UZAKTAN MASALLAR
UZAKTAN MASALLAR
Okurken o güzel yüzüne bakıyor, zaman zamam şaşırıp baktığım, satırları bulmak için, okumaya ara veriyordum. Tanrım ne güzel dinliyordu.
Benim kendisine kitap okumam onu mutlu ediyor, dinlendiriyordu. Bu cezaevinde arkadaşları arasında yaptıkları bir etkinlikti. Ayrıca bende okuma sevgisi uyandırmaya çalışıyordu. Beni hep bir arkadaş olarak gördü. Ben de onu bir anneden çok, arkadaş olarak gördüm.
Annem müthiş bir insandı. Ömrü boyunca insanlığa, ülkesine, arkadaşlarına, ailesine, çocuğuna kayıtsız kalmayan biriydi. 68 kuşağındandı. Uzun yıllar cezaevlerine yattı. Fikir suçlusu idi. Çocukluk belleğimde; fikir suçu, fakir olarak beleğime yerleşmişti.
Ben küçükken darbe olmuştu. Askerler annemi, babamı alıp götürmüştü. Baba bütün çocuklara söylenen yalancığı söylemişti. Annem iş gezisinde idi. Babam bırakılmış, annem hala içerdeydi. Bu içerde sözü, sanki cezaevi sözcüğünü saklamak için uydurulmuştu. Evde konuşurken, Sevgi içerde dediler. Bense “annem annem evde yok” demiştim. Herkes garip bir şekilde yüzüme bakmıştı.
Çocuğundan uzak bir anne ne yapar? Yazar bir anne. Annem en güzel işi yapmıştı. Bana masallar yazdı. Ziyarete giden babam, “annen sana masal gönderdi”. Derdi. Babam hiç üşenmeden okurdu. O masalları çok sevdim. Annemin yazdığını çok sonraları öğrendiğimde daha çok sevdim. Şimdi anlıyorum, babamın neden, ilgi ile okuduğunu. Eşinin bir yazar olarak nasıl masallar ürettiğini izliyordu.
Annem uzaktan masallar gönderiyordu. Babam, “annen geldiğinde bu güzel masalları annen okuyacak” diyordu. Annemin gelişini dört gözle bekledim. Aylar sonra annem geldiğinde, artık masalları annem okuyordu. Annemin masalları o kadar güzeldi ki; arkadaşları bu masalları, her çocuk okumalı demişti. Kitap olarak basıldı. “Kızıma Mektuplar ve Masallar”. Masalları çok severim, masallar çocuklara yalan söylemez.