- 2624 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
AYNI ÜÇLÜ = SEVGİ+SADAKAT+ALDATMA
İnsan olmak. Oldukça zor bir zanaat. Çabalarız ama tam anlamı ile başarmamız mümkün değil. Başarana “ Mükemmel insan “ diyoruz. Ve bence mükemmeliyet, insanın yaradılış doğasına aykırı.
Bir düşünsenize: Herkesin mükemmel olduğu bir dünya. Bana yazarken bile sıkıcı geldi. Birlikteliğiniz boyunca- evli, sevgili, arkadaş, ebeveyn-çocuk- hiç kavga etmiyorsunuz. Hani şu gençlerin dediği gibi “ Sevgi böceği “ durumları? Samimi düşünün ama lütfen. Kendi adıma yanıtlayayım; Patlardım.
Ama bu kavgacı bir ruhum olduğu için değil. Öyle olsam bile. Kulağıma bile hoş gelmediği için. Eğer iki insan kavga etmiyorlarsa- yumruklaşmadan bahsetmiyoruz tabi ki- biri ya da ikisi de yalancıdır. Ya yalancıdırlar ya da çoktan silmişlerdir birbirlerini.
Not:” Kavga “ sözüne takılırsanız yerine “tartışma” sözcüğünü kullanın. Ben o anlamda yazdım, çünkü.
Bir toplulukta çok seslilik yoksa eğer, o topluluk yarım yamalak kalmış demektir.
Bu sözden yola çıkalım, sitemizin kapısından içeri girelim. Kaç kişiyiz? Çok kişiyiz diyelim. Toplumun hemen her kesitinden vardır aramızda değil mi? Türlü çevre ve aile koşullarından çıkıp, bir araya gelmiş insanlarız. Hepimiz bir şeyler yaşamış, yollardan geçmiş, doğrular ve yanlışlar oluşturmuşuz. Her birimizin kendi bakış açılarımız, kendi pencerelerimiz var.
Tek sabitimiz: Hepimizin okur-yazar olduğumuz.
Ne yapıyoruz burada? Dertleşiyoruz, sohbet ediyoruz, tartışıyoruz. Bir konuyu ele alıyoruz, şiir ya da düz yazı aracılığı ile duygu ve düşüncelerimizi aktarıyoruz, birbirimize.
Çokça da “ Sevgi “ oluyor gündemimiz. Google’ı açtım, aynen “ Sevgi nedir? “ diye yazdım. Bir sitede şöyle yanıtlar vermişler:
-Sevgi nedir?
-sevgi insanlara sunulmuş en değerli cevherlerden biri olup, insanı hayata bağlayan, insanları olduğu gibi benimsemeyi sağlayan, başarı ve zenginliğe götüren şu hayattaki en yegâne hissiyattır... Ağlatır ama kolay kazanılmış sevgi, sevgi değildir. Zahmetlidir ama mükâfatı büyüktür*
-sevgi nedir?
-aşk zeytin sevgi onun çekirdeğidir.
-sevgi nedir memeeeet?
-halkın kendi kendini yönetmesi yönetime katılması, orada söz sahibi olması sevgilim.
- salak o demokrasi.
- sevgi bu sevgilim. ben bunu seviyorum.
-sevgi nedir?
-Haydar Dümen’e sor..
-sevgi nedir?
-teyzemin kızıdır.
-sevgi nedir?
-sevgi insanin kendisine yakışanı giymesidir.
Çeşitliliği gördünüz mü? Tabi ki hemen hepsi espri ama olsun. İşte, Sevgi dediğimiz şey aynen böyledir. Kalem kimin elindeyse, kime sorulmuşsa o kişinin şeklini alır.
Sadakat de aynen böyle bir şeydir. Onu da araştırdım.:
-Empatidir, İğneyi kendine çuvaldızı ele batırmaktır.
-Sadakat dürüstlüktür, vefadır, şefkattir. İnsanın yeri geldiğinde nefsine hâkim olmasıdır gözünün ve gönlünün gördüğü, işittiği tek sestir.2 sevdanın tek yürek olmasıdır
-Birine, bir olguya, bir düşünceye, yaşamını idame ettirdiği ortama ve yere canla, başla bağlılıktır. Ahde vefadır.
-Sadakat, hissedildiği kadar vardır. Kimi zaman bir aferin yeterken kimi zaman bu devirde ne gerek diye tokat gibi çarpandır.
Sevgi dendiğinde espri yapanlar bir anda nasıl da ciddileşmişler, fark ettiniz değil mi? Demek ki; Sadakat daha ciddi, daha önemli bir kavram.
Sonra, sıra geldi “ Aldatma” ya. Bir de onları okuyalım bakalım:
-Bir arkadaşım vardı. ’Kocam her gün başka kadınla eve gelsin; ama bir kadını 2 gün üst üste eve getirmesin.’ Derdi
-amaçsızca yapılan sırf değişiklik heyecan için tadılan duygu isteği bence
-henüz oturmamış kişilik sendromu dur
-oruçluyum küfür edemem şimdi sonra derim ne olduğunu:)
-Her zevk çığlığında bir şehir, şehirin içinde bir ev, evin içinde bir oda, odada bir kadın, kadının kucağında bir çocuk, çocuğun içinde bir umut. Söyle be adam aynı anda neleri ve kimleri aldatıyorsun?
-poposu ( kelime farklıydı değiştirdim ) kaşınıyordur. rahat batmıştır
-burada ayak yapmayalım arkadaş..genellemeye vursak %80 insan bunu yapmıştır...bırakalım yalanı dolanı...kendimizi oldu gibi kabullenelim.olmak istediğimizi olmuş gibi yazmayalım..ii geceler =)
-seviyorum ve seviliyorum diye kendini kandırmaktır uyan uyan sabah oldu :)
-öküzlüğün önde gideni!..
-nankörlük
-ben malım diye haykırmak
-adiliğin ve şerefsizliğin tarifi olsa gerek
-Günümüzde miş’li geçmiş zaman
Öfkeyi algıladınız mı?
Şimdi ne oldu? Bir toparlarsak:
Sevgi dedik; insanlar çok üstünde durmadılar, dalga bile geçtiler.
Sadakat dedik; bir anda ciddileştiler ve oldukça felsefi yorumlar yaptılar.
Aldatma dedik; öfke patlamaları yaşadılar.
Hepsini alt alta topladık; her üç duygunun da bir tarifi yok. Yazılı kuralları ve açıklamaları yok. Somut değiller. Var’lar ama elle tutulup, gözle görülemiyorlar. İlla ki olmalılar mı? Evet.
Bu duyguların hayata geçirilmesi aşamasında briç oyuncusuna benziyorsunuz. Yerinize göre konuşmanız da oyununuz da değişiyor. Ya oyun açıcı oluyorsunuz ya da araya giren…
Yani?
Yorumunuz, masada nereye oturduğunuza bağlı…
Daha doğrusu; işinize nasıl geliyorsa….
Eser Akpınar
İzmir
10.03.2010
YORUMLAR
"Mükemmeliyet" Bir arkadaşım vardı. Evlenip Amerikaya gitmiş, on sekiz yıl sonra tekrar geri dönmüş ve Rehabilitasyon Müdürlüğünde yeniden işe başlamıştı. Onun geri dönüşüne çok şaşırmıştık hepimiz.
Birbirlerini deli gibi seven iki kişi evlilik yapmış ve Türkiye'den ayrılmışlardı. "Neden ayrıldınız" diye sorduğumuzda " Yeniden kimliğimi bulmak için ayrıldım" diyordu. On sekiz yıllık evliliği süresince arkadaşımız ne isterse, eşi onu yapmış, hiç bir zaman hiç bir şekilde eşine ret cevabı vermemiş. Bir defa bile birbirlerine yüksek sesle seslenmemişler. Artık arkadaşım dayanamamış ve eşine " Ben, benim her dediğime evet diyen, yanlışlarımı bile onaylayan biri ile birlikte olmak istemiyorum. Bağırmak, yüksek sesle kavga etmek istiyorum. Sen bu kadar mükemmel olmak zorunda değilsin. Kendin gibi olmayı bilmediğin için senden ayrılıyorum" deyip on sekiz yıllık evliliğini bitirip gelmişti.
Şimdi düşünüyorum da ben de bu durumda davranan biri ile birlikte yaşayamaz, hemen onu terkederdim.
Sevgili Eser hanım yazınız gerçek anlamda çok güzel. Soran ve sorgulatan, ve sorularına cevaplar aratan. Tekrar sizlerle olup bu güzel yazıları okumak çok güzeldi.
Kutluyorum kaleminizi ve sevgiler yüreğinize
Şimdiki gençliğin deyimi ile "sevgi böcüğü" bence de yoktur...Eğer hiç tartışmasız bir ilişki yürüyorsa,ya çiftlerden beri çok özverili davranıyordur ki bu da zamanla sevgiyi öldürür zaten.Ya da eşler birbirini yeterince sevmiyordur,öylesine yavan bir şekilde yürüryodur birliktelik...Ne demişler "beş parmağın beşi bir değildir" aynı anadan babadan doğan kardeşler arsında bile fikir ayrılığı varken,çiftlerin her konuda hem fikir omaları düşünülemez...
Gelelim sevgi,sadakat ve aldatmaya...
Sevgi,sadakat soyut bir kavramdır diye düşünüyorum.Aldatma eyleme geçmişse somut olarak delillerimiz vardır...Hoş aldatma sadece fiili olarak işlenmez,akıldan geçirmesi bile bir aldatmadır.Bu da sadakatı öldürür.Sonra aldatma ve sadakat birleşir,sevgiyi öldürür...
Bu yüzden bana göre çiftler sevgiden de önce birbirlerine o güven duygusunu verebilmeli derim ben nacizane olarak:))
Nazan arkadaşımız çok güzel vurgulamış.Sevgi tek,sadakat iki, aldatma üç kişiliktir diye...
Çok mu uzattım.Aslında yazılacak çok şey var...
Sevgilerimle
mavideydisevgi tarafından 3/12/2010 1:49:40 AM zamanında düzenlenmiştir.
SEVGİLİ ARKADAŞIM HARİKA BİR KONU VE ONA UYGUN GÜZEL BİR YAZI. SEVGİ, ÇOK ÇABUK VE MADDİ DEĞERİ OLMAYAN, BİR MANEVİ DUYGU. ONA SAHİP ÇIKMAK, KORUYABİLMEK, AYNI DERECEDE TUTABİLMEK DE ÇOK ZOR. BUNU SENİN DE DEDİĞPİN GİBİ SADAKAT, ÖZGÜRLÜK VE GÜVEN İLE BESLENMESİ VE OLGUNLUĞA ULAŞMASI GEREKİR BENİM DÜŞÜNCEME GÖRE. HER SENİ SEVİYORUM KELİMESİ SEVGİYİ YANSITMADIĞI GİBİ AĞIZDAN ÇIKMAYAN O SÖZLER, GERÇEK MANADA HAREKETLER VE DAVRANIŞLAR İLE ÇOK GÜZEL İFADE EDER. SEVGİ GİZLİ BİR KUTU OLAN KALBİN İÇİNDEDİR. DÜŞÜNCELERİMİZİ OKUYAMAYIZ. ÇOK BEĞENDİM YAZINI. TEBRİK EDİYORUM GÜÇLÜ KALEM. SEVGİLERİMLE :)
Eser Akpınar
Sevgiler yüreğine...
Sevgi-sadakat ve aldatma....
Bu üç kavram içinde milyonlarca tanım ortaya çıkar ve herkes kendince bir fikre sahiptir.
Sevgi sadakati de beraberinde getirir veya getirmesi gerekir diye düşünüyorum. Aldatma ise hayatımızın acı yanlarından. Bunu sadece karşı cins olarak düşünmeyelim. Bazen biz bile kendi kendimizi aldatabiliyoruz bilerek veya bilmeyerek. Her ne olursa olsun üçüde hayatın içinden....
Çok güzeldi yine yazınız; düşündüren.
Eser Akpınar
En içten teşekkürlerimle..Sevgiler
-Bir arkadaşım vardı. ’Kocam her gün başka kadınla eve gelsin; ama bir kadını 2 gün üst üste eve getirmesin.’ Derdi
-amaçsızca yapılan sırf değişiklik heyecan için tadılan duygu isteği bence
-henüz oturmamış kişilik sendromu dur
-oruçluyum küfür edemem şimdi sonra derim ne olduğunu:)
-Her zevk çığlığında bir şehir, şehirin içinde bir ev, evin içinde bir oda, odada bir kadın, kadının kucağında bir çocuk, çocuğun içinde bir umut. Söyle be adam aynı anda neleri ve kimleri aldatıyorsun?
-poposu ( kelime farklıydı değiştirdim ) kaşınıyordur. rahat batmıştır
-burada ayak yapmayalım arkadaş..genellemeye vursak %80 insan bunu yapmıştır...bırakalım yalanı dolanı...kendimizi oldu gibi kabullenelim.olmak istediğimizi olmuş gibi yazmayalım..ii geceler =)
-seviyorum ve seviliyorum diye kendini kandırmaktır uyan uyan sabah oldu :)
-öküzlüğün önde gideni!..
-nankörlük
-ben malım diye haykırmak
-adiliğin ve şerefsizliğin tarifi olsa gerek
-Günümüzde miş’li geçmiş zaman
Öfkeyi algıladınız mı?
Şimdi ne oldu? Bir toparlarsak:
Sevgi dedik; insanlar çok üstünde durmadılar, dalga bile geçtiler.
Sadakat dedik; bir anda ciddileştiler ve oldukça felsefi yorumlar yaptılar.
Aldatma dedik; öfke patlamaları yaşadılar.
Hepsini alt alta topladık; her üç duygunun da bir tarifi yok. Yazılı kuralları ve açıklamaları yok. Somut değiller. Var’lar ama elle tutulup, gözle görülemiyorlar. İlla ki olmalılar mı? Evet.
Bu duyguların hayata geçirilmesi aşamasında briç oyuncusuna benziyorsunuz. Yerinize göre konuşmanız da oyununuz da değişiyor. Ya oyun açıcı oluyorsunuz ya da araya giren…
Yani?
Yorumunuz, masada nereye oturduğunuza bağlı…
Daha doğrusu; işinize nasıl geliyorsa….
Eser Akpınar
İzmir
10.03.2010
Harika bir deneme olmuştu. Sohbet tadında, akıcı, eğitici ve nefis vecizelerle dolu.
Çok çok beyendim.
İnşallah GÜNE DAMGASINI Vurur.
Saygı ve selamlar.
Eser Akpınar
Saygılar.
Üç boyutlu bir film misali çok özel ve güzeldi yazınız her zamanki gibi.. Hayatı acısı ve tatlısıyla yaşamaya değer buluyorum. Tabi hep tarçın, nane, kimyonu değil cin biber, karabiber, pul biberi de var hayatın. Ama sevgi ve sadakat ruhun yemeğine sanki daha yakışıyor. Haksız yere yaşadığımız üzüntüler, hazmediğimiz yemekler gibi midede değil kalpte hazımsızlık yapıyor. Güzel ve anlamlı yazınız için kutluyorum sizi. Saygılarımla...
Eser Akpınar
Saygılar.
şöyle desem,
sevgi tek kişilik,sadakat iki kişilik,aldatma üç kişilik bir eylem.
tek kişilik derken sevgi için bence diyeyim öncelikle,ne olursa olsun sevmeyi seçtim se, sa deil rağmen ,saf ya da saltsevgi.
sadakat olması için iki kişi gerek ama eş,ama arkadaş,ama sevgili.bence yine bir ilişkinin olmaz ise olmazı.
gelelim aldatmaya,mutlaka üç kişidir aldatan bu eylemi için mutlaka bir başkasına ihtiyaç duyar.aldatılanı aldatan tek deildir yani .hep bir yandaşı vardır.çoğuldur aldatanlar.birliktirler ama nereye kadar.birbirlerini bir başkasıyla aldatana kadar.
canım eser hanım,
teşekkürler hatırlattıklarınıza
:)))sevgimle arkadaşım
Eser Akpınar
çok doğru bir söz sevgili Nazan...
Teşekkürlerimle...Sevgiler..