun, ister duvarlarımızı süsleyen portre o olsun, ister üzerimizde elbise, ister içimizde yaşayan bir can, ister bizi, istedikçe...
Ve ister gece-gündüz onun için çabalayalım...
İster sabah-akşam onun için yenilikler yapalım...
İster ömrümüzü ömrüne tereddüt etmeden teslim edelim...
.....................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
11 Mart 2010,,,12.13
Mardin