- 721 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Enesin Mektupları
Enesin Mektupları (5)
Kıymetli kuzenim,
Sevgili Hatice.Yine güzel bir mektubunla sevindim.
Kendimizi sorgulamamız en büyük erdem …Dün “Mevlit kandilini” idrak ettik.Kulluğumu sorguladım.Peygamberimiz en güzel kuldu.Onun hayatı kulluk…Kuran-ı Kerim buna şahitlik ediyor.Ah kulluğum ne çok yara almış…
Sevgili Hatice “ahir zamandayız” Kulluktaki güzellikleri ,Peygamberdeki güzellikleri görecek kadar bir diriliğe ve şansa sahip olmayacaktı insan “ahir zamanda”.Peygamber haberleri bu doğrultuda.
Kulluktan kaçanlar kendilerine ve sevdiklerine yazık ederlermiş...
Kulluğa sıkı sıkı sarılmamakla ,Allahın gazabını üzerime çektiğimi anladım.
Nefsimin tahribatına son vermeliyim artık.
Kulluğa sımsıkı sarılmadıkça Allah’ın azabından ve gazabından kurtuluş yok.Kulluğa sarılmamakla kendimizi acınılacak hale soktuğumuzu bir gün anlayacağız. Kur’an-ı Kerimin haberleri bu doğrultuda.
Kulluğa sımsıkı sarılmayanlar kendilerine ve sevdiklerine zulmettiklerini ölmeden önce ah anlasalar.Kulluğa sarılanlara ne mutlu.Onlar Allah’ın gazabından emandadırlar…
Peygamberimizi sevelim ,Bu sevgi ondaki güzellikleri görmemize zemin oluşturacaktır.O alemlere rahmettir…Onu tanıdıkça kulluğa sıkı sıkı sarılacağız
Peygamberimiz,Yaratılanların en sevilmeye layık olanı.Yaradan’a en teslim olan o.Yaradan’a en aşık olan o…Peygamberimizi tanıdıkça kalplerimiz titreyip dirilecektir…
Neden kulluğumuzu unutuyoruz.Bizi yaratan ve rızıklandıran yüce Allah.İyi ki etrafımızda dört dörtlük kulluk yapan insanlar var.Onları görünce kulluk yapmadığımızı görüyoruz.Onlar melek değiller ,onların da nefisleri var;Demek bu nefse rağmen faydalı bir varlık olabiliyoruz.
Hayat nefis için değil Allah için yaşanmalıydı.Hayat kulluk olmalıydı.Ey nefis insanı kendisine karşı ve bütün varlığa karşı zalimleştirdin.Kendimize ve bütün varlığa zarar veren bir varlık olup çıktık…Kendimize ve bütün varlığa dost olmalıydık.Sevgiyi ve şefkati bayraklaştırmalıydık…
Toplumun en çekirdeği olan ailede bile sevgiyi ,saygıyı bayraklaştırmaktan aciz hale getirdin bizi ey nefis…Senin tahribatına son verilmeli…
Sevgili Hatice peygamberimizi sınırsız sevmeliyiz.Onun nurlu izine aşık olmalıyız.Allah’ım bizleri onun nurlu izinden ayırma.
Peygamberimizi tanımaya sonsuz ihtiyacımız var.Peygamberimizin Allah’a aşkına ve teslimiyetine şahit oldukça, o nurlu hayatı arzulayacağız.Nefis için yaşanan hayatın bir aldanış olduğunu göreceğiz.Necatımız peygamberi tanımakta ve sevmekte…
Sevgili Hatice peygamberimizin nurlu izinden ayrılmanın ateşe düşmek olduğunu anladım…Onun izine dönülünce dünya cennet olacak.Evlerimiz, sokaklarımız cennet olacak…
Enesin Mektupları (4)
Kıymetli kuzenim,
Sevgili Hatice.Mektuplarını alıyorum.Çok mutlu ediyorsun beni.
Din insanı en mutlu eden şey.”Ramazan geldi hoş geldi” dün babamla teravihe gittim.Ali ve Hamit te teravihteydi…
“Hep bir ağızdan salavat getirmeyi “ne çok özlemişim.Ne mutlu oldum.Mest etti beni o salavatlar.Her gün ramazan olsun istedim…Babama da teşekkür borçluyum.Ne iyi yaptı beni de teravihe getirmekle.Arabamızı caminin yakınındaki otoparka bıraktık.Camiye yakın otopark geçen yıl yapıldı.Ne iyi düşünmüşler oraya otopark yaptılar…
Efendimize getirdiğimiz salavatlar ile ben mest olmuştum.Ali de ,Hamit te mest olmuşlardı.Her insanın yüzünde bir mutluluk vardı…Caminin avlusundan taşıyordu mutluluk ve huzur…
Efendimizi anmak ne güzel.İnsanlık efendimize borcunu unutmamalı…Ona borçluyuz.Kız çocuklarını diri diri gömülmekten o kurtardı. Kadın yerini onun sayesinde kazandı.Köleliği o kaldırdı. Kavga yeri olan Arabistan ve dünya onun nurları ile huzur yeri oldu .Gülistan oldu…
İnsanlar elleriyle yaptıkları putlara tapıyorlarmış…Hz. Ömer bu gülünç durumu anlatır.”Cahiliye devrinin iki adetinden biri var ki, aklıma geldikçe ağlıyorum.Kızım büyüyünce onu ellerimle kumlara gömmüştüm.Bu beni ağlatanı. Cahiliye devrinin diğer adeti ise beni hep güldürür.Ellerimizle yaptığımız putlara yolculuklarda yol boyunca ibadet ederdik ,karnımız acıkınca da tutar yerdik…
Ona borcumuz çok…Habeş kralına Habeşistana hicret eden müslümanların bir itirafları var.”Biz çalan –çırpan ,Irz-namus tanımayan ,vahşi bir kavimdik…İşte o cahil kavimden insanlığın en güzel güllerini derleyen o yüce rasuldür.
O geldi cihana ışık geldi,huzur geldi.Medeniyet geldi.Kanun geldi.Hukuk geldi…Adalet geldi,Sevgi geldi…Şefkat geldi…Yardımlaşma geldi…
Selman-ı Farisi,Hakikatı ve güneşi arıyor.Zamanın kültür merkezi olan Bursa’ya bu amaçla geliyor.Din adamlarıyla görüşüyor…Ne zaman ki,peygamberimizden haberdar oluyor.Ona koşuyor ve ona pervane oluyor…Çünkü cahil dünyaya kardeşlik onunla geldi…Kadının ırzına tebelleş olanlar…İnsanların malına,canına tebelleş olanlar…onunla yok oldu.Zulüm yıkıldı,Şefkat bayraklaştı…
İnsanlık onun ipine sarıldıkça yükseldi.Onun ipi ne güzel.Kuyulardan güneşe erişen bir ip…Şükür Allah’a onun nurlu yolu bize kadar erişmiş…Ramazan coşkuları yaşıyoruz.Kardeşlik yaşıyoruz. Şefkat güneş gibi üstümüzde…
Onu sevdirmek görevimiz olmalı…Bu görev tam yapılırsa,Kardeşlik bayrağı,şefkat bayrağı dünyamızın semalarında hep olacaktır…Yüce Allah bizi karanlıklardan hep korusun…
Enesin Mektupları (3)
Kıymetli kuzenim,
Sevgili Hatice.Mektupların beni sevindirdi.Bedenlerimiz uzak olsa da gönüllerimiz yakın…
Hayatı kolaylaştıran insanlar ne güzel…Hayatı kolaylaştıranlara hep minnet duydum.
Geçenlerde İstanbul’dan –Muğla’ya gidiyordum. Aman Allah’ım bu ne dedim… hayretler içinde kaldım yapılan yolları ,köprüleri görünce.Yolculukta geçen namaz vakitleri beni hep üzmüştür. Hayatı kolaylaştırmak lazım.İnsan iki namaz vakti arasında varacağı yere varmalı…
Teknoloji ve para insan içindir.İnsanın vakti çok kıymetlidir.İnsanı seven herkes teknolojiyi ve parayı insanın hizmetine sunmalı…İnsanın önünden zorluklar kaldırılmalı.Her iş iki namaz arasında bitebilmeli.
Bu yolculuğumda otogarlarda bekleyen yolcular görmedim.Otogarlarda günlerce yatan yolcular olurmuş eskiden.Ne yazık…
Bu yolculuğumda ne trafik kazasıyla kapanan yollar gördüm nede kar ile yolda mahzur kalan yolcular gördüm.Eskiden bir trafik kazası olurmuş yollar saatlerce kapanırmış veya kar yağarmış yolcular yollarda mahzur kalırmış.
Muğla’ya babamın işi için gitmiştik.Birkaç saat içinde bir resmi dairedeki işimiz bitti.Muğla’yı gezip tanımaya zaman da buldum.Eskiden personel yetersizliğinden günlerce sürermiş o işlem .Babam böyle söyledi.
İnsanlara hayatı kolaylaştıranlar olduğu müddet ülkemiz cennet olacak .Tabii güzelliği ile cenneti andıran ülkemizde güler yüzlü insanların sayısı arttıkça artacaktır.hayatı kolaylaştıran güzel insanların kervanına büyüyünce ben de katılacağım.İnanıyorum ki, sende bu kervanda yerini alacaksın büyüyünce.Gülmek ülkemin insanının hakkı…
Enesin Mektupları (2)
Kıymetli Kuzenim,
Sevgili Hatice,Uzun zaman oldu mektuplaşamadık.Seninle mektuplaşmak bana büyük haz yaşatıyor.Sana mektup yazarak ülkemin sorunlarını seninle paylaşma imkanı buluyorum ve bu beni çok rahatlatıyor.
Sevgili Hatice geçenlerde annem hastalandı.En yakın hastaneye götürdük.Sıra ve kuyruk bize gelinceye kadar ben çok sıkıldım.Sıra bize geldi ve bir iki hap yazarak annemi gönderdiler.Bence hastaneye baş vuran bir kişiyi en az bir hafta hastanede tutmalı ve bütün tetkiklerden sonra ona ilaç önermeli...Ve bç.ir hastalığından dolayı hastaneye gelen bir insan ,Bütün hastalıklarını öğrenme imkanı da bulmalı.Bir şeyin yok deyip iki hap yazılarak gönderilen hasta bir kaç gün sonra yine hastaneye geliyor.Yığılmanın önüne geçmek mümkün olmuyor.
Ülkemin insanları hastane yaptırma yarışına girseler ne iyi olacak...Her yerde en güzel hastanelere ihtiyaç var.En güzel doktorlara...
Ümit ediyorum ki bir kaç yıl sonra ihtiyac duyduğumuz hastanelere kavuşacağız.Ülkemizin zenginleri zenginliklerini bu hayırlı işe kullanacaklardır.
Bence medyamızda bir görev yüklenmeli.Halkımız bilinçlendirilmeli bilhassa belirli hastalıkla ilgili.Son yıllarda bu da yapılır oldu.
Televizyonlarda hastalıklarla ilgili verilen bilgiler çok yararlı oluyor.
Büyük büyük hastaneleri her yerde görmek istiyoruz artık.Ülkem ve insanım bunu hakkediyor.Sağlıklı yaşam en önemli hakkımızdır.
Ülkemizin her yerinde büyük büyük hastaneler göreceğimiz günler gelsin artık ; Her hastalığımızı öğrenmemiz ve hastalıklarımıza karşı tetbirli ve bilinçli olmamız o zaman mümkün olcaktır.
Enesin Mektupları (1)
Kuzenim Hatice,
Sevgili Hatice,
Huzur içinde olmanızı temenni etmekteyim.Sizi hiç unutmadığımı bilmenizi isterim…
İnsan için kavgasız bir hayat yok mu artık bilmem .Dün yine annemle babam kavga ettiler.Neden mi ettiler.Annem çok para harcıyormuş.Harcamalarını kısıtlamalıymış.Babam öyle diyor.
Hatice bu fakirlik ne yaman bir şey .Arkadaşım Aliler ev kirasını ödeyemeyince evden atıldılar. Okula çok uzak bir yerden ev kiraladılar…Ali okula gelip –giderken çok zorluk çekiyor…
Hatice,biliyor musun buralarda bir çok aile fakirlikten kaynaklanan kavgalarla dağıldı…Fatmanın annesiyle babası da ayrılanlardan.Fatma anneannesinde kalıyor şimdi.
Babam geçenlerde bizim iş yeri işci çıkaracak diyordu.Babamı çıkarırlarsa yandık. Bizim de durumumuz zaten hiç iç açıcı değil.Dualar ediyorum babam işten çıkmasın diye…Dua etmek gerekiyor.Yapacağımız başka şey yok.
Kavgasız bir hayat bizlere de nasip oluncaya kadar dua edeceğim.Babam kötü bir insan değil,Annem annelerin meleği,Hep bana harcıyor babamın verdiği paraları.Kötü olan fakirlik ve işsizlik.Kavganın sebebi fakirlik…Bu acımasız düşmandan nezaman kurtulacağız bilmiyorum ama inanıyorum kurtulacağız. Ülke olarak ve fert olarak kurtulacağız inşallah.