- 671 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ERKEĞİN VİTALSEKSÜEL OLMASI GEREKİRKEN!!!
Bir türlü anlamadım gitti; neden her şey kadından beklenir, neden her derdin devası kadında aranır ve daha iyiye, doğruya eğindirmek adına özveri hep kadından beklenir?! Tamam, yuvayı yapan dişi kuştur da, o yuvayı paylaşacak olan erkeğe hiç mi görev düşmez, hiç mi kılını kıpırdatmayacaktır erkek, kazanımlar, doğruya, daha iyiye eğinme, ulaşım adına. Niye uzmanlarca dahi, kaldı ki tüm kadına yönelik programlarda da kadına hitap edilmektedir bu konuda, ERKEĞİ ELDE ETMENİN YOLLARI - ELDE TUTMANIN YOLLARI – EVE BAĞLAMANIN YOLLARI - YATAKTA BAŞARILI KILMANIN YOLLARI - BAŞKA KADINA KAPTIRMAMANIN YOLLARI – MUTLU ETMENİN YOLLARI… Niye sadece kadına görev yüklenmekte pek çok konuda?
Niye erkeğe hiç iş düşmüyor? Niye biri ya da birileri çıkıp da, KADINI ELDE ETMENİN VE TUTMANIN, KAYBETMEMENİN YOLLARINI – YAŞAMIN HER ANINDA OLDUĞU GİBİ YATAKTA DA MUTLU ETMENİN YOLLARINI - ERKEĞİNE BAĞLI KALMASININ EVE BAĞLANMASI VE BAŞKASINI GÖZÜNÜN GÖRMEMESİNİN YOLLARINI öğretmiyor, akıllar verip yollar göstermiyor erkeğe?
Kadınları yoksamak mı, adamsamamak mı bu, ya da kadından çok emin olmak mı yoksa? Bu dünyanın erkekler için var olduğu, esas olanın onlar olduğunu, dolayısıyla da her şeyin onların hizmetinde olması gerektiği, onları mutlu ve memnun etmenin esas olduğu görüşü mü? Erkekler oluşturmuş bu yanılsamaları, var saymaları diyeceğim, ama pek çok kadını da bu doğrultuda hareket ediyor görmekteyim ne yazık ki! Pek çoğunun; “Ben de bir insan, bir bireyim, ikinci sıra değil yerim, yanın, yanı başın, senin de benim yanımda olman gerektiği gibi! Önce insanız biz ve de eşit. Sen ne bekliyorsan benden ve yaşamdan, ben de aynını beklemekteyim. Ben ne veriyorsam sana, senden de aynını beklemekteyim; ödünse, ikimiz de vereceğiz, hoş görüyse, ikimiz de. Birbirimize destekse, uğraşsa birbirimiz için, zaten olması gerekenler. Sen tek başına bir şey ifade etmezsin, benim de olduğum gibi, evliliklerde ya da adı her neyse birlikteliklerde” demiyoruz. “Niye hep ben, hep ben, niye hep benden beklentiler” diyemiyoruz?
Şimdilerde ise VİTALSEKSÜEL kadın olmamız isteniyor biz kadınlardan. Oldu, bir bu eksikti. Hoş bu asırlardır istenilegelinen bir şey de, şimdilerde de bu ad altında tekrar anılır oldu.
VİTAL: Çok önemli, can alıcı, çok gerekli, canlı, hayat dolu, yaşam için gerekli, hayati. (Cümle içinde kullanılışına göre bu anlamlardan biri ya da bir kaçını taşıyor)
VİTALSEKSÜEL: Yaşadığı cinsel problemlerin farkındalığıyla çözüm arayıp, bu durumu eşine yansıtmaksızın, mutlu bir cinsel paylaşım için çözüm arayan ve üreten, bu durumu çekintisiz eşiyle paylaşıp yardımcı olmasını bekleyen erkek modeli!
Gelin görün ki, bizde her olguda olduğu gibi yük yine erkekten alınıp kadının sırtına yüklenmiş. Araştırıp okuduğum haber ve köşe yazıları başlıkları hep bu doğrultuda ŞİMDİ VİTALSEKSÜEL KADIN DEVRİ -VİTALSEKSÜEL KADIN REVAÇTA - ERKEKLER VİTALSEKSÜEL KADIN TERCİH EDİYOR - ERKEĞİN CİNSEL SORUNLARININ İLACI VİTALSEKSÜEL KADIN - EREKSİYON PROBLEMLERİ VE ERKEN BOŞALMANIN İLACI VİTALSEKSÜEL KADIN – ERKEĞİN İLACI VİTALSEKSÜEL KADIN!!!
Bu durumda her kadın kolları sıvayıp, kendi sorunlarını, beklenti ve özlemlerini yok sayıp, erkeğin derdine düşecek. Erkek başka arayışlarla, vital kadından kadına koşarak, her bir kadında kendini görmezden gelip, kadını, en başta da kadınını suçlayarak: Ben sağlıklı ve tam bir erkeğim, hiçbir sorunum yok, başarısızsam bu kadının suçu diyerek kadından kadına dolaşacak erkekliğini ve sağlıklılığını kendine kanıtlamak adına, zavallı kadın da oturup tüm gün erkeğine çareler üretecek!
Bizdeki algılayışlara ve vitalseksüel açılımlara bakın:
- Eşinin tatminini önemseyen kadın.
- Eşinin sorunlarına oturup konuşarak, çözüm arayan ve çareler üreten kadın.
- Eşine devamlı hoşgörü ve anlayışla yaklaşan kadın.
- Bu konuda eşine tedavi olması gerektiğini söyleyip onu bir hekime başvurmaya ikna etmeye çalışan kadın.
- Eşini yatakta mutlu kılmak ve sorunlarını gidermek için cilveli, işveli yaklaşımlar sergileyen, heyecanını sürekli canlı tutan ve ona erkekliğini doyasıya yaşatan kadın.
Sanki eşiyle konuşmaya kalkışıp da; “Senin cinsel sorunların var, gel konuşalım, hatta bir doktora danışalım” dese, erkek: Aa teşekkür ederim canım, haklısın benim cinsel sorunlarım, yetersizliklerim var ve bu nedenle sana gereğince yaşatamıyorum kadınlığını da çok özür dilerim, bağışla lütfen, hadi gir koluma da bir doktora gidelim birlikte diyecek. Hakaret addeder, “Kim, ben mi, benim mi, hiçbir sorunum yok benim, senden kaynaklanıyor, hitap edemiyor, gerekli heyecanı uyandıramıyorsun bende” deyip bir de kadını suçlamazsa pek çoğu, keserim bu bilekleri ben. Haddi mi kadının bunu söylemek, çoğu dayak bile yer alimallah. Kendi adına şikâyetlerini, taleplerini bile erkeğine iletebilen kaç kadın karşılığında: Haklısın hayatım hatalıyım, bütün kabahat bende, ben gereğince hazırlayamıyorum seni, yeterli heyecanı veremiyor, ardından da dönüp arkamı yatıyorum deyip doğru olana eğinmiştir, ya da hiç değilse içinden: Haklı kadın, gerçekten biraz kendime gelmeliyim, ben çok bencillik etmekteyim diyebilmiştir şapkasını önüne koyup da?
Peki, birçok erkekte neredeyse 35 yaşından sonra problemler başlar, 40 lı yaşlarda artarak, 50 den sonra daha bir sorun olurken; diğer yandan pek çok kadında da menopozla birlikte olumlu gelişmeler, artışlar yaşandığı halde, niye erkeğin yetersizliğini, andropozunun sorunlarını halletmek, yeniden yapılandırmak adına kadından özveri beklenip pek çok ad altında pek çok görev yükleniyor da, hele ki menopozdan olumsuz etkilenen kadın adına, erkeğe neden ne yapması gerektiği, nasıl yanında yer alması, nasıl yardımcı ve destek olması gerektiği öğretilmiyor, ya da önerilmiyor, görevler yüklenmiyor?
Açıklamalara göre her üç erkekten biri sertleşme problemi yaşıyor, 40 yaş üzeri her iki kadından biri de vitalseksüel kadın.
E o halde?!!
Bana sorarsanız, aslında erkeğe özgü olan vitalseksüalite misyonu, asırlardır kadınların büyük çoğunluğunun zaten sırtına yüklenmiş durumda!
Erkekler biraz dönüp de kendilerine baksınlar bence!!!
YORUMLAR
Yanlışı yapan biz kadınlarız yine. Hiç kimseye suç bulmamamız lazım. Erkeğe " Vay be! ben neymişim? " dedirtiyoruz. Sonra da isteklerinin arkası kesilmeyip, kılıltan kılığa, şekilden şekile girmemiz istendiğinde; veryansın ediyoruz.
Asla feminist değilim. Kadın, kadınlığını bilecek. Erkek, erkekliğini. Bu görüşü savurunum her zaman.
Tamam, toplumun büyük bir bölümünde; kadın sessiz kalmak zorunda. Ama şurada yazıp, çizebiliyorsak, o bölümden biraz da olsa-hatta çokca-sıyrılmışız demektir. Hangimiz eşimize " Valla olmadı." "Ben hiç bir şey anlamadım. " " Eee ne oldu şimdi? " diyebildik-diyoruz-özel paylaşımımızda?
Ne kadar kabul etmesekde, cinsellik hayatın odak noktası. Ve biz kadınlar, o konuda öyle bir pohpohluyoruz ki erkeği, öyle bir gaz veriyoruz ki; o gazla erkek uçuyor da uçuyor. Kadından kadına. Mükemmel ya..!
Geyşa ruhumuzdan bir an önce kurtulmamız lazım.
Acaba bizi babalarımız yetiştirse; daha mı iyi olurdu?..:-)
Saygılar Perihan Hanım.
Sizi çok haklı buldum.Cinsellik ve birtliktelik çok önemli (Toplumsal) konu.Bu konular genellikte ortaya atılmaz.Sorun yokmuş gibi hep üzeri örtülür.Sorunların kaynaklarına varılamaz.Eşlerin sorunları olabileceğini kabul etmeleri gerekir.Ben kadın ve erkek diyerek ayırımda bulunmak istemiyorum.Bu konuda kadınların daha sessiz,erkeklerin de kabullenmez olduğu kanısındayım.Biz önce sağlıklı yaşamı yakalamalıyız.Sağlıklı bir vucut sahibi olmalıyız.Hastalıksız olmalıyız.Cinsellik için önce sağlık gerek.Sonra iyi bir iş,güzel bir yaşam sahibi olmalıyız.Düzenli ve pilanlı bir yaşama sahip olmalıyız.Tesadüflerle eş seçmemeliyiz.Hayatımızı ve herşeyimizi paylaşabileceğimiz eşi seçmeliyiz.Eşler birbirinin sağlığı için,mutluluğu için hazır olmalılar.Toplumun kadın üzerinde baskı oluşturduğu,Birçok erkeğin kadınının istek ve arzularına yeterince önem vermedikleri çok doğru.Cinsellik konusunda saklı kalan önemli konular var. Erkekler için Kalp rahatsızlıklarının önemli olduğunu,Kadınlar için de doğum esnasında yırtılmalar gibi sorunlar olduğunu.Sinir ve sitresin de cinsel yaşamı etkilediğini ve birçok yuvanın bu ve benzeri sebeplerle yıkıldığını saklamanın kimseye yararı yok.Bunlar toplumumuzun acıları.
......Yorumun başında sizi haklı bulduğumu yazmıştım.Konuyu çok sert bir tarzla yazdığınızı da belirtmek istiyorum.
Keşke kadın ve erkekler eşitlik kavramını kabullenebilseler.Sorunları konuşabilseler.Keşke sağlıklı bir toplum olabilsek.
Değerli yazınız için sizi kutluyorum.