Günbegün Notlarım 26/ Mart Ay'ı
...............................................
Mart ay’ını pek mi pek severim...
Bana yeniden dirilmenin muştusunu verir sanki...
Mart geldi mi içim bir hoş olur, sarhoş moduna geçer damarlarım...
Kalbim dışarılara çıkıp, yeni yeni yeşeren küçük otlar üstünde dans etmek, yemyeşil gözüken doğaya karışmak ister bir an önce...
Bir an önce kuşlar gibi kanatlara sahip olup, gönlümce uçmak; bir an önce uğur böceğine dönüşüp ve en yüksek çalılar üzerine çıkıp havalanmak; bir önce yeşil renkle arkadaş olmak isterim mart ay’ı kapıdan bana baktı mı...
Seslendi mi kulaklarıma, gidip onunla sabah köründen akşam karanlığında dek oyun oynamak isterim...
********
Mart’ın gelişiyle aç aç açan badem çiçeklerinden gözlerimi alamam. Hayran kalırım bakışlarıma beyaz, pembe renklerle dokunan yapraklarına...
Ruhumu bir güzel okşarlar, badem ağaçların cümbüşleri...
Hele susmaz nedir bilmez serçe kuşlarının koro ötüşlerini... hele o her yönden hafif hafif esen bahar meltemleri... hele o bitimsiz güneş sıcaklıkları... bunlar ve daha fazlası beni deli eder mart’ta...
********
Mart ay’ının merhaba demesiyle şenlenir tabiat... Tabiat yeni bir elbiseyle çıkar ortaya artık. Artık şenlik var, artık bayram yeri her taraf...
İnsan bir başka bakar ve akar hayata... Hayatın tatları gelişir. Hayatın nüfuzu artar gönüllerde...
Silkelenmeye başlar nefes alan her canlı... Her beden yeni seansa geçer. Her ten yeni bir pozisyon yakalamak ister...
Baharı güzel karşılaşmak için, aşıklar daha derinden sevmeye çalışır, koklamaya niyetlenir güllerini... Sımsıkı sarıldıkları kalemlerine şiirler nakışlar, sevdikleri için. Kıpır kıpır durmayan canlarına sınırsız hülyalar kurarlar. Her halini severler şairler Mart’ın...
Bülbül cümbür cemaat nidalarla ortaya çıkar, çetin geçen bir kış ardından...
Toprak su almak için, yağmur duasına kalkar. Çıkarken bağrını açar her varlığa...
Ve mart her gidişiyle, özlemler bırakır ardında...
..........................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
4 Mart 2010,,,17.42
Mardin