Hoşafın Yağı kesilirse
Yeniçeri ocağı;Osmanlının başını en çok ağrıtan kurmlardandı.Öylesine bozulmuştuki gün geçmesin kazan kaldırmalar,isyana kalkışmalar görülmesin.
ıı.Mahmut,Yeniçeri ocağını yeniden disipline eder,ilk teftişi mutfaktan başlar,bakarki aşcı öylesine pis ve pasaklıdırki pilavın kepcesini,hoşaf kazanına,hoşafın kepcesini yemek kazanına....
"Değiştirin bu aşcıyı der,şöyle temiz bir aşcı gelsin,her kazanın kepcesi ayrı olsun,temizliğe dikkat etsin"der.
Bakarki Yeniçeri askerleri,herzaman hoşafın üzerinde çığıl çığıl dolaşan yağlar,yeni aşcıyla yok olmuş,
"İstemezük biz böyle aşcıyı,hoşafın yağuni kesti!!" diye kazan kaldırırlar.
Ne alaka?demeyin,zira ordu geleneğimizde asla asli vazifesinin dışında iş yapmak,devlete yön vermek olduğunu anlatmak için bahsettim.
Cumhuriyet tarihinde de bu gelenek bozulmamış,hep asker yönetimin içinde olmuş,hatda her on yılda bir yönetime el koymuştur.Bu olay bazı çevrelerce öyle kanıksanmıştırki,tarihimizde ilk kez,ordumuza gerçek yerinin hatırlatılması amacıyla,içindeki cuntacı ve halkın değerleriyle ters düşen-elit olmaya alışagelmiş-gurupların tasviyesi,her nedense bazı sağcı veya sol görüşlü kişilerce yadırganmakta,hatda-Orduya zarar verildiği-düşüncesiyle savunmaya geçildiği"kardeşim olsunda,hoşafımın yağı kesilmesin anlayışıyla davranılmaktadır.
Dünyanın hiçbir yerinde ordu,halkın değerleriyle,özgüveniyle çatışmamış,ayrıcalıklı bir sınıf olmamıştır.
Buna rağmen,bizim ordumuzu sevdiğimiz ve güvendiğimiz kadar,başka milletler ordularını sevmemiştir.
Neden?
Biz ordugahımızı gerçekten Peygamber ocağı olarak görmüşüz.
Sınırlarımı,dinimi,miletimi canı pahasına korur,diye.
Hiç ayrım yapmadan bir nefer canı pahasına halkı için ölümü göze alarak nöbetini bu anlayışla tutar,diye.
Ama,60 ları,80 leri ve 28 şubatları bizzat gördük ve yaşadık.
Tüm aklıselim insanlara diyorumki"endişelenmeyin,hoşafın yağı kesildi,diyede üzülmeyin."
Çünkü,hoşaf,yağsız olmalı.
Hoşafın yağlı yapıldığını zannedenler,demokrasi mutfağına,bir uğrasınlar.
Ali Işık
YORUMLAR
Böylesi ders çıkarılacak bir eserin hiç okunmaması veya okunupta suskun
kalınması ahvalimizden daha da çok üzdü beni üstadım..
Okuduğumuzca varız, öğrendiğimizce yaşarız, ama görüyorumki ne okumaya
nede öğrenmeye n,yetliyiz, zaten bizde her kes her şeyi çok biliyor ya, konuşanımız
çok yazanımız yok işte ahvalimiz..
Güzel vede anlamlıydı yazınız, biz yaştakiler yaşadık biliyoruz, ya bilmeyenler okusunlar
öğrensinler ozaman diyor usta kaleminizi kutluyorum TEBRİKLER..