- 502 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HANGİ İSLAM - 1
İslam tarihi incelendiğinde, gerek islamın ilk ortaya çıkış dönemi olsun, gerekse IV. halife Hz. Ali’den sonraki islam dünyasının parçalanması olsun, bütün olaylar tek bir noktaya tekabül eder. Bu da sınıfsal savaşı doğrultusundaki iktidar savaşıdır.
İnsanlık tarihinin gelişimiyle birlikte, insanlığın toplumsal, ekonomik, politik gelişim ve değişimi de beraberinde bugüne kadar taşırılır. Bu gelişim ve değişimlerle birlikte, eski uygarlıklar üzerinde kurulu, genetik kin ve nefretler de günümüze kadar yaşatılır ve halen yaşatılmaktadır. Günümüzde gelenekselleşmiş bu genetik kin, nefret ve düşmanlıklar, ırka ve dine dayalı olup daha da sinsi bir şekilde derinleşmektedir. Ne yazık ki insanoğlu, diğer bir adı global küreselleşme olan yeni bir zehiri sunmaya çalışmaktadır. Bazı kendini bilmezler de, bunun insanlığa iyi yönlerinin propagandasını yapmaktadırlar. Görünüşe bakılırsa, medeniyetin ve insanlığın beşiği olan Mezopotamya, Ortadoğu ve Orta Asya halkları, binmişler bir kıyamet kayığına ve nereye, hangi yöne doğru gittiklerinden habersizdirler?
Toplumların kendi tarihsel ekonomik, politik gelişmeleri temelinde, sınıflara bölünmüşlüğü de söz konusudur. Yani her gelişimden sonra bir bölünmüşlük, parçalanmışlık yaşanır. Bu bölünmüşlük, parçalanmışlık, insanoğlunun kendi özel mülkiyetçilik duygusunun (nefis) ön plana çıkmasıyla olur. Dünyaya egemen olmak için, azınlık bir toplumun diğer bir çoğunluk toplumu baskı altına alıp ezmesi gibi!.. Veyahut da günümüzün gelişmiş modern diliyle, proletarya-burjuvazi veya fakir-zengin sınıfı fikri ortaya çıkar. Eski toplumlarda önceden bir din savaşı söz konusudur. Daha sonra bu durum, egemenler tarafından araç haline getirilmeye çalışılır. Din araç haline getirilir çünkü, insanları sömürmek için ve insanlar arasında ırk ve mezhep ayrımı yapılarak ikilik yaratılır. Din araç haline getirilir çünkü, insanların özel mülkiyet duygusunun uyandırılması savaşı verilir. Yani egemen kesim dini araç olarak kullanırken, ezilen kesim de bunu amaç olarak kullanır. Egemen kesim, dini ezilen halklar üzerinde araç olarak kullanır ve onun üzerinde baskı kurarak inanç duygusunu bu şekilde sömürür. Dini inancın günümüzde politikayla karıştırılması buna bir örnektir. Halbuki inanç ile politika tamamen apayrı bir şeydir. Ezilen halkın bu durumu görmemesi de büyük bir şansızlıktır.
Açıkçası dinsel bağlamda insanın terbiye edilmesi söz konusudur. İnsanlar arasında güzel duyguların yaratılması ve bütün ileri insanlık dünyasının yani insanlığın, kardeşliğin savaşımı verilir. İnsanlığın adaletsizliğine başkaldırılır. Gelmiş geçmiş bütün peygamberlerin yaşamları araştırıldığında açıkça görülecektir ki insanları birbirine yakınlaştırmak, insanlar arasında güzel duygu ve düşünceleri yaratma çabaları vardır. Bir sonraki peygamber, kendinden bir önceki peygamberlere ait bütün eserlerini okuyarak içinde yaşadığı sistemi ve toplumu bir evrim veya insanlık süzgecinden geçirir. İnsanlık aleminin gelişimine katkılarda bulunur. Bunu anlamak için günümüzde her bireye düşen bir görev olmalıdır. Her peygamber, kendi çağına uygun yaşamış ve edindikleri ekeneklerini de topluma vermeyi veya aktarmasını ihmal etmemiştir. Bu sebeple bütün peygamberlere saygı duymak gerekir. Çünkü onlar ileri insanlık için kendi yaşamlarını feda etmişler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.