- 696 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
'TÜRKİYE BÜYÜYOR ' MUŞ !
Bu ülkenin bir vatandaşıysanız ve bizi yönetenlerin doğru söylediklerine inanıyorsanız eğer , müjde ; ’Türkiye büyüyor’ muş !
Peki, bir ülkenin büyüdüğü nasıl anlaşılır ?
Borsanın yükselişi yeterli ise eğer ; evet, borsanın bu günkü değeri oldukça yüksek..
Bölünmüş yolların çokça yapılmış olması yeterli ise ; bu da doğru.
Yüz yetmiş tane, Adalet sarayı’nın inşa edildiği söylendi. Herhalde doğrudur.
Bankaların kârını sorarsanız eğer, krize rağmen çok yüksek. Hele bir devlet bankası , asrın rekor kârını açıkladı.
Kriz döneminde en lüks otomobillerin satış rakamı tavan yapmış !
Türkiye, gerçekten büyüyor mu ne ?
Enflasyon rakamları, eskiye göre çok düşük. Bazı aylarda eksi çıktığı bile oluyor.
Faizler eskiyle kıyaslanamayacak kadar çok düşük.
Sizce yeterli mi bunlar, ülkenin büyüdüğünü kabullenmek için ?
Siz enflasyonun düşük olduğuna inanıyor musunuz ? Alım gücünüz gerçekten arttı mı ?
İşsizlik oranı, tarihi bir rekor kırmış ! Mühim değil mi ?
Açlık sınırı, asgarî ücretin dört katına vurmuş , üstelik asgarî ücrete razı olup da iş bulamayan binlerce gencimiz var. Önemli değil mi ?
Borç batağına düşmeyen sadece ülkenin yüzde on kadarı ! Onların küpleri de dolmuş taşıyor zaten.
Protestolu senet, karşılıksız çek sayıları hep tarihî rekorlar peşinde.
Daha geçen gün, mahkemelerin bakmaya yetişemeyip de zaman aşımına uğrattıkları dosyaların kapsadığı insan sayısı elli bin kişi !
Hapishaneler, normal kontenjanlarının iki katı kadar dolmuş !
Hapishanelerde yer kalmadığı, mahkemlerin de bakmaya zamanlarının olmadığı gerekçesiyle, çeklerini ödemeyenlerin davaları erteleniyor.
Vatandaş çocuğunu ilk okula göndermekte bile zorlanıyor. Sağlık hizmetleri, sigortalı, emekli olanlara bile para ile veriliyor.
Bir ev kirası, neredeyse bir maaşa denk düşüyor. Hani şu olmayan işin, olmayan maaşına !
İş kuyrukları, yardım kuyrukları, isyan ve hatta intihar kuyrukları, gün geçtikçe uzuyor.
Devlet, yarattığı istihdamla değil, dağıttığı yardımlarla övünüyor.
Satılmayan devlet kuruluşu kalmamış. Ülke borçları , buna rağmen artmış ve artmaya devam ediyor.
Ders çalışmayan öğrenciler, türbelere kalem sürerek sınav kazanmayı umuyor.
Kilit asılan türbelerden, ev isteniyor. İnsanlarımız, Allah’la aralarına birilerini koyacak kadar cehalete sürükleniyor.
Hükümet-Ordu-Yargı birbiriyle tepişiyor; altta kalan vatandaşın canı çıkıyor !
Gözleriniz görüyor mu sizin ? Kulaklarınız duyuyor mu ? Aklınız, beyniniz, vicdanınız tarafsız olabiliyor mu ?
Halâ bu ülkenin büyümekte olduğuna inanabiliyor musunuz ?
Fikret TEZAL
YORUMLAR
.....Büyümek iyi anlaşılmalı bence.Bir balonla yükselmek büyümek için yeterli değil.Halkın refah seviyesini dikkate almalıyız.Çoğunluk fakirleşiyorsa,İşsizlik artıyorsa.büyümeden söz edebiliriz.Belirli kesimlerin zenginleşmesi ve halkın fakirleşmesi,İşsiz,İçci,Memur,Emekli,Küçük esnaf ve çiftçilerin yüzü gülmüyorsa büyümekten söz etmemeliyiz.
Vallahi benim annem ev hanımı, babam inşaat ustası. Köyde eski bir evimiz ve küçük bir bahçemiz var. Buna rağmen onlar beş çocuk dünyaya getirip büyütüp okutmuşlar. Elbette çok sıkıntılı zamanlarımız oldu. Ama ben daha bir kere babamın, sıkıntılarını iktidarlara bağladığını görmedim.
Her şey devletten bekleneceğine, birazcık girişimci olmalı...Devlet tarımı destekliyor, tarımla ve hayvancılıkla uğraşmak isteyenlere makul faizlerde ve iki yılı geri ödemesiz krediler veriyor. Özellikle de Doğu illerimizde. Ama biz o kadar uyuşuk, tembel ve hazırcı bir milletiz ki, hala devlet bize iş bulacak diye ağzımız açık bekliyoruz.
Memurluk...Haddinden fazla memur var Türkiyede. Açık söylemek gerekirse, devlet işçilerinin ve memurlarının belki de yarısının kazandığı para helal değildir. Neden mi? Çünkü oturdukları yerde maaş günü bekleyen kamu personeli o kadar çok ki...Kimin söylediğini şu an hatırlayamadığım çok güzel bir söz var " Türkiyede hiç bir şey olamayacak olanlar memur olur." Doktorları, öğretmenleri, hemşireleri polisleri saymıyoruz elbette. Masa başı memurlardan bahsediyorum. Yani kendim gibi memurlardan.
Evet yol yapmayla, elektirik direği dikmeyle okul açmayla, hastane açmayla bitmiyor iş...Ama burada memleketin zenginlerine de iş düşmüyor mu? Fabrikalar 3 kişinin yapacağı işi bir kişiye yaptırıyorlar. Daha fazla şişecek ya cepleri...
Herkes üzerine düşeni yapacak. Devleti iş kapısı olarak görmekten vaz geçmeliyiz artık. Sanki vatandaş dört dörtlük devlet kötü. Örneğin alışverişinin fişini alan kaç kişi var bu ülkede. En basiti yani...
Gerçi bunları size hitaben yazmıyorum. Yazınıza cevap olarak da yazmıyorum. Çünkü sizin yazıdaki maksatınız belli ve malesef her zamanki gibi taraflı bence.
Yine de etkili anlatımınızı kutlamadan edemeyeceğim.
Saygılar...
aynur engindeniz tarafından 3/8/2010 1:15:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
Fikret TEZEL
Büüymeye gelince , borsanın , lüks malların satışının ve banka kârlarının tavan yaptığı bir ortamda, halkın büyük çoğunluğu aşırı derecede yoksullaşmışsa eğer, milletin değil de rantiyenin büyütüldüğü gerçektir.
Milli gelirden rantiyenin aldığı pay % 40'dan % 60 'a bu iktidar döneminde çıkartılmışsa eğer, bu da elbet eleştirilir.
Söylencek söz bırakmadınız bana.Türkiye'yi çok iyi anlatmışsınız.Bu ülkede fakir daha da fakir,zengin daha da zengin oluyor.Bu ülkede insanlar bir torba kömüre rey'ini satıyor,böyle bir milletiz biz.
İnsanlar işsiz,hayat pahalı.Emekli aç,işçi çaresiz.kiralar uçmuş gitmiş,Pazara çıksan herşey ateş pahası,kar kış ısınmaya kalksan doğalgaz dünya para,dünyanın en pahalı benzini bizde,en çok vergi ödeyen yine biz.
Gelir yok,gider çok.Küresel krize dayandırıldı herşey.Biz zaten ülkece bitmiştik.Küresel krizle de iyice dibe battık.Söylenecek o kadar söz var ki.Ama şimdi kalkıp ülke bitmiş desen,siyasi parti taraftarları savunma yapmaya kalkacak.''bizden öncekiler çok mu iyiydi'' diye.
Kimse halinden memnun değil.Çalışan da,emeklide.Büyük patronlar Forbes'e girebilmek için çırpınıyor.Banka da parası olanlar,ya da doları altını olanlar yan gelip yatıyor.Evi kira da olanlar hâlâ zam peşinde.Devlet baba hangi vergiyi arttırsam derdinde.
Uzun lafın kısası,memlekette fakir hep fakir.Zenginse her geçen gün daha da zengin.Kaleminize sağlık.
Bir_Kucuk_Ask tarafından 3/7/2010 4:34:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bu iktidar öncesinde, millî gelirin paylaştırılmasında, rantiyeye ayrılan pay % 40 iken, bu gün bu pay % 60 olmuştur. Yani kimlerin büyütülüp kimlerin küçültüldüğü ortadadır.
Fikret TEZAL tarafından 3/7/2010 3:07:19 PM zamanında düzenlenmiştir.
Engin Tatlıtürk
Ortada olmayan Muhalefet.
Her kanuna dava açmakla muhaliflik mi olur? Avrupa muhalefet partileri bizdeki gibi mi çalışıyor?
Yazın kendi bakış açından etkileyici. Ama o kadar taraflı yazılmış ki.Haklı olduğunuz konularda bile taraflı diye itibar edilemez olmuş yazınız. Elbette kanaatinizdir. Ama daha insaflı olmanızı beklerdim. Sadece isnatlar yerine ispata da önem verseniz daha etkili olurdu yazınız.
Ali ışık gibi de bakılabilinir.
Bardaktaki bir santim boşluğu görüp "bu bardak dolumu" yaygaraları sadece yandaşları tatmin eder.
Fakirliğe, teröre, işsizliğe, sömürüye çare bulunamadı kabul ama bunları Ak Parti de çıkarmadı. Kucağında buldu.
Yine de gayet tatmin edici iyi bir yönetim sergiledi.
Olaylara dünya ölçekli bakmak ve geçmişi ile mukayese etmek gereklidir. Muhalif fikirlerinize asla katılmamakla birlikte yazınızdaki gerçekliği olan sorunları da algılıyorum. Yazıdaki emek ve hitabet gücünden dolayı 10 numara diyorum.
Saygı ve selamlar.
Fikret TEZEL
Engin Tatlıtürk
Kim demiş?
Ne kadar tarafsız ve güvenilir?
Bir tek Rant faizi mi sorun?
Ya başardıkları?
Ödediği borçlar be merkez bankası stokları?
Dünya krizde küçülürken Türkiye'nin hızla toparlanıp ekonomik sıralamadaki yerini yükseltmesi?
Sizin gözünüze muhalif gözlükten başkası uymuyor.
Az değil hiç göremiyorsunuz.
O nedenledir ki Türkiye'deki muhalifler hep muhalefet kalıyor.
Saygı ve selamlar.
Ekonomiden rakamlardan istatistiklerden hiç anlamam
ammaaaaaaaaa pazardan kalanları toplayanları bilirim, çöplerden toplayanları bildiğim gibi,asgari ücretin açlık sınırının altında olduğunu bilirim, işsizlerin sayısını bilirim, aylardır kirasını veremeyen kiracıları bilirim vs.vs.Kısacası yokların ne kadar çok olduğunu bilirim bu ise büyümek E V E T B Ü Y Ü Y O R U Z hem de ne büyüme!
Şimdi birileri bunlar sadece bizim ülkemizde mi yaşanıyor diyecek,Dünyanın her ülkesinde var diyecek,sanki bu sorunlar daha önce yok muydu diyecek?(Ölümü gösterip sıtmaya razı etme, böyle bir zihniyette gelişti sayelerinde,Tekelde dayattıkları 4C örneğinde olduğu gibi)Evet vardı var olmasına da çözüm için gelenlerde vardı,eee hani çözülenler?
3Y(YOLSUZLUK,YOKSULLUK,YASAKLAR) ile mücadeleyi bunlarla yapacaklardı
3Y(YASAMA,YÜRÜTME,YARGI)
İlk 3Y büyüdü.Büyümeye veri sayılmıştır belki?
Yakında Yunanistanın durumuna bakın halinize şükredin diyecekler,Merkelin "adalarınızı satın" demesi düşündürücü,artık SAVAŞLARLA YAPAMADIKLARINI SATIŞLARLA YAPIYORLAR YA DA YAPTIRIYORLAR.
Eş:)Hülya tarafından 3/7/2010 4:57:16 PM zamanında düzenlenmiştir.
evet!
avrupanın altıncı,dünyanın onbeşinci ekonemisi.
cumhuriyet tarihinde 6.000 km yol yapılmışsa ve bu 7 yılda 12.000 katlanmışsa.
Tabuların bir çoğu yıkılmışsa.
kokuşan adalet sallanmaya başlamışsa.
ülkem büyüyor demekki...
tabi aydınlarımızın ufku ne kadar büyürse,o kadar büyürüz.