- 2471 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
Bana İnsanca Yaşamayı Öğrettiğin İçin Teşekkür Ederim Anne
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
"Yaşam ve ayna gerçekleri saklamayan iyi bir öğretmendir." E.Pişiren
-Alo, anne…
-Efendim çocuğum. Nasılsın, iyi misin?
-İyiyim annem. Bugün bir şey oldu, seninle onu paylaşmak istedim.
Anne gerilir. Yüzlerce km mesafede gazete ilanıyla iş bulup giden 23 yaşındaki kızının sesinde heyecan vardır. Korkunun nabzı ağzında atmaya başlamıştı. İki ay önce de biricik kızıyla bu şekilde konuştuğunda, buzda kayıp ayağını kırmış olduğunun haberini almıştı. Daha sonra da soluğu Eskişehir’de almıştı. Evlat değil miydi işte...Bir ömür boyu yaslanır başları göğsünüze; onların sevince de, telaşları da yansır annelere...Sessizce içinden dualar etmeye başladı.
-Kızım bir şey mi oldu, şimdi de nereni kırdın? Yüreğimi ağzıma getirme her seferinde.
O ne? Sevgili kızı kahkahalarla gülmeye başlamıştı.
-Ah, anneciğim, canım annem, merak etme bir yerim kırık değil çok şükür. Artık alıştım. Düşmeden buzda yürümeyi öğrendim. Asıl sana anlatacağım başka bir şey var…
-Maaşına zam mı verdiler?
-Ha ha ha, annem benim. Neler de gelir aklına! Zam falan değil, bu daha başka bir şey.
-Çabuk söyle, meraktan çatlayacağım şimdi…
-Tamam annem. Hani sen bana o mendil satan küçük kız çocuğunu anlatmıştın ya… Anımsadın mı?
-Ee, anımsadım…
-İşte burada, Eskişehir’de benim de başıma bir benzeri geldi de…
-Anlamadım! Nasıl geldi?
-Her akşam iş çıkışı Porsuk Nehrinin üzerindeki köprüden evime giderim ya. İşte dün akşam iş yerinden geç ayrıldım. Saat dokuz falan gibiydi. Hava da buz gibiydi. Senin anlayacağın tükürük havada buz tutuyordu. Tam köprüden adımımı attım ki, bir çocuk sesi duydum. Ben hızlı hızlı eve varıp, üşüyen el ve ayaklarımı kaloriferde ısıtmayı düşünürken, o çocuk sesi ne diyordu biliyor musun annem?
-Ne?
-Abla açım!
-Hımm… Sonra?
-Sonra, tabi geri döndüm…Ayaklarım ilerlemedi ki… Onun yanına gittim ve sordum.”Gerçekten aç mısın çocuk sen?” diye, sorduğumda utangaç boynunu büküp başını salladı anneciğim…
- Peki, sen ne yaptın kızım?
-Tabi, o anda bana anlattığın hikayedeki o çocuğu düşündüm: bende o çocuğun elinden tutup; “Madem açsın gel sana bende döner ekmek ısmarlayayım” dedim.
Anne duygulanmıştı. Kızının anlattıklarından öylesine etkilenmişti ki, içine akıttığı gözyaşları boğazından aşağıya akmaya başladı. Fısıldadı:
-Aferin kızım, seninle gurur duyuyorum.
-Annem beni dinle dahası var.
-Ee, anlat bakalım bebiş, dahası neymiş?
-Çocuk dokuz yaşlarında falandı…Kuzu kuzu benimle dönerci dükkanına kadar geldi. İçerisi sıcacıktı. Bende açtım, ama cebimdeki para ancak çocuğun karnını doyuracak kadardı. Dönerciye parayı uzatıp, yarım ekmek ve bir ayran parası bıraktım. Çocuğu görmeliydin annem, gözleri iştahla açılmış, üstelik üşümesi de geçmişti. Biliyor musun anneciğim, o çocuğun içeri girmeden önce eli elimde bile titriyordu.
-Ne güzel bir hayır etmişsin kızım. Allah senden razı olsun. Peki, sen neden açtın? İş yerinde akşam yemeği vermediler mi?
-Verdiler tabi…Akşam yemeğimiz saat 18:00 de yedik. Üç saat sonra yeniden acıktım. İş çıkışı bir şeyler atıştırırım, diye düşünmüştüm. Bir de et kokusu iştahımı arttırır…Biliyorsun hiç dayanamam…
-Bilmem mi? Yolda dana görsen, kesip yemek istersin…
Anne kız gülüştüler.
-Beni asıl mutlu eden şey de şuydu annem…
-Ne?
-Hani sen ben ilkokul sonda iken bir öykü anlatmıştın.
-Neydi?
-Hani, bir sahilde deniz-yıldızlarını tek tek denize fırlatan çocuğa, adamın biri “ne fark edecek ki, nasıl olsa yarın yine deniz çekilecek” demişti de... Çocuk da elindeki denizyıldızını var gücüyle ileriye doğru, attıktan sonra; “Bak bunun için çok şey değişti” demişti…
-Evet, çocuğum, zaman içinde göremediğimiz çok şeyler var, görmesini bilen fark eder ancak…
-İşte o gece onu düşündüm annem, ben sıcacık yatağımdayken,”Bu akşam karnı aç bir çocuğu doyurdum” diye huzurlu uyudum. Açlığımı bile hissetmedim. Bir akşam aç kalmakla ölmem ki, değil mi anneciğim?
-Evet yavrum, çok haklısın. Asıl açlık ruhunun gıdası “Huzuru “ almanı sağlamış. Çünkü onu satın alamadığın anı yakalamışsın… İşte yaşamdaki tek gerçek de ruhun doyumudur, canım yavrum. Teşekkür ederim insanca davrandığın için…
- Asıl ben sana teşekkür ederim annem, bana insanca yaşamayı öğrettiğin için…
Emine Pişiren/Akçay
YORUMLAR
emine pisiren
Sevgi ve ışıkla
emine pisiren
Onur duydum varlığınızla
Teşekkür ederim.
Sevgi ve ışıkla
sıcacıktı..
şefkat kokusuna değen samimi akıcı bir çalışmaydı....
kutladım...
emine pisiren
Her zaman değerli kaleminle yanımda hissettim seni...
Sonsuz teşekkürler...
Sevgi ve ışıkla
Günün yazısına ve yazarına tebrikler. Çok güzel bir mesaj var öyküde. Duygulandırıyor, insanca değerlerimizi ve görevlerimizi hatırlatıyor.
emine pisiren
Güzel yürek...
Teşekkür ederim
Sevgi ve ışıkla
şu an gecenin ikisi olmasa anneme tel açar sesini koklardım...emine hanım yabancı olmadığım bir tema ama anlatımınızla bende yaşadım ve aklıma neler geldi neler...günün yazısını kutlarım...sevgimle...
emine pisiren
Değerli Kalem...
Yazıları ve şiirleri ile gönül sayfalarımızın ışığı...
Sizi görmek ne hoş bir esintiydi...,
Teşekkür ederim
Sevgi ve ışıkla
Günün yazısını kutluyorum...Örnek bir davranış sergilemiş kızımız...Bu da kızımıza, aileden gelen terbiye ve kültür ile işlenmiş...
Kaleminize sağlık.Sevgiyle kalın
emine pisiren
Yazım sayfama değerli kaleminizle eşlik etmişsiniz.
Teşekkür ederim
Sevgi ve ışıkla
Güzel ve örnek alınması geren bir yazı. Güne gelmesine sevindim tebrik ederim.
Sevgilerimle...
emine pisiren
Değerli gönül dostum,
Yorumlarınız benim en değerli düşünce ve fikir pusulamdır...
Varlığınızı hissettiren kaleminiz daim olsun.
Sevgi ve ışıkla
sevgili arkadaşım anne kız ilişkiniz örnek alınacak kadar güzel sağlam bir aile yapısına sahip olduğunuzu gösteriyor. duyarlı yüreğin sayensinde küçücük çocuğun karnını kendin aç kalma pahasına doyuruyorsun, takdir edilmesi gereken bir hareket. yalınız çocuğun karnını doyurduktan sonra daha dokuz yaşındaki çocuğu götürüp karakola yada telefonla polislere sahipsiz bir küçük çocuk var diye bildirsen veya teslim etsen çok daha güzel ve sıcak bir yatakta yatmasınıda sağlardın ama ilk kez başına böyle bir olay geldiği için, karnını doyurmanın mutluluğu sizi fazlası ile heyecanlandırmış. sosyal bir yarayada parmak bastığınız ne kadar teşekkür etsem azdır. duyarlı sevgi dolu yüreğine sağlık, sevgi ve saygılar sunarım.
emine pisiren
Sizi ne zaman görsem mutlu oluyor ve düşünüyorum daha iyi olabilmek adına.
Yorumlarınızla refakat ediyor ve yalnız bırakmıyorsunuz gönül dostlarınızı...
Size ne kadar teşekkür etsem azdır...
Kaleminiz daim olsun...
Sevgi yalnızlığınız olsun...
emine pisiren
Güzel İnsan,
Değerli Hocam,
Duygudaşım,
Sonsuz teşekkürler o nadide yüreğinize...
Kaleminiz daim olsun...
Sevgi ve ışıkla
GÜZEL BİR YAZIYDI,SOSYAL İÇERİKLİ...BÜTÜN ANNELERİN SİZİNKİ GİBİ OLMASINI DİLERİM...
SAYGILARIMLA...
emine pisiren
Anneliğin kutsiyetini hissettiren yüreğinize teşekkürler...
Kaleminiz daim olsun...
Sevgi ve ışıkla
emine pisiren
Bana beni fark/ettiren kalemine...
Vefana...
Sadakatine...
Dostluğuna Minnettarım...
Bugün nasıl mutlu ettin beni...
Teşekkür ederim can dostum...
Yüreğinden sevgi eksik olmasın...
Sevgi ve ışıkla
Her anne çocuğuna bencillik yerine, başkasına el uzatmayı öğretse keşke..
Ama bu devirde, o kadar çok "ben egolu gençler" arasında, bu duyarlı yazıyı, sade bir anlatımla yazan size, teşekkürlerimi sunarım. Tebrikler..
emine pisiren
Maalesef görmek istemiyoruz...
Ah bir görebilsek, o zaman ne çok şey değişir.
Hani bir kısa öykü vardı....
"İki adam parmaklıklar arkasındaydı, biri yerdeki çamuru diğeri gökteki yıldızları fark etti/gördü..."
İşte yaşama iki farklı bakış...
Yazıma değerli yorumunuzla eşlik ettiğiniz için sonsuzz teşekkürler gönül dostu...
Sevgi ve ışıkla
Çok duygusal bir yazıydı Emine hanım;evet gerçekten
deniz yıldızı misali ,bir tek benim yapığımdan ne çıkar
demeyelim,herkes bir kişiye yardım eli uzatırsa,bir
kartopunun çığa dönmesi gibi,yardımlar büyür,tebrikler
beni çok duygulandırdı.
emine pisiren
Mevlananın bir sözü var ve çok manidar...
"...· Eğri ayağın gölgesi de eğridir."
Biz örnek olmaz isek evlatlarımıza, onlar dağınık kuzular gibidir. Himaye ederken yaşamın her rengini öğretmeliyiz...
Yine Mevlana ile örnekleme yapacağım, onun evrensel çizgisi ve hümanizm rotasında olmak huzuru veriyor.
"...· Tavus kuşu gibi sadece kanadını görme, ayağını da gör."
Anne olmak/Baba olmak dünyanın en kutsal görevlerine sahip olmak demektir...
Değerli yorumlarınızla yazım sayfamı onurlandırdınız.
Teşekkür ederim.
Sevgi ve ışıkla