- 905 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
SINIRLI SEVGİ...
Kadınları sevmek; bir kadına haksızlık etmek demektir.
Bir kadını sevmek; kadınlara haksızlık etmek demektir.
Özdemir Asaf.
Okuduğum zaman uzun süre gözlerimi çekemedim. İlk tepkim, irkilmekti. Reddedişti. Sonra Asaf’ı düşündüm. Yalnızlıkların şairini. “ben” leri “ sen”, “ sen “leri “ ben “ olan şairi. Ne yana baksa hep kendisine çıkan o adamı.
Böyle bir adamın karşısında durduğumu düşündüm.
Sessiz, sözsüz, görünmez çizgileri olan ve o çizginin ötesine kimseyi geçirmeyen bir adamın.
“ Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz.” diyen bir adamın.
Ne yaparsam yapayım, kim olursam olayım yalnızlığını paylaşamayacağım bir adamın karşısında düşündüm kendimi.
Ve o adamı sevdiğimi hayal ettim.
Severken sınırları olan bir adamı. Sınırlarının ardına geçemeyeceğim bir adamı.
Sevmek duygusuna sınır koyabilir miyiz?
Sevmek, sonsuzluk içinde kanatlanıp uçmak değimlidir?
Kuşlar gibi. Özgürce.
Hangi kuşa “ Uçma “ diyebiliriz?
Hangi kuşa “ Gökyüzüne sınır çektim, artık her yere uçamayacaksın “ diyebiliriz?
Kanatlarını kırmadıkça…
Sevmek, hesapsız, kitapsız bir duygu değimlidir? Önceden kararlaştırılmamış bir duygu, değilmidir?
Kırlarda papatyalar açar her Bahar. Kimsenin dikmediği, sulamadığı, yerini belirlemediği.
Kendiliğinden büyür papatyalar. Kendiliğinden çiçek açarlar.
Papatyaya; “ Artık açmayacaksın .“
Ya da “ Burada açmanı yasaklıyorum. “ diyebilir miyiz?
Kökünden söküp, atmadıkça…
Beni severek başka kadınlara haksızlık olacağını düşünen bir adamın karşısında hayal ettim kendimi.
O adam ki; sınırlarının ötesine asla geçemeyeceğim.
O adam ki; onun sonsuzluğunda uçamayacağım, hiçbir zaman.
O adam ki; “ Dur! buradan ötesine geçemez ve karışamazsın” diyecek ve ben duracağım, çaresiz.
O adam ki; başka kadınlara haksızlık yapmasın diye dilediğim gibi sevemeyeceğim
O adam ki; beni sevdiği için hep haksızlık yaptığını düşünecek başka kadınlara
O adam ki; kanatlarımı kıracak, özgürce uçmayayım diye. Kökleyip atacak, istediğim zaman açmayayım diye.
Böyle bir adamın karşısında kadın olarak durmak ne kadar zordur.
Ne kadar sevildiğini bilememek.
Dilediğin gibi sevememek.
Bir arkadaşım vardı. “ Bir kadınla sinemaya gitmekten hoşlanıyorum. Bir diğeri ile yürüyüşe çıkmayı. Başka bir kadınla gülmeyi seviyorum. Ötekisiyle sohbet etmeyi. Filancayla sevişmeyi seviyorum. Bu yüzden hayatımda her zaman çok kadın oluyor.” Demişti.
“ Seni seviyorum “ dediğiniz insan; bunların toplamı değimlidir?
Toplamı yapamıyorsanız tek bir kadında o kadına; “ Seni seviyorum “ da diyemezsiniz.
Kuracağınız cümle ancak şöyle olabilir:
“Gelişinle yalnızlığımı dağıttığın için seviyorum seni.”
Ve bunu diyen o adam;
“ Gidişiyle yalnız bırakana âşık olur” sadece.
Eser Akpınar
izmir
24.02.2010
YORUMLAR
oooo benim kafam çok karıştı eser hanım.iyi ki aşık olmamışım.galiba da olmayı hiç düşünmeyeceğim.
eğer aşık olursam ben vazgeçmişimdir özgürlüğümden .hem başkasını sevme özgürlüğünden hemde başkası tarafından sevilme özgürlüğünden.vee karşımdan da bunu beklerim.beni seviyorsa eğer öncelikli olmalıyım.yetmeli beni sevmek başka kadınlar gelmemeli aklına sadece ben olmalıyım.
ben deil sen deil biz olmalı artık akıl da yürekte.
olursa tabiii. eee olmıyacağına göre .yazınızdan ve eleştirilerden anladığım bu.ben iyi ki aşık olmamışım olmıyayımda aman haaa.
tabi bu benim görüşüm .şu kısa zaman içinde okuduklarımdan anladığım.
seni burada görmek çok mutlu etti beni.hızla geldin şiir ,yazın.iyi ki geldin
ne mutlu bana .:))
sevgimle
Eser Akpınar
Sevgiler yüreğinize...
Giderken güle güle dememiştim bu gün hoşgeldiniz diyorum ...
Ve eklemek istiyorum; içimizde saat tıkırtısını andıran küçük bir et parçası vasfıyla nitelendirdiğimiz bir yürek varki istesek onu affetmenin gücüyle bir aleme çeviririz...Hata, büyük yada küçük, affetmek kişinin kendisine sunduğu lezzettir...Sevgiyi besler.... Rahmani duyguları artırır şeytani duygulardan arındırır.... Bizim ihtiyacımız olan da bu değilmidir...Sevgi, şefkat, merhamet, duygularınız yaşamınızda önderiniz... önderimiz olması dileklerimle...İyi olanı herkes kucaklar ,önemli olan, sevgiden mahrum ve hatalı olanı sevebilmek MEVLA cümlemize bu yüreği nasip eylesin...
Ne kaybederiz affedersek.?Sevgiyle kalın....
elemm tarafından 2/26/2010 5:06:22 PM zamanında düzenlenmiştir.
Eser Akpınar
teşekkür ediyorum...Saevgiler..
Sevmek, hesapsız, kitapsız bir duygu değimlidir? Önceden kararlaştırılmamış bir duygu, değilmidir?
Kırlarda papatyalar açar her Bahar. Kimsenin dikmediği, sulamadığı, yerini belirlemediği.
Kendiliğinden büyür papatyalar. Kendiliğinden çiçek açarlar.
Papatyaya; “ Artık açmayacaksın .“
Ya da “ Burada açmanı yasaklıyorum. “ diyebilir miyiz?
Kökünden söküp, atmadıkça…
hayatin güzelliklerine sarilmali kalp carptikca.
yürekte sevgi oldukca insan istesede bu dünyaya sirtini dönemez.dönmemelide zaten.
insan olanlari esit sekilde sevmeyi bilmeli tabi kadin erkek ayirmadan.
gönlümüze ruhumuza hitab edenin sevgisi her zaman özeldir.
Allah herseyi gönlünüze göre versin diliyorum su mübarek günde.
kandiliniz mübarek olsun
yüreginize saglik cok güzel bir yaziydi.tekrar burda olmaniz cok güzel.
sonsuz sevgimle
Eser Akpınar
Bir beyin jimnastiği.
Sevgi kusaldır.Her türlü saygıyı hak eder. Saygısızlık derin kırılmalara yol açar.
Beyindeki FEROMEN hormonudur sevginin kaynağı. Bu hormon artma ve eksilmeler gösterir.
Öyle ise herşeyi sevgiye bağlarsak bir yerlerde yaya kalırız.
Aşık olarak evlendiğimiz birini artık aynı kuvvette sevmeyiz zamanla. Aşk biten, yön değiştiren bir duygudur.
Yerini başka sevgi, ilgi alanları yada ilgisizlik alabilir.
İşte bu nedenlerle aşk diyerek sınırları atmak hürrüyrt değil hata olur. Seviyeruz diye sahiplenme duygusu ile hürriyetde kısıtlarız. Elbette bu da yanlış olmakta ama hatalarımızla bir bütünüz.Sevdiklerimizin hatalarını göremeyiz. Bizi gözü kör yapar fazla aşk. En doğrusu akıl, sevgi ve Peygamber ahlakı ile hareket edebilmektir.
Yazınızı ilgi ile okudum.
Şeklen diyeceğim yok.
Müsamerelerde iki gurup olupta haklılık payı düşük olan konuyu savunmak zorunda kalırdım bazen. Oradan da haklılıklar çıkarmak zevk verirdi.
Niye böyle düşündüm Ki?
Biliyorum ben kötüyüm........ :)
Selam ve sevgiler.
Eser Akpınar
yani ben de pek "iyi" sayılmam...:-))
güzel yorum için teşekkür ediyorum...
saygılar.
Ruh analizlerinin ve ruhların bolca uçuştuğu bu yazıya gece 00:05 ten itibaren gelip gidiyorum. Analizleri ayrı ayrı alıyorum bardağın bir yarısının dolu olduğunu görüyorum. Analizleri sentezleştirmeye çabalıyorum bardağın yarısı boş duruyor bu kez...
Velhasıl bu gece kafa yapım müsait değil. Uyumadan bu saate geldik ve artık yazayım dedim. Gerçi aşağıda gizlenmiş bir yorumum daha var...
Kutluyorum..
Eser Akpınar
1- Ö.Asaf temel alınarak kurgulanmış bir yazı. Şairi tanıyorsanız, bu seçenekte çok zorlanmamanız lazım. Ki, ben bu seçeneği çok geçerli görmüyorum.
2- Asaf'ın satırları arasına gizlenmiş Sevgi. Sevdiğine sınır çizen bir sevgi. Ve bu sevgi bir erkekte anlatılmış. Burada takıldığınızı düşünüyorum. Sevgi üzerine bir tarifiniz, kabulünüz ve yaşama şekliniz mutlaka vardır. O pencereden bakarak bir seven, bir de sevilen yerine kendinizi koyarak okuyorsunuz. Ve sanırım bir sevileni haklı buluyorsunuz. Bir seveni.
Aslında bu yazıda, her iki tarafta seven, her iki tarafta sevilen. Oldukça Asaf'ça.
Belki hepsinden arındırıp düşüncelerinizi sadece " Sevgi böyle yaşanır mı? Sevene sınır çizilebilir mi? " sorusuna yönelseniz, bu denli yorulmayacaksınız.?
Uykusuzluk karmaşası diyelim buna, bu günlük..:-))
Ve hatırlatalım; yazı burada, biz buradayız. Ne zaman isterseniz tekrar bekleriz.
Aşağıda ki yorumunuz için de ayrıca teşekkürler.
Saygılar.
Turgay COŞKUN
Deyip şakaya bir virgül kor isek eğer; ben "Sevgi" ve "Sevmek" kavramlarında size katılamıyorum.
Kadın olduğunuz için "O adam" sınırlarından bahsetmişsiniz. Peki sizin "O adam" sınırlarından geçmeye çabalarken "O adam"ın doğal kişiliğine zorlama olmuyor mu?
Aslında siz gibi değerli bir yazarla bu konuları eleştirel düzeyde tartışmak istemem; ama olmuyor işte... İster Asafça bakışla bakıp Asaf'ı çağırayım, İster sizin pencerenizle bakayım; klasik bir cümle geliyor aklıma...
"Birinin hürriyetinin başladığı yerde bir diğerinin hürriyeti biter"
Bu açıdan ben bu yorumla bu konuya noktayı koymak isterim.
Sevgiler...
Eser Akpınar
Ama "nokta" konmuşsa...konu kapanmış demektir...
sadece bir şey beni üzdü. belki anlış anladım..: üç diyebilme ihtimalim.
bu konuda kendimi şımarık bir tavır sergilemiş gibi hissettim. ve bu aalgılatmanızı genel kanaat olarak hissedersem üç dememe hiç gerek kalmaz. ne var ki; bunun sadece şahsi görüşünüz olduğunu düşünüyorum. samimiyetimin site doatları tarafından böyle değerlendirilmediğine olan inancımdan yola çıkarak.
ve...nokta.!!!!
Yalnızlık, hiçbir şeyin çözümü değilmiş. Tek çözüm, akılmış. ( kendimi onaylıyorum )
İki gündür konuşuyoruz. Aklım bana şöyle dedi:
“ Takılma insanlara. Bırak, herkes bildiği gibi yaşasın. Ama sen de bildiğin, mutlu olduğun gibi yaşa.
Sal ucunu gitsin. Bir elli senen yok daha önünde. “
Saldım gitti…
Sizleri, gerçekten çok özledim.
Yazmayı, özledim.
Ve internette boş boş dolaşmaktan çok sıkıldım.
Ekranımın her bir santimini ezberledim. Baka baka.
Her zaman üç hak tanırım.
Kendime de.
Bu ikiiiiiii….!!!!!
su_misali(Gülhun Ertilav)
hoşgeldiniz
N. B. Ç.
Hoşgeldiniz ve iyi ki geldiniz.
Turgay COŞKUN
Keşke onaylama yetkim olsaydı... :))
Sevgiler...
Eser Akpınar
Saygılar.
Ağyar
Saygılar, selamlar
Emine UYSAL (EMİNE45)
Senin de dediğin gibi, bizim bir elli yılımız daha yok! Olanı da, en iyi şekilde değerlendirmeye çalışalım. Mutlu olduğumuz şekilde... Tekrar hoş geldin der, yeni yazılarını bekleriz.
Sevgilerimle...