- 672 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
YALNIZ BİR KADIN !..
Başkalarının zavallılığında esir olmayı kabullenmeyen bir yapısı olduğunu anladığında çok geçti ama kararlıydı..Bilinç altına yerleştirdiği özgürlüğün tadını almayı ne pahasına olursa olsun eline geçirecekti…
Nasıl bilebilirdi ana rahmine düştüğü andan itibaren yazgısının kötü olacağını…Bütün karabasanların kendisini ahtapot gibi saracağını nasıl bilebilirdi?..Nasıl?..
Ne yazık ki çocukluk yıllarından itibaren yakasına yapışan talihsizlikler karşısında naçar kaldı. Girmiş olduğu labirentlerde yolunu yitirip, çıkış kapısını bulmakta çok zorlandı.Üzerindeki töreler de çabasıydı…Bütün karanlık güçler,onun sağlıklı düşünce yetilerini yok edip böcek gibi ezmeye çalışıyorlardı,amansızca…
Çok kısa zamanda analık üretkenliği ile meyvelerini verdi. Meyvelerinin olgunlaşması,kurda kuşa yem olmaması için çırpınıp durdu.Tek başınaydı..Daha çocuk denecek yaşta olmasına rağmen anaydı ve yalnız bir kadındı o artık…
Etrafındaki kendisini saran hoyrat düşüncelere ve kısır döngülere karşı içten içe kin bilemekten hiçbir zaman vaz geçmedi.
Özgür değildi..Özgürlüğü tatmadığı yaşam fikri,içsel dünyasında kor gibi büyüyordu..
İçindeki özlemlere kavuşmak kendisinde eksik kalan bir uhteydi sanki…Gerçek yaşamda üretkenlikten uzak bıraktırılmış olsa da hayal dünyasındaki kendi yarattığı değerlerle sınırsız enginlerde estetik güzelliği yakalıyor ve mutlu olmaya çalışıyordu.
Ölmeden bir gün hayalleri gerçek olacaktı. Buna inanıyordu.Öyle bir an gelecekti ki bütün zincirleri kırıp;ben artık özgürüm diye haykıracaktı…Korkusuzca haykıracaktı…Çünkü o zavallıların esiri olmaktan hiç hoşlanmıyordu…
Artık dayanamadı…Beklediği gün gelip çatmıştı.. Kırdı da vücudunu saran bütün zincirleri…
O şimdi yalnız bir kadındı ama ayakları üzerinde durabilen özgür bir kadın…
O artık kendi yarattığı gül bahçesinde dikenli güller arasında parmakları kanasa da mutluydu…Kalem tutan parmakları,özlemini çektiği mutluluk sayfalarında hayallerindeki güzelliği yazmaktaydılar…Hiçbir şeye umursamıyordu…
Yalnız bir kadındı ama artık parmaklarının arasında kendisinin yalnızlığına ortak olan ve ona güç veren kalemi vardı…
Yazıyordu ve sonsuza dek yazacaktı…Çünkü o özgürdü artık!..
YORUMLAR
Sevgili Ayhan ben O kadını tanıyorum.
Demek ki sen de tanıyorsun ki, çok içten anlatmışsın.
Bütün kadınların özgürce yazmasını diliyorum.
Sakın yanlış anlaşılmasın, elbette erkekler de özgürce yazabilirler.
Buradaki konu kadın olduğu için öyle söylemek zorunda kaldım.
Tebrikler arkadaşım. Her zamaki gibi tek kelimeyle harikasınnnnn.....
Yazmak ve yazarak özgür olmak..İstediği, olmayı düşledi hayatı kurgulamak..O düşlerin içinde yaşamak istediği sevgiyi bulmak..ayrılmak kızdığında ve barışmak dilediğinde...
Düşlerin, özlemlerin, beklentilerin...özünde kim olduğumuzun kelimelere dökülmüş halidir; yazmak...bir kalem ve bir kağıtla özgür kılmaktır ruhu...
Harika bir yazıydı...Saygılar.