- 1054 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
Fark Ettim Ki Nisan Geliyor
Bir yazı okudum bugün… Zaman az idi, müsait değildim, ev kalabalık idi ve az yazı okumakla yetindim aslında. Genelde hüzün vardı yazılarda. Ya da aşılması gereken, çözüm bekleyen dertler...
İşte onlardan bir tanesinde acı vardı. Önce abla kangrenden, sonra baba kanserden toprağa gidiyordu. Kürekler çalışıyor, toprak sevilen kişinin üzerine atılıyordu. O anki ruh durumu da anlatılmaktaydı yazıda.
Sevdim, hatta çok sevdim yazıyı. Düşündürdü beni… Çünkü beni düşündüren tüm yazıları sevdim ben şimdiye dek. Kendi yazım beni düşündürmüyorsa, kendi yazımı bile sevemedim ben hatta.
Ölüm, toprak, mezar, kürek, mezarlıktaki kalabalık gibi kavramlar bana nisanın kapıda olduğunu hatırlattı. O nisan ki; bir yazımda da belirttiğim gibi 14’ünde dedemi, 15’inde amcamı, 16’sında babamı, 17’sinde kuzenimi, 19’unda da bir akraba gibi yakın dostumu almıştı. 18’inin boşta kaldığını gördüm ve titredim birden.
Ruh halim bozuk sanılmaya… Aksine çok iyiyim ve sağlıklı düşünmekteyim. Bu şekilde düşünmemin sebebini ya da sebeplerini bilmekteyim sadece.
Çok severdim dedemi. İl dışında öğrenciydim. Tatillerde evden önce ilk dedemlere uğrar, sonra baba evine giderdim. Dönerken de en son mutlaka dedemlere uğrar, bahçedeki mevsimlik yemişleri yer, sohbet eder, dedemden nasihatler alır, sonra yola koyulurdum. Hele ki “Bak oğlum, her erkek eşek anırır; ama bazıları erken, bazıları geç anırır. Sen sakın erken anırma haaaaaa!” der başımı da okşardı sevecen haliyle. “Dede” derdim, “Kızlar benim için sıraya girmedi ya…”. “Olsun, sen tedbir al!” derdi.
Yine bir mart ayı idi. Dedeme veda etmeye gittim. Konuştuk, şakalaştık, her zamanki nasihatlerini dinledim. Tam çıkarken kapıdan valizimle, “Dur!” dedi. Döndüm… Sarıldı bana. “Beni bu son görüşün olabilir” dedi… “Aman dede!” dedim, “Duygusallığın üstünde ha!”…
23 Nisan tatiline geldim sonra. Uğradım dedemlere. Kilitliydi kapı. Hiç kilitlenmezdi oysa. Aklıma o sözü geldi dedemin. Çıldırmışçasına eve koştum. Annem evdeydi; “Sen sağ ol!” dedi.
Bilemezdim nisanlar serisinin başının 14 Nisan olacağını.
Yıllar geçti, amcam amansız bir hastalığa yakalandı. Hiç başından ayrılmadım. Oğlu gibi davranıyordum. Doktora, ilaca, her şeye koşuyordum. Çoktu bende emeği çünkü. Ve bir 15 Nisanda da amcamı kaybettim. Bu kez o küreklerle serpilen toprakları görmüştüm. Kalabalık başsağlığı dilerken sallanmıştım ruhumdaki depremlerle…
Dokuz yıl daha geçti. Ailemin amansız hastalığına babam da yakalanmıştı. Ocak ayında mercimek kadar iken teşhis konmuştu. Hergün “Şu nisanı atlatırsak bir yılım daha olur diyordu. “Aklına getirme” diye isyan ederken, uçakla İstanbul gidiş gelişleri artıyor ve Profesör bana her defasında acı gerçeği söylüyordu. Son olarak umudun bittiğini ve sağ iken eve götürmemi söylediğinde bir kez daha yıkılmıştım. “Üç ay içinde mi?” diye isyan etmiş çaresizlikle duvarları yumruklamıştım. Yine nisandı.
Seri bozulmadı ve 16 Nisan’da babamı kaybettim. Hem de kollarımda…
Hayatımda unutamayacağım günlerdi. Kanser en azılı düşmanımdı artık iyiden iyiye. Ama silahım ne idi ki?
Uzatmayayım… Ertesi yıl hiç umulmayan anda ve 17 Nisan’da kuzenimi de verdik toprağa… 2 gün sonra da, yani 19’unda akrabam kadar yakın dostumu… Aynı hastalıktan hem de.
Bir şarkı vardı eskilerde. Çok da severdim… “Nisan yağmuru kadar, kısa süren hayatımız…” diye başlardı…
Yine nisan geliyor…
YORUMLAR
Öncelikle basiniz sagolsun, Allah sabir versin diyorum.
Tesadüf müdür kader midir?
bilemedim okudukca üzüldüm inain, ama sunu unutmayin gittikleri yer asil dünyadir, bizler yalaninda avunurken onlar gerceginde Allah ile.
Hayirlisi olsun diyorum,
icinizi ferah tutun ve bahara birakin düsüncelerinizi.
O size yol gösterecektir.
saygilarimla
14,15,16,17 Nisan..İnanılması çok güç, ilginç rastlantılar. İnsanda derin etkiler bırakması da kaçınılmaz elbet. Dilerim son olsun, Nisan'ın sizden aldıkları.
Turgay COŞKUN
Selamlar...
Turgay COŞKUN
Selamlar...
Yazınızı okurken epey bir gerilere gittim. Ben de mayıs ayını sevmiyorum. Ne denebilir ki.... Sadece bu yazı için tebrik ediyorum sizi. Saygılar, selamlar
Turgay COŞKUN
Saygı ve selamlarımla...
Tugay bey başınız sağolsun.Aile bireylerinizin vefatlarının hep nisana rastlaması acı bir tesadüf olmuş.Yoksa ayların bir suçu olduğundan değil.Yazınız hüzünlü ,kayıplar karşısındaki üzüntüyü yansıtmış.Akrabalarınız nur içinde yatsın,saygılar.
Turgay COŞKUN
Selamlar...
Mrb Turgay Bey umutlu,mutlu,huzurlu nisan ayları geçirmenizi temenni ederim.Bazen olur ya korkusunu taşıdığımız her şey başa gelirmiş.Yaşadığınız böyle bir şey olsa gerek.yazınız sanki söyleşi değil de anı tarzında olmuş.Bir de anlatım uygunsuz olmuş.Özellikle dil bilgisi kuralları savrukça kullanılmış.Örneğin,ilk cümle - '...okudum' ve hemen sonraki cümle -'zaman az idi.' kullanılmış.Zaman kavramına dikkat etmeyişiniz anlatımın akışını bozmuş.Tabi üzerine değindiğiniz 'Nisan ayı ve konusu' etkileyici bir hava içinde sergilenmiş.Yazınız için teşekkürler...
Turgay COŞKUN
Çok haklısınız. Yazım aslında anı türünde olacaktı; ama ben yanlış tıklayarak söyleşi yapmışım. Pek de önemsemedim... Çünkü sitede zaten hepsi yazılar grubunda yer almakta.
Dil ve dilbilgisi kurallarına gelince; buna katılamıyorum. Neden katılamadığımı söylerken ne olur sizden intikam çabası olarak algılamayın.
Yıllardır dilin, yazım kurallarının doğru kullanılması için çaba sarf ederim. Elimden geldiğince, sehven olanlar hariç, hata yapmamaya çalışırım. Sehven dedim de, mesela sizin yorumunuzda ilk sözcük "Mrb" gibi bir internet dili kısaltmasıyla başlamış. Ben bunu da sehven kabul ediyorum.
Umarım ilerde dil konusundaki fikir alışverişlerimiz sürecektir...
Selam ve saygılarımla...
Aslına bakarsanız nisan herkezi mutlu eder
bi bakımada baharı müjdeler
herkez kendini dışarı atma telaşındadır diğmi
güneş daha sıçaktır kuşlar daha neşeli
hem öte aleme gidenlerle görüşeçeğiz
hemde sonsuza dek.
belkide ölüm gerçeğini idrak ettiniz
ki bunu her insan aklının bir köşesine kazımalı
asıl bunu görmezlikten gelmek unutmak akılsızlık olur diyorum
inanın bana ben çok iyi biliyorum
hiçbir yakının açısı kadar evlat açısı yakamaz birkimseyi
yerine dünyalık hiçbirşey koyamazsınız
işte yaşarken ölmek denir ona,
olaki başka bir çoçuğunuz olursa merhem olur ançak
şimdi karamsarlaşır yada çok üzülürsem
daima kendimden daha zor durumda olanları düşünüyorum
hatta gidip onlarla konuşuyorum
kendi hayatımı çok iyi bildiğim için
kendi hayatımdan örnek verdim size
karamsarlığınıza iyi gelmesi dileğiyle
öte yandan bazen kısa sürmek şartıyla
karamsarlığada ihtiyaçımız var gibi geliyor
hüzne gözyaşına
düşünsenize hep mutlu oldunuz bir hayatı
sıkıçı olurdu sıradan gelmeye başlardı zamanla
hemen aranırdık bi dert
derdin sonunda zevkli olsun diye mutluluk
ki zaten ben bu yazıyı yazarken
belki siz sıyrıldınız bile karamsarlıktan
yine güzel anlatmışsınız
yazılarınızda hayatın ne kadar değerli ve yaşanılası olduğunu öğrendim tşk. ederim :)
Turgay COŞKUN
Selamlar...
yine nisan geliyor.
baharın başlangıcı,umudun çiçek açtığı günler .unutmayın şimdi bana bir söz veriyorsunuz mayısın ilk haftasında baharın ikinci ayıyla ilgili küçük bir hikaye yazacaksınız.ve ben en acımasız yorumumu yapacağım.hiç okumadan beğendim diyeceğim.
.
kısacık öykümü yazmıştım size.bana yineletmeyin lütfen.emin olun ki herşey inançla oluyor.sizin aileden biri inanmış nisanlara
siz de bu inancı sürdürmektesiniz.kıralım gelin bu zinciri
bana dediklerinde 1 yıl veya daha az ömrün var diye dedim ki inanmıyorum.sizde şu nisan inancını silip atın kafanızdan.
bir yazı okudum bu gün.--- sen doğduğunda ağlarken herkes gülüyordu öyle yaşaki sen öldüğünde herkes ağlarken sen mutlulukla gülümsiyesin---
unutmadan.hiç beğenmedim bu akşamki yazınızı.:))
hele hele konusunu:)).
Nisan
İmkansız şey
Şiir yazmak,
Aşıksan eğer;
Ve yazmamak,
Aylardan nisansa.
Arzular ve Hâtıralar
Arzular başka şey,
Hâtıralar başka.
Güneşi görmeyen şehirde,
Söyle, nasıl yaşanır?
Böcekler
Düşünme,
Arzu et sade!
Bak, böcekler de öyle yapıyor.
Dâvet
Bekliyorum
Öyle bir havada gel ki,
Vazgeçmek mümkün olmasın.
ORHAN VELİ KANIK
nertenn tarafından 3/7/2010 1:31:23 AM zamanında düzenlenmiştir.
Turgay COŞKUN
Ben haklı her eleştiriyi bir adım yürümek için dayanak olarak kabul ederim. Ama yeter ki haklı olsun. Örneğin siz haklısınız. Ben ki yıllardır yazılarımda hurafelerle mücadele ederim. Bilirim ki nisan takıntım da bir hurafe; ancak yine de takıntı olmakta... Sanırım insan kendine özgü durumlarda bu hisse kapılabiliyor.
Uzun ve emek harcanmış yorumunuz için çok teşekkür ediyorum.
Saygılar...
İnsan en yakınlarını kaybettiği zaman başka acıların ölüm dışı acısını hissetmemeye başlıyor. Çünkü en yakıcı acı ölümler. Tüm sevdikleriniz nur içinde yatsın. Saygılarımla....
Turgay COŞKUN
Saygılar...
Nisan'ın bir suçu yok. Hayat kısa. Hem de çok kısa...
Saygılar
Eser Aslanlı tarafından 3/7/2010 12:39:34 AM zamanında düzenlenmiştir.
Turgay COŞKUN
Selamlar...
Hayırlı nisan gelsin Turgay Bey. Karamsar olma. Aslında nisan baharın başlangıcıdır. Sen onu ölüm olarak görüp kabullenmişsin hep öyle olacak sanıyorsum ama, öyle değil. Kıştan sonra bahar, bahardan sonra yaz gelecek ve hayatımız devam edip gidecek. Ölünceye kadar. Birgün öleceğimiz kesin de, bu nisan mı olur, mayıs mı olur? orası belli değil.
Yazınız her zamanki gibi okunaklı ve güzeldi. Nisan hariç tâbi... Sevgilerimle...
Turgay COŞKUN
Sevgiler...